İçinde Aşmak Bulunan 8 Harfli Kelimeler

İçerisinde AŞMAK olan 8 harfli 24 kelime bulunuyor. İçinde AŞMAK olan 8 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "aşmak ile biten 8 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

SIVAŞMAK20, UĞRAŞMAK20, AĞLAŞMAK19, SAVAŞMAK19, BAŞMAKÇI18, OYDAŞMAK17, UZLAŞMAK16, BULAŞMAK15, DOLAŞMAK15, KUBAŞMAK15, OYNAŞMAK15, OYLAŞMAK15, UYLAŞMAK15, YAŞMAKLI15, ADLAŞMAK14, DALAŞMAK14, YANAŞMAK14, YARAŞMAK14, KAMAŞMAK13, SATAŞMAK13, URLAŞMAK13, ANLAŞMAK12, ALLAŞMAK12, AKLAŞMAK12

ANLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Düşünce, duygu, amaç bakımından birleşmek, antant kalmak

    Bakın böylesine bir dilimiz olmasaydı, nasıl anlaşacaktık şimdi? - Nermi Uygur

[-le]

  • Sözleşmek, sözleşme imzalamak, kavletmek

ALLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Al duruma gelmek

    Yanakları allaşmış, yusyuvarlak, tostoparlak bir adam olmuş. - Ercüment Ekrem Talu

AKLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Ak duruma gelmek, ağarmak, beyazlaşmak

KAMAŞMAK

[nesnesiz]

  • Ekşi bir şey sebebiyle dil, damak veya diş uyuşmak

SATAŞMAK

[-e]

  • Bir kimseyi rahatsız edecek davranışta bulunmak, musallat olmak
  • Sarkıntılık etmek

    Ne münasebet, gider de komşunun hizmetçi kızına sataşırsın! - Memduh Şevket Esendal

URLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Ur durumuna gelmek

ADLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Ad durumuna gelmek, isimleşmek

DALAŞMAK

[nesnesiz]

[-le]

  • Köpekler boğuşup birbirini ısırmak

[mecaz]

  • Ağız kavgası etmek

    Günün birinde hain bir kedi bir kuyruk parçasını kapıp kaçmış, o da bunun için günlerce karısıyla dalaşmış. - Reşat Nuri Güntekin

YANAŞMAK

[-e]

  • Bir şeyin, bir kimsenin yanına gelmek

    Usulca avluya indim, rafa doğru yanaştım. - Falih Rıfkı Atay

  • Vapur, kayık vb. kıyıya varmak

    Günün birinde kocaman bir motor Santa Maria'ya yanaştı, içinden çıkan bir subay muhafızlarla uzun uzun görüştü. - Refik Halit Karay

[mecaz]

  • Karışmak, ilgilenmek, istek göstermek

    Ali Mehmet Bey, cihetlere yanaşacak kimselerden değildir. - Sermet Muhtar Alus

[nesnesiz]

[mecaz]

  • İlişki kurmak

    Vahşi ve utangaç olduğu için pek yanaşmaz. - Reşat Nuri Güntekin

YARAŞMAK

[nesnesiz]

  • Yakışmak, uymak

    Gözlerim koyu olduğu için kuyruklu sürme, bana pek yaraşır. - Sermet Muhtar Alus

  • Yatkın olmak

    Söylenen sözü anlıyor, eli hemen her işe yaraşıyordu. - Ercüment Ekrem Talu

BULAŞMAK

[nesnesiz]

  • Bir nesne, üzerine sürülen bir şey yüzünden kirlenmek

    Tabak bulaştı.

[-e]

  • İstenilmeyen bir madde bir şeye sürülmek

    Yüzüne gözüne yer yer kepek bulaşmıştı. - Sait Faik Abasıyanık

[-e]

  • Hastalık geçmek, sirayet etmek

    Çocuğa suçiçeği bulaşmış.

[-e]

  • Çatmak, sataşmak, tedirgin etmek

    Atiye'nin ters ters yüzüne bakmasına aldırmadan yerde bir dirseğinin üstüne uzanmış keyifle yatan Seyit'e bulaştı. - Lâtife Tekin

[-e]

  • İstemeden veya rastlantı sonucu bir işe karışmak

    Seninle hiç alakası olmayan bu işe bulaşmak istemiyorsun. - Ahmet Ümit

DOLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Gezmek, gezinmek

    Büsbütün gece kapanmadan şehri biraz dolaşmak istedik. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

  • Doğru gitmeyip yolu uzatmak

    Bu yoldan giderseniz çok dolaşırsınız.

  • Dönüp başka bir yönden gelmek

    Dolaş da arka kapıdan gel.

  • Akmak

    Damarlarında aynı kan dolaşıyor.

  • Saç, iplik vb. şeyler birbirine karışarak güç çözülür duruma gelmek

    Saçları taranmamaktan dolaşmış.

[-i]

  • Bir yeri belli bir amaçla gezmek

    Müzeleri dolaşmak.

  • Denetlemek amacıyla bir yeri gezmek
  • Nefes, el bir şey üzerinde hafifçe hareket etmek

[müzik]

  • Gezinmek

[mecaz]

  • Çok kimse tarafından söylenmek

[mecaz]

  • Belirmek

    Başında dolaşan bir tehlikeden bahsediyorum. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: sarmaş dolaş

KUBAŞMAK

[nesnesiz]

[-le]

[halk ağzında]

  • İmece ile iş yapmak, yardımlaşmak

OYNAŞMAK

[nesnesiz]

[-le]

  • Birbiriyle oynamak

    Kardeşleri ile oynaşıyor, güreşiyor ve onları yeniyordu. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

  • Karşılıklı sevişmek, sevgi gösterisinde bulunmak, cilveleşmek, âşıktaşlık etmek, korte etmek

    Bu anlarda, en güzel bildiği birisiyle oynaşmak bile zevksizdir. - Sait Faik Abasıyanık

OYLAŞMAK

[-i]

  • Müzakere etmek