[isim]

• Geniş toprakları olan, sözü geçen, varlıklı kimse

  Sonra köy ağası hazretleri bizim de kıçımıza atacak tekmeyi. - Nazım Hikmet

• Halk arasında sayılan ve sözü geçen erkeklere verilen unvan

• Ağabey

  Köye varınca ağamdan parasını muhakkak alır, sana veririm. - Etem İzzet Benice

• Okuryazar olmayan yaşlı kimselerin adlarıyla birlikte kullanılan san

[sıfat]

[mecaz]

• Cömert, eli açık

[halk ağzında]

• Koca

[tarih]

• Osmanlı Devleti'nde bazı kuruluşların başında bulunanlara verilen resmî san

  Yeniçeri ağası. Çarşı ağası.

Ata Sözleri ve Deyimler

• ağa borç eder, uşak harç
• ağanın alnı terlemezse ırgadın burnu kanamaz
• ağanın eli tutulmaz
• ağanın gözü ata tımardır
• ağanın gözü öküzü semiz eder
• ağanın gözü, yiğidin sözü
• ağanın malı çıkar, uşağın canı

[isim]

[tarih]

• Hanların bağlı olduğu devlet başkanı, hakan, imparator

[isim]

• İzmir iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

[halk ağzında]

• Kaplumbağa

• Deniz kaplumbağasının kabuğu

• Kaplumbağa kabuğu

  Bağanın ne olduğunu biliyorsun değil mi Meryem, kaplumbağanın sırtını kaplayan kabuktur. - Emine Işınsu

• Ur

[sıfat]

• Kaplumbağa kabuğundan yapılmış veya bu kabuğu andırır biçimde olan

  Bağa gözlük.

[isim]

• Uzaktan ancak seçilebilen, belli belirsiz bir aklık

  Şafağın ağartısıyla beraber foklar uyanıp derilerini giydikten sonra birer ikişer denize açılmışlar. - Halikarnas Balıkçısı

[halk ağzında]

• Süt, yoğurt, peynir, ayran vb. yiyecek ve içecekler

[isim]

• Ağarmak işi

  Bu esnada şafak sökmeye ve gök ağarmaya başlamıştı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

[sıfat]

• Beyazlaşmış

• Rengi solmuş

[isim]

• Ağa olma durumu

[mecaz]

• Cömertlik

  Ağalığını ve eşraflığını hiç unutmamıştı. - Falih Rıfkı Atay

[isim]

• Bir yamaca veya kaya içine doğru uzanan, barınak olarak kullanılabilen yer kovuğu, in(I)

  Şu karşıki dağda derin bir mağara vardır. - Aka Gündüz

[coğrafya]

[jeoloji]

• Karst bölgelerinde kireç taşlarının erimesiyle oluşan, büyük, birbirine koridorlarla bağlı yer altı kovukları

[sıfat]

• Sık sık olan, olagelen, doğal, tabii, olmadık karşıtı

  Dilimizi doğru yazmak, doğru konuşmak olağan değil ulusal bir görevdir. - Tarık Buğra

• Alışılmış olan, normal

  Mutluluğa, bolluğa alışmayacak, bunları olağan görmeyecek insan yoktur. - Halide Edip Adıvar

[isim]

[meteoroloji]

• Beraberinde yağmur getirmeyen güçlü fırtına

[isim]

[halk ağzında]

• Düşük

• Ölü doğan kuzunun derisi

[isim]

• Ağzı yayvan, dibi dar toprak kap

• Dağarcık

  Daldırın elinizi onun özdeyiş dağarına, her duruma uygun formüller bulabilirsiniz. - Haldun Taner

[isim]

[halk ağzında]

• Yağmur

  Yüce dağların yağarı / Eridi kalmadı karı - Halk türküsü

[isim]

[bitki bilimi]

• Meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki

[sıfat]

• Bu gibi bitkilerin gövdesinden ve dallarından yapılan

  Ağaç tekne.

• Tahta, kereste

Ata Sözleri ve Deyimler

• ağaca balta vurmuşlar "sapı bedenimden" demiş
• ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur
• ağaca çıksa pabucu yerde kalmaz
• ağaca dayanma kurur, adama (veya insana) dayanma ölür
• ağacı kurt, insanı dert yer
• ağacın kurdu içinde olur
• ağaç kökünden yıkılır
• ağaç meyvesi olunca başını aşağı salar
• ağaç ne kadar uzasa göğe ermez
• ağaç olmak
• ağaçtan maşa olmaz
• ağaç yaşken eğilir