[isim]

[eskimiş]

• Korku, korkma

  Bir kâbustan silkinen adamların haşyetiyle göz kapaklarını ovalayarak açıyordu. - Peyami Safa

[isim]

• Ana yemek

[isim]

• Karaman iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

• Bir yer altı kuyusunun üst kısmına geçmeyi sağlayan geçit

[isim]

• Bir gazete veya derginin başyazılarını yazan kimse, başmuharrir, sermuharrir

  Namık Kemal'in tek başına kalem oynattığı alanlarda başyazarlar, fıkra yazarları, sanat eleştiricileri yetişir. - Necati Cumalı

[isim]

• Gazete ve dergilerde ilk sütuna veya birinci sayfaya konulan önemli yazı, başmakale

  Demokrasi ve adalet konusunda, hem nalına hem mıhına, bir başyazı düşünmüştü. - Attila İlhan

[isim]

[denizcilik]

• Göçücü balıkların Akdeniz'den Karadeniz'e çıkması, katavaşya karşıtı

[isim]

• Gaşyolmak durumu

[isim]

• Başkâtip

[nesnesiz]

[eskimiş]

• Kendinden geçmek

[isim]

[denizcilik]

• Göçücü balıkların kışa doğru Karadeniz'den Akdeniz'e geçmesi, anavaşya karşıtı

[isim]

• Şaheser

  Sinan şimdi sağ olsaydı, ne başyapıtlar yaratırdı acaba? - Aydın Boysan

[isim]

• Yaverlerin başı olan kimse, seryaver

  Ben, Falih'in tavsiyesi üzerine o gün saat üçe doğru soluğu başyaver Celâl'in yanında almıştım. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[isim]

• Başyazar olma durumu, başmuharrirlik, sermuharrirlik

  Gazetecilikten, fıkracılıktan hatta bir iki yılda başyazarlıktan hevesimi çoktan almıştım. - Haldun Taner

• Başyazarın yaptığı iş, başmuharrirlik, sermuharrirlik

  Şirket bir dergi çıkaracak. Başyazarlığını ben aldım. - Nazım Hikmet

[isim]

[gök bilimi]

• Çift yıldızlarda kütlesi büyük olan yıldız

• Sinema, tiyatro veya müzikhol sanatçılarının en önde geleni