İçinde Bet Bulunan 7 Harfli Kelimeler

İçerisinde BET olan 7 harfli 26 kelime bulunuyor. İçinde BET olan 7 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Bet ile başlayan 7 harfli kelimeler. bet ile biten 7 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

BETÇİ18, GUDUBET17, BETONCU14, MÜEBBET14, MEHABET14, SAHABET14, ŞEBABET14, BETİSİZ13, DİYABET13, GARABET13, HİTABET13, BETONSU12, MUSİBET12, NECABET12, BETÇE12, CENABET12, NİYABET11, RUTUBET11, TABABET11, SALABET10, TABETME10, ELBETTE9, KİTABET9, KARABET9, REKABET9, BET9

ELBETTE (Kelime Kökeni: Arapça elbette)

[zarf]

  • Her hâlde, şüphesiz, kuşkusuz, elbet

    Bu şato sahibi elbette şatonun her şeyiyle uğraşmak zorundadır. - Ahmet Kabaklı

KİTABET (Kelime Kökeni: Arapça kitābet)

[isim]

[eskimiş]

  • Yazmanlık, kâtiplik
  • Kompozisyon, tahrir

KARABET (Kelime Kökeni: Arapça ḳarābet)

[isim]

[eskimiş]

  • Yakınlık
  • Hısımlık

REKABET (Kelime Kökeni: Arapça reḳābet)

[isim]

  • Aynı amacı güden kimseler arasındaki çekişme, yarışma, yarış

    Bu seferki kovuluşun sebebi meslek rekabeti değil, meslek ahlakı idi. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rekabet etmek

Birleşik Kelimeler: ezelî rekabet

TİBETLİ

[isim]

  • Tibet halkından olan kimse

SALABET (Kelime Kökeni: Arapça ṣalābet)

[isim]

[eskimiş]

  • Katılık, sağlamlık

    Eski cumhurbaşkanı kendi görüşü uzantısında böyle bir salabet örneği vermişti. - Haldun Taner

TABETME

[isim]

  • Tabetmek işi

NİYABET (Kelime Kökeni: Arapça niyābet)

[isim]

[eskimiş]

  • Naiplik

RUTUBET (Kelime Kökeni: Arapça ruṭūbet)

[isim]

  • Nem

    Karanlıkta duyduğumuz çam kokularına artık yakınlaştığımız denizin rutubeti karışıyordu. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

TABABET (Kelime Kökeni: Arapça ṭabābet)

[isim]

  • Tıp

    Medeniyet buna da bir ad bulmuş, tababet hemen raporunu veriyor. - Aka Gündüz

  • Tıp bilgisi

Birleşik Kelimeler: diş tababeti

BETONSU

[sıfat]

  • Betonu andıran, betona benzeyen, beton gibi, betonumsu

MUSİBET (Kelime Kökeni: Arapça muṣībet)

[isim]

  • Ansızın gelen felaket, sıkıntı veren şey

    Onlar hızla geçer veya düşer, musibeti sineye çekmek millete düşer. - Talât Halman

[sıfat]

[mecaz]

  • Uğursuz

NECABET (Kelime Kökeni: Arapça necābet)

[isim]

[eskimiş]

  • Temiz bir soydan gelme, soyluluk

    Eşyanın bile ihtiyarlamasında bir necabet vardı. - Mithat Cemal Kuntay

TİBETÇE

[isim]

  • Tibet dili

[sıfat]

  • Bu dille yazılmış olan

CENABET (Kelime Kökeni: Arapça cenābet)

[sıfat]

[din bilgisi]

  • Cünüp

[mecaz]

  • Pis, kötü, hoşlanılmayan (kimse veya şey)

[isim]

[din bilgisi]

  • Cünüplük