İçinde Bar Bulunan 8 Harfli Kelimeler

İçerisinde BAR olan 8 harfli 38 kelime bulunuyor. İçinde BAR olan 8 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Bar ile başlayan 8 harfli kelimeler. bar ile biten 8 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

BAROGRAF21, BARIŞÇIL18, BARBUTÇU17, BARİSFER17, BAROSKOP17, DUBARACI17, BARDACIK16, BARDAKÇI16, GABARDİN16, İHBARİYE16, BAREZE16, ABARTICI15, BARBARCA15, BARCILIK15, BARIŞMAK15, BARBUNYA15, İSTİHBAR15, ZIBARMAK15, BARKODLU14, KABARCIK14, KEHRİBAR14, BARİZLİK13, KABARECİ13, ABARTILI12, BARBAKAN12, BARINMAK12, BARONLUK12, BARTINLI12, BARUTLUK12, KUBARMAK12, ABARTMAK11, BARKAROL11, İTİBARLI11, BARLIK11, KABARALI11, KABARMAK11, KABARTMA11, İTİBAREN10

İTİBAREN (Kelime Kökeni: Arapça iʿtibāren)

[zarf]

  • -den başlayarak, -den beri

    İşte o dakikadan itibaren onun boyalı dudaklarından, yapma sarı saçlarından nefret ediyordum. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

  • -den sonra

    Babamın ölümünden itibaren size daima hak verdim. - Attila İlhan

ABARTMAK

[-i]

  • Bir nesneyi veya durumu olduğundan daha önemli, daha büyük veya daha çok göstermek, mübalağa etmek
  • Bir iş, bir davranış vb.nde gereğinden fazlasına kaçmak, aşırıya kaçmak

BARKAROL (Kelime Kökeni: Fransızca barcarolle)

[isim]

  • Venedik gondolcularının söz ve müziği önceden yazılmadan içlerinden geldiği gibi söyledikleri şarkı
  • Ritmi üç zamanlı müzik eseri

İTİBARLI

[sıfat]

  • İtibarı, değeri olan, saygın

    Merhabalaşma bittikten sonra kahvenin en itibarlısı yabancıya döner. - Hasan Pulur

  • Kredisi olan
  • Gözde olan, önemli sayılan

    Köşedeki itibarlı masalardan birine karşılıklı oturduk. - Çetin Altan

KİBARLIK

[isim]

  • Kibar olma durumu, incelik

    Nerede kibarlık ararsak orada bayağılığa rastlarız. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Kibar bir insana yakışacak biçimdeki söz veya davranış

    Ne imiş derdi diye sormamak kibarlığını içi içini yemesine rağmen gösterdi. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kibarlığı tutmak
  • kibarlık etmek
  • kibarlık taslamak

Birleşik Kelimeler: kibarlık budalası, kibarlık düşkünü

KABARALI

[sıfat]

  • Kabara çakılmış olan

    Erkekler kabaralı ayakkabılarıyla birer ikişer evlerine döndüler. - Necati Cumalı

KABARMAK

[nesnesiz]

  • Ağırlığı artmadan hacmi büyümek

    Ekmek iyi kabardı.

  • Yağışlardan veya kaynamaktan taşmaya yüz tutmak

    Çay birdenbire kabararak şosenin rampalarını aşar ve epeyce zararlara sebep olur. - Reşat Nuri Güntekin

  • Niceliği artmak, büyümek

    Masraf kabardı.

  • Şişmek, genişlemek

    İhtiyarın zayıf damarları kabarmış kıllı elleri dizlerinin üstündeydi. - Peyami Safa

  • Hayvanların tüyleri dikilmek
  • Kumaş üzerinde tüyler oluşmak, havlanmak

    Bu kumaş çabuk kabardı.

  • Islanıp veya ısınıp yerinden kurtulmak

    Masanın kaplaması kabardı.

    Dolabın boyası kabardı.

  • Deniz dalgalanmak, büyük dalgalar oluşmak

[mecaz]

  • Bulanmak

[mecaz]

  • Öfke, sevgi vb. duygular gittikçe güçlenmek

    Bu olayı duyunca delikanlının yüreği öç alma duygusuyla kabarır. - Necati Cumalı

[-e]

[nesnesiz]

[mecaz]

  • Kafa tutmak, öfkelenip üstüne yürüyecek gibi davranmak

[mecaz]

  • Böbürlenmek, gururlanmak

    Kumandan, atını şahlandırarak hurra hurra diye kendisini alkışlayan keyifli halka boyun kırarak kabarıyordu. - Ömer Seyfettin

KABARTMA

[isim]

  • Kabartmak işi

    Pansiyon sahipleri, kirada gösterdikleri bu ehveniyeti diğer hileli muamelelerinde kabartmanın yolunu bilirler. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Bir biçimin veya bir süslemenin düz yüzey üzerindeki çıkıntısı
  • Kil, alçı, taş vb. işlenebilir gereçleri girintili çıkıntılı yüzeyler durumunda biçimlendirerek yapılan eser, rölyef

    Bir sanatkâr eliyle alçıdan yapılmış, bembeyaz, tertemiz bir kabartma. - Peyami Safa

[sıfat]

  • Kabartılarak yapılan

    Kabartma harita.

Birleşik Kelimeler: kabartma tozu, alçak kabartma

ABARTILI

[sıfat]

  • Olduğundan fazla gösterilen, abartmalı, mübalağalı

    Sinek, kurtçukların çevresinde abartılı bir vızıltıyla dönenip duruyor. - Adalet Ağaoğlu

[zarf]

  • Abartarak, abartılı olarak, mübalağalı bir biçimde

BARBAKAN (Kelime Kökeni: Fransızca barbacane)

[isim]

  • Kale duvarlarında düşmana ok atmak için açılmış delik

BARINMAK

  • Doğa etkilerinden korunmak için kapalı bir yere sığınmak

[nesnesiz]

  • Yerleşmek, yaşamak için uygun şartlar bularak oturmak

    İnsan barınacak yerler yaptı, yiyeceğini pişirerek yemeye başladı. - Nazım Hikmet

  • Bir yerde yatarak geceyi geçirmek

[nesnesiz]

[mecaz]

  • Soyut kavram bir yerde etkili olmak, gelişecek ortamı bulmak

[mecaz]

  • Çevresiyle uyumlu, dirlik içinde yaşamak

    Girip çıktığı mesleklerin hiçbirinde üç dört, hadi bilemediniz, altı aydan fazla barınamadı. - Haldun Taner

BARONLUK

[isim]

  • Baron olma durumu
  • Baronun görevi

BARTINLI

[isim]

  • Bartın ilinden olan kimse

BARUTLUK

[isim]

  • Barut kabağı

KUBARMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Hindi veya güvercinin tüyleri kabarmak

[mecaz]

  • Çalımlı bir tavır takınmak