İçinde Boş Bulunan Kelimeler
İçinde BOŞ olan 74 kelime bulunuyor. İçerisinde BOŞ geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Boş kelimesinin anlamı nedir? Boş ile başlayan kelimeler. Boş ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
BOŞALTILIVERMEK30,
14 Harfli Kelimeler
BOŞALTILIVERME29, BOŞALTILABİLME24, BOŞATILABİLMEK24
13 Harfli Kelimeler
BOŞALTIVERMEK27, BOŞANDIRILMAK24, BOŞATILABİLME23, BOŞALTABİLMEK22
12 Harfli Kelimeler
BOŞVERMİŞLİK28, BOŞAYIVERMEK28, BOŞALIVERMEK26, BOŞALTIVERME26, BOŞANIVERMEK26, BOŞAYABİLMEK23, BOŞANDIRILMA23, BOŞALABİLMEK21, BOŞATABİLMEK21, BOŞANABİLMEK21, BOŞALTABİLME21
11 Harfli Kelimeler
BOŞBOĞAZLIK31, BOŞAYIVERME27, BOŞANIVERME25, BOŞALIVERME25, BOŞAYABİLME22, BOŞANDIRMAK21, BOŞATABİLME20, BOŞANABİLME20, BOŞALABİLME20, BOŞATTIRMAK19, BOŞALTILMAK19
10 Harfli Kelimeler
BAŞIBOŞLUK23, BOŞALTILIŞ21, BOŞANDIRMA20, BOŞATTIRMA18,
9 Harfli Kelimeler
BOŞVERMİŞ25, BOŞLAŞMAK19, BOŞATILMA17, BOŞANILMA17, BOŞUNALIK17, BOŞNAKLIK16, BOŞALTMAK16
8 Harfli Kelimeler
BOŞBOĞAZ27, BOŞALTIŞ18, BOŞLAŞMA18, TAHTABOŞ18, BOŞALTAÇ17, BOŞNAKÇA17, BOŞALTIM16, BOŞALMAK15, BOŞALTMA15, BOŞANMAK15, BOŞATMAK15, BOŞLAMAK15
7 Harfli Kelimeler
BAŞIBOŞ19, BOŞANIŞ17, BOŞALIŞ17, BOŞALIM15, BOŞLAMA14, BOŞATMA14, BOŞANMA14, BOŞAMAK14, BOŞALMA14, BOŞALTI14
6 Harfli Kelimeler
BOMBOŞ16, BOŞLUK13, BOŞAMA13, BOŞUNA13, BOŞNAK12
5 Harfli Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
BOŞ9
BOŞ
-
İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan, dolu karşıtı
Yaralı kaymakamla iki emir eri de boş kalan kompartımana rahatça yerleştiler. - Aka Gündüz
-
Görevlisi olmayan (iş, görev), münhal
Boş kadro.
-
Yapılacak işi olmayan, işsiz
Bugün sabah boşum, gelebilirsin.
-
Kullanıldıktan sonra içinde bir şey bulunmayan, kirli (bardak, çanak vb.)
Tam bu sırada yanlarından elindeki tepside boşlarla ortalıkçı bir çocuk geçmektedir. - Tarık Buğra
-
Anlamsız
Bütün bunlar güneşli ve rüzgârlı bir günün boş vaatleri miydi? - Nazım Hikmet
-
Bilgisiz
Daha meselesiz, daha cahil, daha boş, daha yakışıklıydılar. - Sait Faik Abasıyanık
-
Bir işe yaramayan, yararsız
Yaşlı başlı insanlarız, dedi. Birbirimizi boş tesellilerle aldatacak değiliz. - Reşat Nuri Güntekin
-
Habersiz, hazırlıksız bir biçimde
Tatar dilencinin küfürlerine işte böyle boş yakalandım. - Orhan Pamuk
Ata Sözleri ve Deyimler
- boşa almak
- boşa çıkarmak
- boşa çıkmak
- boşa gitmek
- boşa koysan dolmaz, doluya koysan almaz
- boş atıp dolu tutmak (veya vurmak)
- boşa vermek
- boş başak dik durur
- boş bırakmak
- boş bırakmamak
- boş bulunmak
- boş çıkmak
- boş çıkmamak
- boş çuval ayakta (veya dik) durmaz
- boş dönmek
- boş durmak
- boş durmamak
- boş düşmek
- boş gezenin boş kalfası
- boş gezmek (veya gezinmek)
- boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir
- boş gözlerle bakmak
- boş ite menzil olmaz
- boş kalmak
- boş kile dipsiz ambar
- boş konuşmamak
- boş koymak
- boş ol (veya olsun)
- boş oturmak
- boşta gezmek
- boşta kalmak
- boş torba ile at tutulmaz
- boş ver!
