İçinde Bul Bulunan Kelimeler
İçinde BUL olan 194 kelime bulunuyor. İçerisinde BUL geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Bul kelimesinin anlamı nedir? Bul ile başlayan kelimeler. Bul ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
BULUŞTURUVERMEK31,
14 Harfli Kelimeler
BULUŞTURUVERME30, BULAŞTIRIVERME29, BULANDIRIVERME28, BULGULAYABİLME27, BULUTLANIVERME26, BULUŞTURABİLME25, BULUŞULABİLMEK25, BULGULANABİLME25, BULUNDURABİLME24, BULAŞTIRABİLME24, BULANDIRABİLME23, BULUTLANABİLME21, KABULLENMİŞLİK21
13 Harfli Kelimeler
BULUŞULABİLME24, BULUŞTURULMAK23, BULAŞTIRILMAK22, BULDURABİLMEK22, BULGARİSTANLI22, BULUNDURULMAK22, BULANIKLAŞMAK21, BULANDIRILMAK21, TABULAŞTIRMAK21, İSTANBULLULUK19
12 Harfli Kelimeler
BULUŞUVERMEK27, BULAŞIVERMEK26,
Tümünü Gör
11 Harfli Kelimeler
BULUŞUVERME26, BULAŞIVERME25, BULGURCULUK24, BULUNUVERME23, BULAŞICILIK23, BULAŞIKHANE22, BULANIVERME22, BULANDIRICI22, CUMBULDATMA22, CUMBULDAMAK22, BULUTSUZLUK21, BULUŞABİLME21, BULUŞTURMAK20, BULGURLANMA20, BULGURLAMAK20, BULGULANMAK20, BULAŞABİLME20, TOMBULLAŞMA20, BULUNDURMAK19, BULAYABİLME19
Tümünü Gör
10 Harfli Kelimeler
BULGULAYIŞ24, BULGURUMSU22,
Tümünü Gör
9 Harfli Kelimeler
BULGURCUK21, BULUVERME20, BULDUMCUK20, BULAŞIKÇI20, BULUŞULMA18, BULGURLUK18, BULGULAMA18, BULUCULUK18, BULGARLIK17, BULAŞILMA17, BULDURTMA16, BULDURMAK16, BULANIKÇA16, TABULAŞMA16, ABULLABUT15, BULABİLME15, TOMBULLUK15, KARABULUT13
8 Harfli Kelimeler
BULGURCU20, BULAŞICI19, BULGARCA18, BULGURSU18, BULVARLI18, BULGURLU17, BULGUSAL17, BULUTSUZ17, BULDOZER17, BULUNMAZ16, BULUŞMAK16, BULUTÇUK16, GLOBULİN16, TOMBULCA16, BULDURMA15, BULAŞMAK15, BULANCAK14, BULAŞKAN14, AMBULANS13, BULUNMAK13
Tümünü Gör
7 Harfli Kelimeler
BULUŞMA15, BULUNUŞ15, BULAMAÇ14, BULANIŞ14, BULAŞIK14, BULAŞMA14, BULGARİ14, BULMACA14, BULUTSU13, BULUTLU12, BULUNTU12, BULUNMA12, BULUNAK11, BULAMAK11, BULANIK11, BULANTI11, BULATMA11, BULANMA11
6 Harfli Kelimeler
YÖNBUL17, BULVAR15, BULUCU14, BULGUR14, BULGAR13, BULDOK12, BAMBUL12, BULADA11, BULDAN11, TOMBUL11, BULMAK10, BULAMA10, MAKBUL10, TEMBUL10, BULTAK9
5 Harfli Kelimeler
BULGU13, BULUŞ12, BULUT9, BULMA9, ABULİ8, BULAK8, KABUL8
4 Harfli Kelimeler
BULA7
3 Harfli Kelimeler
BUL6
BUL
- Yalnız iki geniş yüzü testere ile düzeltilmiş tahta
BULA
- Yenge, amca veya dayı karısı
ABULİ (Kelime Kökeni: Fransızca aboulie)
- İrade yitimi
BULAK
- Kaynak, pınar
KABUL (Kelime Kökeni: Arapça ḳabūl)
-
Bir şeye isteyerek veya istemeyerek razı olma
Her mihnet kabulüm yeter ki / Gün eksilmesin penceremden - Cahit Sıtkı Tarancı
-
Konukları veya işi olanları yanına, katına alma
Başımı kaşıyacak vaktim yok. Kabul saatlerine dikkat oluna! - Nazım Hikmet
- Sunulan bir şeyi, armağanı alma
- Bir öneriyi uygun bulma, onaylama
-
Bir yere alınma
Okula kabulüm için dilekçe verdim.
