[isim]

• Atışmak işi

  Başka karı kocalar gibi ikide bir atışma âdetimiz yoktur. - Refik Erduran

[edebiyat]

• Saz şairleri, belli bir ayak üzerine karşılıklı deyiş söyleme

[-le]

• Tartışmak

  Yoksa gene babasıyla atışıp işi mi bırakmıştı. - Orhan Kemal

[nesnesiz]

• Kendisine dargın olan bir kimseye barışıkmış gibi söz söylemek

  Nafile atışma, ben seninle barışmam.

• Çocuk oyunlarında ebeyi veya takımda olanları belirlemek için karşılıklı olarak adım atmak

[isim]

• Katışmak işi

[-e]

• Bir topluluğa karışmak, katılmak

  O da bize katıştı.

[isim]

• Yatışmak işi

[nesnesiz]

• Hızı, etkisi azalmak, aşırılığı geçmek

  Vapurun gürültüsü büsbütün yatıştı. - Refik Halit Karay

• Coşku, sinir, korku vb.nin etkisi azalmak, geçmek, sakinleşmek

• Ayaklanma, kargaşa sakinleşmek, durulmak

  Ortalık yatıştı.

• Yan yana, kucak kucağa yatmak

  Gölgesinde koyun, kuzu yatışır / Servidir, ladindir ormanlarımız - İbrahim Sağır

[isim]

• Çatışmak işi

  Evdekilerle boyuna çatışmaya başlamam yüzünden evden kovuldum. - Çetin Altan

• Silahlı büyük kavga, arbede

  On beş dakika süren bir çatışma olmuştur.

[askerlik]

• Savaş maksadıyla düşmana karşı ilerleyen bir birliğin karşı tarafın keşif ve güvenlik kollarıyla arasındaki ilk silahlı vuruşma

[coğrafya]

• Türlü yönlerden uzanan kıvrımlı dağ sıralarının, bir yerde dar bir açı ile birbirine yaklaşıp kaynaşması veya düğümlenmesi

[nesnesiz]

[-le]

• Birbirine çatmak veya çatılmak

  Ulu denizin üstünü çatışan, şimşeklenen kara bulutlar sardı. - Yaşar Kemal

• Karşılıklı vuruşmak

• Kavga etmek

  Fena hâlde sinirliyim, bugün muavin hanımla behemehâl çatışacağım. - Faruk Nafiz Çamlıbel

• Söz, iddia veya davranış birbirini tutmamak, birbirini çelmek, mütenakız olmak

• Deve ve köpek çiftleşmek

[isim]

• Benzer olmayan maddelerden oluşmuş bütün, agrega

[isim]

• Kendi isteğinde inatlaşma

  Büyükler arasında daha fazla çocuk inadına benzer bir dayatışma idi. - Falih Rıfkı Atay

[nesnesiz]

• Kendi istek ve arzuları doğrultusunda ısrar etmek, inatlaşmak

[isim]

• Çatışma çıkaran kimse

  Sesi anlamlı, söyledikleri içtendi; bir iki yıl öncesinin sert, çatışmacı sesi değildi. - Burhan Günel

[isim]

• Çatışmacının işi