- boş vermek
- boş yerine vurmak
Birleşik Kelimeler: boşboğaz, boş boş, boş inanç, boş kafalı, boş kâğıdı, boş küme, boş laf, boş yere, boşu boşuna, başıboş, eli boş, içi boş, kafası boş
LİBOŞ
- Liberal ekonomiyi ve liberal siyaseti savunurken çabucak zengin olmayı amaçlayan ve bu yolda hiçbir değer yargısını kabul etmeyen, her şeyi mübah gören kimse
BOŞNAK
- Bosna halkından veya bu halkın soyundan olan kimse
BOŞLUK
- Oyuk, çukur, kapanmamış yer
-
Boş olan yer
Utanmadan bıraktığı sakalında güve yeniği gibi boşluklar vardı. - İhsan Oktay Anar
- Kesinti, kopukluk
-
Boş geçen süre
Bu boşluktan sıkılıyorum.
- Eksiklik, yoksunluk duygusu
-
Boş olma durumu
O günden bugüne olanları hatırladıkça insan ister istemez bu türlü çabaların hiçliğini, boşluğunu düşünmek zorunda kalıyor. - Refik Halit Karay
Birleşik Kelimeler: boşluk tulumbası, başıboşluk, kafası boşluk, asansör boşluğu, göğüs boşluğu, hava boşluğu, karın boşluğu, merdiven boşluğu, orta kulak boşluğu, burun boşlukları
BOŞAMA
- Boşamak işi
BOŞUNA
-
Boş, yararsız, gereksiz, beyhude, nafile
Kapıldığı tüm fikirler saçma, kurduğu tüm hayaller boşunaydı. - Elif Şafak
-
Boş yere, yararsız yere, sebepsiz yere, gereksiz, boşu boşuna, beyhude, beyhude yere, nafile, tevekkeli
Sağdan soldan rica etmişler, taşeronlar aramışlardı boşuna. - Ayşe Kulin
BOŞLAMA
- Boşlamak işi, ihmal
BOŞATMA
- Boşatmak işi
BOŞANMA
-
Boşanmak işi
Burnundan kanlar boşanmaya başladı. - Nazım Hikmet
-
Eşlerden birinin boşanma ilamı almasıyla evlilik birliğinin son bulması
Buna rağmen hiçbir zaman karısından boşanmaya teşebbüs etmedi. - Elif Şafak
Birleşik Kelimeler: boşanma davası, boşanma ilamı
BOŞAMAK
-
Kanunlara göre eşlerden biri, aile ilişkisini kesmek
Karıyı boşayamıyor. Hüzünlü bir şey olsa gerek. - Nazım Hikmet
BOŞALMA
-
Boşalmak işi
Kadınların başlarında beyaz çatkılarla ilaç fabrikalarından sel köpüğü gibi taşıp boşalmalarını anlattı. - Lâtife Tekin
-
Derdini birine açarak ferahlama, rahatlama, deşarj
Bir boşalmaya, ağız dolusu boşalmaya, soyundan başlayarak boşalmaya isteğim var ki boşalamazsam patlayacağım. - Nazım Hikmet
- Elektrik yükünün başka bir iletkene geçişi veya sıfıra düşmesi, deşarj
Birleşik Kelimeler: erken boşalma
BOŞALTI
- Boşaltım
- Vücuttan atılan dışkı, balgam, idrar vb. atıkların genel adı
BOŞALMAK
-
Boş duruma gelmek, içinde bir şey kalmamak, inhilal etmek
Sınıf tamamen boşaldığında çıtı pıtı kadınla öğretmenin de onlarla birlikte gitmiş olduklarını fark etti. - Elif Şafak
- Dışarıya akmak, dökülmek
-
Gevşemek, açılmak
Sicim gitgide boşalıyor, gemi hafif yana yatarak pupa gidiyordu. - Sait Faik Abasıyanık
-
Derdini, sıkıntısını birine anlatarak ferahlamak, deşarj olmak
Derdimle öyle dolmuş ki boşalmadan evine gidemeyecek. - Yusuf Ziya Ortaç
- Hayvan, bağından kurtulmak
- Doyuma ulaşmak
BOŞALTMA
-
Boşaltmak işi
Bir yandan hizmetçiler yemek sofrasını sökerek büyük bir salonu boşaltmaya çalışıyorlardı. - Hüseyin Cahit Yalçın
Birleşik Kelimeler: boşaltma havzası, hava boşaltma makinesi
BOŞANMAK
-
Karı ve koca mahkeme kararı ile birbirinden ayrılmak
Ne oldu da kocasından boşandı, sen anladın mı? - Memduh Şevket Esendal
- Hayvan, başlığından, koşum takımından veya bağından kurtulmak
-
Bol bol akmak
Bir zamandır kendimi tutamıyorum, gözyaşlarım birden boşanıyor. - Ercüment Ekrem Talu
-
Baskı altında gergin duran bir şey, birden ve hızla kurtulmak
Vecihe, fazla kurulmuş bir zemberek şiddetiyle boşandı. - Reşat Nuri Güntekin
-
Kapalı bir yerde bulunan insanlar birden dışarı çıkmak
Yoksa tımarhane mi boşanmıştı? - Ömer Seyfettin
- Dertlerini, yakınmalarını anlatmak
-
Sıyrılmak, kurtulmak
Sabırsız ellerle acele acele üst başından boşandı ve çıplak olarak denize atladı. - Halikarnas Balıkçısı