[isim]

[eskimiş]

[ekonomi]

• Türkiye’de 1925 yılına kadar tarımsal ürünün onda biri oranında aynî olarak alınan vergi

[matematik]

• Ondalık

[tarih]

• Ondalık

[isim]

[eskimiş]

[matematik]

• Ondalık

[isim]

• Koyun sütünden yapılan, genellikle tekerlek biçiminde, sarımtırak, yağlı bir peynir

[sıfat]

• Kaşarla yapılmış

  Kaşarlı tost.

[mecaz]

• Hoşa gitmeyen bir harekete veya bir işe alışarak artık ondan üzüntü duymayan

[mecaz]

• Oyunda açıkgöz, kurnaz olan

[isim]

• Başarma işi, muvaffakiyet

  Bu başarı, onu garip bir yolda boşluk ve yalnızlık içinde bırakmıştı. - Halide Edip Adıvar

Ata Sözleri ve Deyimler

• başarı göstermek (veya kazanmak)

[isim]

• Başarmak işi

  Annem, derslerine çalışıp eylülde sınavları başarması gerektiğini hatırlatıyordu. - Ayla Kutlu

[isim]

• Yaşarmak işi

[isim]

[tarih]

• Aşar toplayan kişi

[isim]

• Kaşarlanmak işi

[-i]

• Bir işi istenilen bir biçimde bitirmek, muvaffak olmak

  Birçok şeyi unutabilmeyi istediğim çok zamanlarım oldu ama bunu bir türlü başaramadım. - Adalet Ağaoğlu

[isim]

• Yaşartmak işi

[nesnesiz]

• Islanmak, nemlenmek

[isim]

• Canlılığını sürdürme durumu, hayatiyet

[isim]

• Elde edilen bir başarı

• Herhangi bir olayı veya durumu başarma isteği ve gücü

• Kişinin yapabileceği en iyi derece, performans

• Herhangi bir eseri, oyunu, işi vb.ni ortaya koyarken gösterilen başarı, performans

[sıfat]

• Çok yaramaz, ele avuca sığmayan (çocuk)

  Köy kahvesinden yetişen birkaç delikanlı bu haşarıları darmadağın etmişti. - Osman Cemal Kaygılı

• Huysuz, azgın (hayvan)