İçinde Açma Bulunan Kelimeler

İçinde AÇMA olan 21 kelime bulunuyor. İçerisinde AÇMA geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Açma kelimesinin anlamı nedir? Açma ile başlayan kelimeler. Açma ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

SAÇMALAŞTIRMAK24

13 Harfli Kelimeler

SAÇMALAŞTIRMA23

11 Harfli Kelimeler

SAÇMALAŞMAK20

10 Harfli Kelimeler

SAÇMACILIK20, SAÇMALAŞMA19, SAÇMALAMAK16

9 Harfli Kelimeler

AÇMACILIK18, SAÇMALAMA15, KAÇMAKLIK14

8 Harfli Kelimeler

AÇMAZLIK16, SAÇMALIK14

7 Harfli Kelimeler

SAÇMACI16, AÇMALIK12

6 Harfli Kelimeler

AÇMACI14, SAÇMAK11, KAÇMAK10

5 Harfli Kelimeler

AÇMAZ12, SAÇMA10, AÇMAK9, KAÇMA9

4 Harfli Kelimeler

AÇMA8

AÇMA

[isim]

  • Açmak işi
  • Orman içinde ağaç kesme veya yakma yoluyla tarıma elverişli bir duruma getirilen arazi
  • Bir tür susamsız, kalınca, yağlı çörek

AÇMAK

[-i]

  • Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek

    Kapıyı açıp içeri giriyorum. - Adalet Ağaoğlu

  • Engeli kaldırmak

    Karla kapanan yolu açmak.

  • Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak

    Kadın hamalı dışarı çıkardı, sonra çantasını açıp birkaç lira çıkardı. - Memduh Şevket Esendal

  • Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak
  • Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak

    Su borusunu açmak.

  • Alanını genişletmek

    Anıtın çevresini açmak.

  • Birbirinden uzaklaştırmak

    Kollarını açtı.

  • Yarmak

    Çıbanı açmak.

  • Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak

    Yumağı açmak.

  • Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak
  • Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek
  • Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak

    Dönüş yolunda radyoyu açtık. - Elif Şafak

  • Alışverişi başlatmak

    Bakan, tütün piyasasını açtı.

  • Rengin koyuluğunu azaltmak

    Bu boyayı biraz daha açmalı.

  • Yakışmak, güzel göstermek

    Bu renk odayı açtı.

  • Ferahlık vermek
  • Beğenmek

    Burası beni açmadı, başka yere gidelim.

  • Bir konu ile ilgili konuşmak
  • Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek

    Size derdimi açmaya geldim. - Falih Rıfkı Atay

  • Satranç, poker vb. oyunları başlatmak

[nesnesiz]

  • Yapmak, düzenlemek

    Sınav açmak.

[nesnesiz]

  • Ayırmak, tahsis etmek

    Senin için üst katta bir oda açtık.

  • Görünür duruma getirmek

    Kollarını, göğsünü açmış.

[nesnesiz]

  • Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak

    Hava açtı.

[nesnesiz]

[mecaz]

  • Geçit sağlamak

    İki oda arasına kapı açtık.

[mecaz]

  • Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek

    Öğretmen sürekli konuşuyor, öğrenciyi açmak istiyordu.

[eskimiş]

  • Savaşla almak, fethetmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aç gözünü, açarlar gözünü
  • açma sırrını dostuna, o da söyler dostuna
  • açtı ağzını, yumdu gözünü

Birleşik Kelimeler: yivaçar

KAÇMA

[isim]

  • Kaçmak işi, firar

    Fabrikayı boşaltmaları için dışarıdan çağrı yapılırken kaçma arzusuyla yanıp tutuşanlar oldu. - Lâtife Tekin

KAÇMAK

[-e]

  • Hızla koşup bir yere saklanmak

    Bir tehlike sezdiğin anda hemen eve kaçarsın. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[nesnesiz]

  • Kimseye bildirmeden bulunduğu yerden ayrılmak, firar etmek

    Silahını hatta başındaki şapkasını bırakıp kaçıyor. - Ruşen Eşref Ünaydın

[-den]

  • Kendini göstermemek, rastlaşmamaya çalışmak

    Alacaklıdan kaçmak.

[-den]

  • Kaçınmak

    Ben zahmetten kaçmam.

[-den]

  • Gaz, sıvı vb. şeyler sızmak

    Kazandan islim kaçıyor.

[nesnesiz]

  • İpi kopmak

    Çorabım kaçtı.

[-e]

[nesnesiz]

  • Girmek

    Kulağına su kaçmış.

  • Bir yana doğru kaymak

    Odanın halısı biraz sağa kaçmış.

