İçinde Ağıt Bulunan Kelimeler

İçinde AĞIT olan 55 kelime bulunuyor. İçerisinde AĞIT geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ağıt kelimesinin anlamı nedir? Ağıt ile başlayan kelimeler. Ağıt ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

BAĞITLAYABİLMEK30, BAĞITLANABİLMEK28

14 Harfli Kelimeler

DAĞITILIVERMEK33, BAĞITLAYABİLME29, DAĞITILABİLMEK28, BAĞITLANABİLME27

13 Harfli Kelimeler

DAĞITILIVERME32, DAĞITILABİLME27

12 Harfli Kelimeler

DAĞITIVERMEK30, ÜÇKAĞITÇILIK30, DAĞITIMCILIK29, DAĞITABİLMEK25

11 Harfli Kelimeler

DAĞITIVERME29, DAĞITICILIK27, BAĞITLAŞMAK25, DAĞITABİLME24, BAĞITLANMAK22, KAĞITLANMAK20

10 Harfli Kelimeler

DAĞITIMEVİ28, BAĞITLAYIŞ26, BAĞITLAŞMA24, BAĞITLANIŞ24, KAĞITÇILIK23, DAĞITILMAK22, BAĞITLANMA21, BAĞITLAMAK21, KAĞITLAMAK19, KAĞITLANMA19

9 Harfli Kelimeler

ÜÇKAĞITÇI26, DAĞITIMCI25, AĞITÇILIK22, DAĞITILMA21, KAĞITHANE21, BAĞITLAMA20, KAĞITLAMA18

8 Harfli Kelimeler

BAĞITSIZ23, DAĞITICI23, DAĞITMAK19, AĞITLAMA17, KAĞITLIK17

7 Harfli Kelimeler

BAĞITÇI21, DAĞIT21, ÜÇKAĞIT20, DAĞITIM19, KAĞITÇI19, BAĞITLI18, DAĞITMA18, DAĞITIK18, KAĞITSI17, AĞITSAL16, KAĞITLI16

6 Harfli Kelimeler

AĞITÇI18

5 Harfli Kelimeler

BAĞIT15, KAĞIT13

4 Harfli Kelimeler

AĞIT12

AĞIT

[isim]

  • Ölenin iyi niteliklerini, ölümünden duyulan acıyı dile getiren söz veya ezgi

    Bir ağıtla mendillerinin, yazmalarının ucuna düğüm attılar. - Lâtife Tekin

  • Gelinin arkasından niteliklerini anlatan söz veya ezgi

[edebiyat]

  • Ölen bir kimsenin gençliğini, güzelliğini, iyiliklerini, değerlerini, arkada bıraktıklarının acılarını, büyük felaketlerin acılı etkilerini dile getiren söz veya okunan ezgi, yazılan yazı, sagu, mersiye

    Rahman'ın sazı susmuş, okuduğu ağıt bitmiştir. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ağıt yakmak (veya düzmek veya tutturmak)

KÂĞIT (Kelime Kökeni: Farsça kāġaẕ)

[isim]

  • Hamur durumuna getirilmiş türlü bitkisel maddelerden yapılan, yazı yazmaya, baskı yapmaya, bir şey sarmaya yarayan kuru, ince yaprak

    Yazı kâğıdı. Duvar kâğıdı. Sigara kâğıdı.

[sıfat]

  • Bu yapraktan yapılmış

    Gece hafif rüzgârlarla sallanan kâğıt fenerlerin aydınlığında dans edilir. - Ahmet Haşim

  • Yazılı kâğıt yaprağı, pusula, tezkere

    Belediye kâtibine bir kâğıt götürmüştü, dönerken kasabın çırağına rast geldi. - Memduh Şevket Esendal

  • Yazılı sınav kâğıdı
  • İskambil kâğıdı
  • Belge ve doküman

    ... hâkim kararı olmadıkça ... kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz. - Anayasa

  • Menkul kıymetler borsasında işlem gören tahvil, hisse senedi gibi mali değeri olan senet
  • Menkul kıymetler

[halk ağzında]

  • Kâğıt para

    Kalkıp cevabını veriyor; bilirse ne âlâ, beş bin kâğıdı cepledi demektir. - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kâğıda dökmek
  • kâğıt açmak
  • kâğıt kaleme sarılmak
  • kâğıt oynamak
  • kâğıt üzerinde (veya üstünde) kalmak

Birleşik Kelimeler: kâğıt ağacı, kâğıt balığı, kâğıt dutu, kâğıt helvası, kâğıt kebabı, kâğıt oyunu, kâğıt para, kâğıt torba, atık kâğıt, değerli kâğıt, kaba kâğıt, mumlu kâğıt, müsveddelik kâğıt, üçkâğıt, yağlı kâğıt, zamklı kâğıt, aşı kâğıdı, bakkal kâğıdı, borsa kâğıdı, boş kâğıdı, celp kâğıdı, cevap kâğıdı, çağrı kâğıdı, daktilo kâğıdı, duvar kâğıdı, el işi kâğıdı, esericedit kâğıdı, folyo kâğıdı, fon kâğıdı, hüsnühâl kâğıdı, ikametgâh kâğıdı, imza kâğıdı, iskambil kâğıdı, kafa kâğıdı, karbon kâğıdı, kaymak kâğıdı, kese kâğıdı, kopya kâğıdı, kraft kâğıdı, krepon kâğıdı, kurutma kâğıdı, kuşe kâğıdı, matris kâğıdı, mazeret kâğıdı, mulaj kâğıdı, nüfus kâğıdı, oy kâğıdı, oyun kâğıdı, ölüm kâğıdı, parşömen kâğıdı, pergament kâğıdı, saman kâğıdı, sevk kâğıdı, sigara kâğıdı, teksir kâğıdı, temiz kâğıdı, turnusol kâğıdı, tuvalet kâğıdı, yan kâğıdı, yazı kâğıdı, yazılı kâğıdı, zımpara kâğıdı

BAĞIT

[isim]

[hukuk]

  • Sözleşme

AĞITSAL

[sıfat]

  • Ağıtla ilgili, ağıt özelliği taşıyan

KÂĞITLI

[sıfat]

  • Kâğıdı olan

    Kâğıtlı şeker.

Birleşik Kelimeler: çift kâğıtlı

AĞITLAMA

[isim]

  • Ölmüşleri anmak için düzenlenen törende okunan övgü

KÂĞITLIK

[isim]

  • El altında bulundurulacak kâğıtları koymaya yarayan, gözlere ayrılmış bir tür kutu

[sıfat]

  • Kâğıt yapmaya uygun olan

KÂĞITSI

[sıfat]

  • Kâğıdı andıran, kâğıda benzeyen, kâğıt gibi, kâğıdımsı

KÂĞITLAMA

[isim]

  • Kâğıtlamak işi

BAĞITLI

[sıfat]

  • Sözleşme ile bağlanmış olan

DAĞITMA

[isim]

  • Dağıtmak işi, tevzi

    Çok geceler gözlerimi ovalaya ovalaya uykumu dağıtmaya çalışır, kendimi güç tutarak verilen işleri yapmaya uğraşırdım. - Etem İzzet Benice

DAĞITIK

[sıfat]

  • Kendinden geçmiş, sarhoş

    Polis, dağıtık gazino müşterisini derdest edip götürdü.

AĞITÇI

[isim]

  • Ölüye ağıt söylemek için tutulan kimse, ağlayıcı, sagucu, mersiyehan

KÂĞITLAMAK

[-i]

  • Kâğıtla kaplamak, kâğıt yapıştırmak

KÂĞITLANMA

[isim]

  • Kâğıtlanmak işi