İçinde Baca Bulunan Kelimeler

İçinde BACA olan 24 kelime bulunuyor. İçerisinde BACA geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Baca kelimesinin anlamı nedir? Baca ile başlayan kelimeler. Baca ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

ARNAVUTBACASI27, BABACANLAŞMAK24

12 Harfli Kelimeler

BABACANLAŞMA23

11 Harfli Kelimeler

BACAKKALEMİ17

10 Harfli Kelimeler

BASTIBACAK19, BABACANLIK18, BACANAKLIK16, BACAKKIRAN16

9 Harfli Kelimeler

AYIBACAĞI25, BABACANCA19, KARABACAK14

8 Harfli Kelimeler

BACABAŞI19, BACAKSIZ18, BACAKLIK14, ALABACAK13

7 Harfli Kelimeler

BACASIZ17, ZORBACA16, BABACAN14, BACAKLI13, BACANAK12

6 Harfli Kelimeler

BABACA13, KABACA11

5 Harfli Kelimeler

BACAK10

4 Harfli Kelimeler

BACA9

BACA (Kelime Kökeni: Farsça bāce)

[isim]

  • Dumanı ocaktan çekip havaya vermeye yarayan yol

    Bacaların ağzından çok dumanlar savruldu. - Lâtife Tekin

  • Su yolu, lağım, maden ocağı vb. yer altı yapılarının hava deliği

[halk ağzında]

  • Çatı penceresi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • baca eğri de olsa duman doğru çıkar
  • bacası tütmek
  • bacası tütmez olmak

Birleşik Kelimeler: bacabaşı, baca dolgusu, baca fırıldağı, baca kaşı, baca kulağı, baca külahı, baca kürsüsü, baca şapkası, baca tomruğu, baca tomurcuğu, kör baca, arnavutbacası, ışık bacası, peribacası

BACAK

[isim]

[anatomi]

  • Vücudun kasıktan tabana kadar olan bölümü

    Yorgun vücudunu zahmetle taşıyan ince bacakları üstünde doğruldu. - Peyami Safa

[anatomi]

  • Hayvanlarda yürümeye veya atlamaya yarayan organ
  • Bazı şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri, ayak

    İpleri sedirlerin bacaklarına doladılar. - Lâtife Tekin

  • İskambil kâğıtlarında genç erkek resimli kâğıt, oğlan, vale

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bacağına geçirmek
  • bacak bacak üstüne atmak
  • bacak kadar
  • bacak kadar boyu var, türlü türlü huyu var
  • bacakları kopmak
  • bacaklarını uzatmak
  • bacakları tutmaz olmak

Birleşik Kelimeler: bacakkalemi, bacakkıran, alabacak, baldır bacak, bastıbacak, karabacak, kılıç bacak, takma bacak, ayıbacağı

KABACA

[sıfat]

  • İrice, büyükçe

[zarf]

  • (kaba'ca) Kaba bir biçimde

    Kendisini de pek kabaca kovan adamı gördü. - Osman Cemal Kaygılı

[zarf]

  • (kaba'ca) Yaklaşık olarak

BACANAK

[isim]

  • Eşleri kardeş olan erkeklerin birbirine göre durumu

    Yusuf Ziya Ortaç ile Orhan Seyfi Orhon bacanaktır.

[halk ağzında]

  • Dost, arkadaş

ALABACAK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Ayağında sekil olan (at, eşek vb.)

[mecaz]

  • Ara bozucu, dönek, uğursuz (kimse)

BACAKLI

[sıfat]

  • Bacağı olan
  • Bacakları uzun olan, uzun boylu

[isim]

[eskimiş]

  • Felemenk altını

Birleşik Kelimeler: bacaklı yazı, götten bacaklı, kıçtan bacaklı, eklem bacaklılar, eş bacaklılar, kafadan bacaklılar, karından bacaklılar, kök bacaklılar, uzun bacaklılar

BABACA

[sıfat]

  • Baba gibi, babaya yakışır

    Bu kardeşçe, babaca muameleleri karşısında, artık böyle bir hisse kapılmanın ne kadar yersiz olduğunu anlamaya başlamıştım. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

KARABACAK

[isim]

[bitki bilimi]

  • Pancar fidelerinde gelişerek fidenin ölümüne veya cılız kalmasına yol açan ve yerleştiği bölgeleri kara beneklerle örten asklı mantar
  • Bu mantarın sebep olduğu hastalık

BACAKLIK

[isim]

  • Özellikle hokey oyuncularının dizlerine taktıkları deriden yapılmış koruyucu

BABACAN (Kelime Kökeni: Türkçe baba + Farsça cān)

[sıfat]

[mecaz]

  • Olgun, hoşgörülü, iyi kalpli, güvenilir (erkek)

    Bu durumda ortada Doktor Hayrullah gibisinden babacan bir koruyucunun bulunması yeterliydi. - Adalet Ağaoğlu

BACANAKLIK

[isim]

  • Bacanak olma durumu

BACAKKIRAN

[isim]

[bitki bilimi]

  • Nemli bölgelerde yetişen yeşilimsi sarı çiçekli bir bitki (Narthecium)

ZORBACA

[zarf]

  • Zorbaya yakışır bir biçimde

BACAKKALEMİ

[isim]

[anatomi]

  • Kaval kemiği

BACASIZ

[sıfat]

  • Bacası olmayan