[isim]

• Kuzeydoğu Kafkasya'da, Dağıstan Federe Cumhuriyeti'nde yaşayan bir halk

[isim]

• III-V. yüzyıllar arasında Moğolistan'da, VI-IX. yüzyıllar arasında Orta Avrupa'da yaşamış bir halk

[sıfat]

• İşsiz, işsiz güçsüz, başıboş, aylak

  Daha ne kadar sürdürebilecekti bu avare yaşamını? - Ayşe Kulin

Ata Sözleri ve Deyimler

• avare dolaşmak
• avare etmek
• avare olmak

[isim]

• Üzerinde döndüğü ve kendisini taşıyan milden bağımsız olarak çalışan mekanizma

[ünlem]

• Kıyıya dayanılarak sandalın açılması için kürekçilere verilen komut

[denizcilik]

• Bir geminin başka bir gemiden veya kıyıdan açılması

Ata Sözleri ve Deyimler

• avara etmek
• avaraya almak

[isim]

[halk ağzında]

• Balı alınmış petek

• Kovanda özellikle kış aylarında arıların yemesi için bırakılan bal

[isim]

[halk ağzında]

• Yel, gaz

• Gürültü, patırtı

Ata Sözleri ve Deyimler

• kavara çekmek

[isim]

• Koyun ve keçiye verilen ortak ad

  Evin önünde birkaç davar geviş getiriyordu. - Halikarnas Balıkçısı

• Koyun veya keçi sürüsü

  Çoban davarı yaymaya götürdü.

Ata Sözleri ve Deyimler

• davar gütmek

[isim]

• İşsizlik, başıboşluk, aylaklık

  Onun avareliğinin ne büyük bir verimliliğe gebe olduğunu anaca sezdiğinden Sait'i hep korumuştu. - Haldun Taner

[isim]

[ticaret]

• Bir deniz yolculuğunda geminin veya yükünün gördüğü zarar

• Çeşitli sebeplerle dayanıklılığını ve esnekliğini kaybetmiş yapağı ve yün

[isim]

• Avarların kullandığı dil

[sıfat]

• Bu dille yazılmış olan

[sıfat]

• Kukla gibi, kuklaya benzer

  Kuklavari bir tempo ve üslup içinde görünüp bize dönüyor, sonra yine kayboluyordu. - Haldun Taner

[isim]

[askerlik]

• Tankları hedef olarak seçen ve onları etkisiz hâle getirmek için kullanılan silah

[isim]

• Masallarda sözü geçen yabani, yırtıcı hayvan

  Sen bir ahu gibi dağdan dağa kaçsan da yine / Seni aşkım canavarlar gibi takip edecek - Faruk Nafiz Çamlıbel

• Köpek balığı

  Balıklara canavar hücum etmesin diye göz kulak olurmuş. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

• Haşarı, yaramaz çocuk

[halk ağzında]

• Kurt, domuz vb. cana kıyan yaban hayvanı

[sıfat]

[mecaz]

• Acımasız, kötü ruhlu, zalim (kimse)

[sıfat]

• Herhangi bir şeye çok düşkün olan

  Kurabiye canavarı.

Ata Sözleri ve Deyimler

• canavar gibi
• canavar kesilmek

[isim]

[eskimiş]

• Kazalar, belalar

[coğrafya]

• Engebe

[tarih]

• Osmanlılarda önceleri yalnız olağanüstü durumlarda, sonraları ise sürekli olarak halktan toplanan vergi

[isim]

[eskimiş]

• Yardımcı

[din bilgisi]

• Hz. İsa'nın öğüt ve inançlarını yayma işiyle görevlendirdiği on iki yardımcısından her biri

[mecaz]

• Bağlı olduğu önderinin düşünce ve inançlarını yayan kimse

[isim]

• Her yaştaki kıl keçisi veya kıl keçisi sürüsü

[isim]

• Sinekleri savıp öldürmekte kullanılan ve ilaç püskürten sprey