[isim]

[bitki bilimi]

• Gülgillerden, çiçekleri iri, beyaz veya pembe, yapraklarının altı tüylü, orta yükseklikte bir ağaç (Cydonia vulgaris)

• Bu ağacın büyük, sarı renkte, tüylü, mayhoş, dokusu sertçe, ufak çekirdekli meyvesi

  Kış için saklamak üzere tavan arasına ayvalar yerleştirmiş. - Abdülhak Şinasi Hisar

Ata Sözleri ve Deyimler

• ayvayı yemek

[isim]

[halk ağzında]

• Eyvan

[isim]

• Güneşten, yağmurdan korunmak için veya süs olarak bir şeyin üzerine çekilen dam saçağı gibi düz veya eğimli örtü

  Saçak sayvanı. Perde sayvanı. Eteklik sayvanı. Karyola sayvanı.

• Evlere bitişik, önü açık, direkler üzerine oturtulmuş, üzeri örtülü yer

[eskimiş]

[anatomi]

• Kulak kepçesi

  Amma nasıl çocuk ... vücut tüylü, kulağın sayvanı yok. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[isim]

• Balıkesir iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

• Ayva ağaçlarının çok bulunduğu yer

  Merkeplere atladılar, şeftali bahçelerinden geçtikten sonra tımar görmemiş sık, gür bir ayvalığa daldılar. - Refik Halit Karay

[sıfat]

• Eni boyundan ve derinliğinden çok olan, basık ve geniş

  İki katlı yayvan bir evdi. - Memduh Şevket Esendal

[isim]

[halk ağzında]

• Koca, erkek, eş

[eskimiş]

• Savaş gemilerinde çalışan cerrah yardımcısı

[tarih]

• Büyük konaklarda mutfak ve yemek hizmetlerinde çalıştırılan uşak

Ata Sözleri ve Deyimler

• ayvaz, kasap hep bir hesap

[isim]

• Tayvan halkından olan kimse

[isim]

[bitki bilimi]

• Yüksekliği 15-70 santimetre, sık tüylü, soluk sarı çiçekli, çok yıllık ve otsu bir bitki (Achillea nobilis)

[isim]

• Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık

  İnce ruhlu insanlar gibi Atatürk de hayvanları severdi. - Falih Rıfkı Atay

[sıfat]

[mecaz]

• Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse)

[hakaret yollu]

• Kızılan bir kimseye söylenen bir söz

[halk ağzında]

• At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık

  Zavallı hayvan bir saattir yüz okkadan fazla bir yükü sürüklüyordu. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

• hayvan gibi
• hayvanın alacası dışında, insanın alacası içinde
• hayvan koklaşa koklaşa, insan konuşa konuşa

[isim]

• Çanakkale iline bağlı ilçelerden biri

• Samsun iline bağlı ilçelerden biri

[sıfat]

• Hayvansal

  Hayvani protein alamayan yerlerde, bu yol ile fakir fukaraya et yedirebilmek imkânı hazırlanmıştır. - Burhan Felek

[eskimiş]

• Hayvanca

  Hele birlikte öleceği kimseleri düşündükçe bu hayvani isyanı büsbütün şiddetleniyor, âdeta azgın bir hâl alıyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[isim]

• Yayvan olma durumu

  Kayıklarında da geniş sofalı, geniş odalı yalılarının yayvanlığını ve sessizliğini duyardım. - Abdülhak Şinasi Hisar

[isim]

• Ayvazın görevi

  Uşaklık, ayvazlık istihkakın yokken bu rütbeye gelmişsin. - Namık Kemal

[isim]

[eskimiş]

• Hayvanlar

• Hayvan bilimi

[sıfat]

• Hayvanla ilgili, hayvani

• Hayvandan elde edilen, hayvani

  Büyük kentler bir yana bırakılırsa hayvansal besin tüketimi devede kulak denecek kadar azdır. - Oktay Rifat