[nesnesiz]

  • Görünmeden gitmek, savuşmak, sıvışmak

    Belki sirayet eder diye korkacaklar ve kaçacaklar. - Burhan Felek

[nesnesiz]

  • Hızlı koşmak

    Biletlerini memurun elinden kaptı, kaçar gibi gişeden uzaklaştı. - Necati Cumalı

[nesnesiz]

  • Yok olmak

    Rahatı kaçmak.

    Neşesi kaçmak.

  • Benzemek, andırmak

    Bu mavi yeşile kaçıyor.

  • Kaçgöçe uymak

    Gelin bir evde kayınbabasından kaçar, güveyi, baldızının yüzünü tanımazdı. - Refik Halit Karay

[-den]

  • Kız veya kadın yasalara ve aile isteklerine karşı gelerek evlenmek için evinden ayrılmak

[-i]

  • Rengi ağarmak, uçmak

[-den]

[spor]

  • Yarışçı diğerlerinden hızla ayrılıp arayı açmak

[spor]

  • Futbol ve basketbolda engelleyen adamdan kurtulmak veya pas alabilmek için boş alana koşmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaçacak delik aramak
  • kaçan balık büyük olur
  • kaçanı kovmazlar, yıkılanı vurmazlar
  • kaçanın anası ağlamamış
  • kaçmaktan kovalamaya vakit olmamak

Birleşik Kelimeler: kaçgöç, kapkaç, kaykaç, merkezkaç, verkaç, vurkaç, karakaçan, kulağakaçan, kaptıkaçtı, papazkaçtı

SAÇMA

[isim]

  • Saçmak işi

[denizcilik]

  • Bir tür balık ağı, serpme ağ
  • Avda kullanılan fişeklerin içine konulan, türlü boylardaki küçük ve yuvarlak kurşun tanesi

    Ben fişeklerin barutunu, tapasını, saçmasını koyarım, beybaba! - Aka Gündüz

[sıfat]

[mecaz]

  • Akla uygun olmayan, pestenkerani, absürt

    Kapıldığı tüm fikirler saçma, kurduğu tüm hayaller boşunaydı. - Elif Şafak

[sıfat]

  • Yersiz bulunan

[mecaz]

  • Yersiz, akla aykırı, tutarsız söz

    Bırak şu saçmaları! Bir daha bahsini etme. - Refik Halit Karay

[sıfat]

  • Böyle söz söyleyen veya iş yapan

    Saçma adam.

Birleşik Kelimeler: saçma sapan, deli saçması

SAÇMAK

[-i]

  • Bir şeyi ortalığa dağıtmak, dökmek

    Oraya birikmiş sulara basarak çamurları etrafa saçtı. - Memduh Şevket Esendal

  • Işık ve ısı yaymak

    Büyümüş gözler örste dövülen kızgın demir gibi kıvılcımlar saçtı. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]

  • Belli bir görüşü, düşünceyi yaymak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • saçıp savurmak

Birleşik Kelimeler: döke saça

AÇMALIK

[isim]

  • Kiri çıkarmak veya eşyayı iyice temizlemek için kullanılan her türlü madde

AÇMAZ

[isim]

  • Satranç oyununda şahı koruyan taşlardan birinin yerinden oynatılamaması durumu
  • Tuluatta karşısındakine bir nükte veya tekerleme söyleme kolaylığını veren söz

[mecaz]

  • İçinden zor çıkılır durum

Ata Sözleri ve Deyimler

  • açmaza düşmek
  • açmaza getirmek (veya düşürmek)

Birleşik Kelimeler: açmaz düğümü, açmaz halatı

KAÇMAKLIK

[isim]

  • Kaçma durumu

    Evime kaçmaklığım lazım gelirken, Zekeriya sofrasının esrarengizliğini öğrenmek cazibesine kapıldım. - Aka Gündüz

SAÇMALIK

[isim]

  • Saçma konulan yer
  • Yeri ve değeri olmayan söz, davranış içinde olma, abukluk, abuk sabukluk, abuk subukluk, absürtlük
  • Yeri ve değeri olmayan söz, davranış

    Hakikatten ne kadar uzaksa yalandan da o kadar uzaktır saçmalık. - Elif Şafak

AÇMACI

[isim]

  • Açma yapan veya satan kimse

SAÇMALAMA

[isim]

  • Saçmalamak işi, abuklama

    Saçmalama özgürlüğüme hiç kimsenin, hiçbir yetkenin karışamayacağına sevindim. - Tomris Uyar

SAÇMALAMAK

[nesnesiz]

  • Anlamsız, gereksiz, tutarsız, saçma sapan sözler söylemek veya bu tür davranışlarda bulunmak, abuklamak

    Konuşması büsbütün dağıldı, tutarsızlaştı. Artık saçmalıyor. - Attila İlhan

AÇMAZLIK

[isim]

  • Açmaz olma durumu

[mecaz]

  • Ağzı sıkı olma durumu

SAÇMACI

[sıfat]

  • Saçma sapan söz söyleyen