- Akseptans
Ata Sözleri ve Deyimler
- kabul etmek (veya eylemek)
- kabul görmek
Birleşik Kelimeler: kabul günü, kabul kredisi, kabul odası, kabul resmi, kabul salonu, kabul töreni, kabul yeri, hüsnükabul, kayıt kabul, ön kabul, resmikabul
BULTAK
- Bir ile üç yaş grubu için oluşturulmuş, üzerinde çeşitli biçimlerin ve uygun parçalarının bulunduğu zekâ oyunu
BULUT
-
Atmosferdeki su damlacıkları ve buz taneciklerinin görülebilir yoğunluk kazanmasıyla oluşan, biçimleri, yükseklikleri ve yol açtıkları hava olaylarıyla birbirinden ayrılan yığın
Mavi maviydi gökyüzü / Bulutlar beyaz beyazdı / Boşluğu ve üzüntüsü / İçinde ne garip bir yazdı - Ahmet Hamdi Tanpınar
-
Herhangi bir şeyden oluşan yoğun yığın
Ortalık sarı bir toz bulutu içinde. - Adalet Ağaoğlu
-
Keder, endişe
Gazi'nin şen çehresi üstünden ciddi bir düşüncenin bulutu geçer gibi oldu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- bulut gibi
- bulut olmak
- buluttan nem kapmak
Birleşik Kelimeler: karabulut, kara bulut, katman bulut, kızgın bulut, küme bulut, saçak bulut, sedefsi bulut, yığın bulut, toz bulutu, yağmur bulutu
BULMA
-
Bulmak işi
Bu genç kadında kendisini büyüleyen şeyin ne olduğunu bulmaya uğraşıyor. - Attila İlhan
BULMAK
-
Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak
Kafam her an bir konu bulmak için binbir çeşit şeye müracaat ediyor. - Halide Edip Adıvar
- Bir şeyi elde etmek
-
Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek
Paramı buldum.
-
Varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, keşfetmek
Şu kuvvetin, cevherin sırrını bulmaya çalışıyorum. - Sait Faik Abasıyanık
- İlk kez yeni bir şey yaratmak, icat etmek
-
İstenilen şeye kavuşmak, nail olmak
Kadınlık namına düşündüğüm şeylerin hiçbirini karımda bulamadım. - Ömer Seyfettin
-
Bir yere, bir noktaya erişmek, ulaşmak
Böylece yılın ortasını bulduk. - Refik Halit Karay
-
Herhangi bir görüşe, bir yargıya varmak
Ben de bunu akıllıca buldum. - Memduh Şevket Esendal
-
Seçmek
Bazen onlara yeni ve güzel kıyafetler buluyor. - Halide Edip Adıvar
-
Sağlamak, temin etmek
Sen otur ye, ben yatarken, kendim bir şeyler bulur, yerim. - Sait Faik Abasıyanık
-
Cezaya uğramak
Eden bulur.
-
Hatırlamak
Bir türlü bulamadım caminin ismini dersem inanır mısınız? - Sait Faik Abasıyanık
Ata Sözleri ve Deyimler
- bula bula bunu (onu veya bir şeyi veya birini) bulmak
- buldukça bunar (veya bulmuş da bunuyor)
- buldum bilemedim, bildim bulamadım
- bulup buluşturmak
Birleşik Kelimeler: bultak, yolbul, yönbul, ara bulmak
BULAMA
- Bulamak işi
-
Genellikle üzüm şırasının kaynatılması ile yapılan koyu pekmez
Atlar, arabalar, dalkavuklar arasında geçen debdebelerle şimdiki kırk paralık bulama, altmış paralık peynir müşterilerine meram anlatmak arasında ne büyük tezat vardı. - Ömer Seyfettin
MAKBUL (Kelime Kökeni: Arapça maḳbūl)
- Kabul edilen
-
Beğenilen, hoş karşılanan
Kahvenin dibekte dövüleni her zaman daha makbul ve içimi şöhretliydi. - Samiha Ayverdi
- Geçer, geçerli
Ata Sözleri ve Deyimler
- makbule geçmek
- makbul olmak
TEMBUL (Kelime Kökeni: Farsça tenbūl)
- Hindistan'da yetişen, tırmanıcı bir tür biber ağacı (Piper betle)
BULUNAK
- Adres
BULAMAK
-
Bir nesnenin her yanını bir şeye değdirerek üstünü onunla kaplamak, bir nesneyi başka bir maddeye batırmak
Balığı una bulamak.
BULANIK
-
Bulanmış olan, duru olmayan
Koltuğuna oturdu, Haliç'in bulanık sularına daldı. - Falih Rıfkı Atay
- Bulutlu, kapalı (hava)
-
Açık seçik görünmeyen, net olmayan
Bulanık görüntü.
-
Donuk, anlamsız, fersiz (bakış)
Dimdik oturuyor, bulanık ve ıslak gözlerle ona bakıyordu. - Peyami Safa
-
Niteliği tam anlaşılmayan
İzmir-Bursa yolculuğundan dönüşümde ben böyle bulanık bir politika havası içinde bulmuştum. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Bulanmış, duru olmayan bir biçimde
Bir musluğu açtığınız zaman bile su, evvela bulanık gelir. - Necip Fazıl Kısakürek
Birleşik Kelimeler: boz bulanık
- Muş iline bağlı ilçelerden biri