İçinde Atma Bulunan Kelimeler

İçinde ATMA olan 582 kelime bulunuyor. İçerisinde ATMA geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Atma kelimesinin anlamı nedir? Atma ile başlayan kelimeler. Atma ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

SARIMSAKLATMAK19

13 Harfli Kelimeler

ATMASYONCULUK23, İSPİYONLATMAK22, İHTİYARLATMAK20, ÇİMENTOLATMAK19, KATALOGLATMAK19, SARIMSAKLATMA18

12 Harfli Kelimeler

FISFISLATMAK29, FOSFATLATMAK27, BANDAJLATMAK26, ÇARŞAFLATMAK25, ÇINGIRDATMAK24, KAŞAĞILATMAK24, ZINGIRDATMAK24, GIRGIRLATMAK23, PASPASLATMAK23, ŞANGIRDATMAK23, ZANGIRDATMAK23, ZIMBIRDATMAK23, CUMBULDATMAK23, BOYNUZLATMAK22, DIMBIRDATMAK22, DAYATMACILIK22, YUMUŞATMALIK22, BALYOZLATMAK21, İSPİYONLATMA21, TINGILDATMAK21
Tümünü Gör

11 Harfli Kelimeler

FISFISLATMA28, FOSFATLATMA26, POFURDATMAK26, BOĞAZLATMAK25, BANDAJLATMA25, BAĞIŞLATMAK25, FIŞIRDATMAK25, FOŞURDATMAK25, ÇARŞAFLATMA24, HOPURDATMAK24, ZAYIFLATMAK24, AŞAĞILATMAK23, ÇINGIRDATMA23, FOSURDATMAK23, GICIRDATMAK23, HIŞIRDATMAK23, HIŞILDATMAK23, KAŞAĞILATMA23, SIVAZLATMAK23, YAVAŞLATMAK23
Tümünü Gör

10 Harfli Kelimeler

POFURDATMA25, BOĞAZLATMA24, BAĞIŞLATMA24, FIŞIRDATMA24, FOŞURDATMA24, HACIYATMAZ24, HOPURDATMA23, ZAYIFLATMA23, AŞAĞILATMA22, FOSURDATMA22, GICIRDATMA22, HIŞILDATMA22, HIŞIRDATMA22, SIVAZLATMA22, YAVAŞLATMA22, BOHÇALATMA21, ÇUVALLATMA21, FOKURDATMA21, FERAHLATMA21, FIRILDATMA21
Tümünü Gör

9 Harfli Kelimeler

DOĞRATMAK20, HAVLATMAK20, BAĞLATMAK19, DAĞLATMAK19, HOPLATMAK19, YAĞLATMAK19, AĞIRLATMA18, DAYATMACI18, FOSLATMAK18, FISLATMAK18, UYGULATMA18, UCUZLATMA18, YUMUŞATMA18, ZIPLATMAK18, COPLATMAK18, ÇAPALATMA17, DEPOLATMA17, FAKSLATMA17, FIRLATMAK17, HAŞLATMAK17
Tümünü Gör

8 Harfli Kelimeler

DOĞRATMA19, HAVLATMA19, BAĞLATMA18, DAĞLATMA18, HOPLATMA18, YAĞLATMA18, FOSLATMA17, FISLATMA17, SIVATMAK17, UĞRATMAK17, ZIPLATMA17, COPLATMA17, AĞLATMAK16, FIRLATMA16, HARCATMA16, HAŞLATMA16, KIVRATMA16, OVALATMA16, ŞAPLATMA16, TAVSATMA16
Tümünü Gör

7 Harfli Kelimeler

SIVATMA16, UĞRATMA16, AĞLATMA15, ÇATMACI15, AVLATMA14, BOŞATMA14, BOYATMA13, BUDATMA13, YAŞATMA13, DAYATMA12, KOCATMA12, KUŞATMA12, KAPATMA12, OKŞATMA12, UZATMAK12, BULATMA11, DONATMA11, OYNATMA11, SUSATMA11, YIKATMA11
Tümünü Gör

6 Harfli Kelimeler

VATMAN13, UZATMA11, ATMACA10, ÇATMAK10, ADATMA9, BATMAN9, BATMAK9, YATMAK9, SATMAK8, ARATMA7, KATMAK7, KATMAN7, TATMAK7

5 Harfli Kelimeler

ÇATMA9, BATMA8, YATMA8, SATMA7, ATMAK6, KATMA6, TATMA6

4 Harfli Kelimeler

ATMA5

ATMA

[isim]

  • Atmak işi

    Yolda giderken balgamını herkesin geçtiği yola atmayı çok doğal sayanı neden seveyim? - Adalet Ağaoğlu

Birleşik Kelimeler: cirit atma, çekiç atma, disk atma, gülle atma

ATMAK

[-e]

[-i]

  • Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak

    Taşı suya atmak.

  • Bir şeyi yere doğru bırakmak
  • Bir kimsenin ilişiğini kesmek

[-e]

[nesnesiz]

  • Koymak

    Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. - Burhan Felek

  • Rastgele bir kenara koymak

[nesnesiz]

[-den]

  • Uzatmak

    Vapurdan iskeleye attılar.

  • Bir yerden başka bir yere taşımak

    Hazır araba varken eşyayı eve atalım.

[nesnesiz]

  • Sille, tokat vurmak

[nesnesiz]

  • Top, tüfek vb. silahları patlatmak

[nesnesiz]

  • Kurşun, gülle, ok vb. şeyleri hedefe fırlatmak

    Ona üç kurşun attı, vuramadı.

[-e]

[nesnesiz]

  • Geri bırakmak, ertelemek

    Bu konunun tartışılmasını gelecek haftaya attılar.

  • Örtmek

    Sırtına bir şal attı.

  • Yapılmış kötü bir işi birine yüklemek

    Suçu onun üzerine attılar.

[-i]

[-den]

  • Kovmak, dışarıya çıkarmak, ilgisini kesip uzaklaştırmak

[-i]

  • İstenilmeyen bir şeyi kendi malı olmaktan çıkarmak

    Bu lüzumsuz eşyayı atmalı.

[-i]

  • Kullanılması gelenek hâline gelmiş bir şeyi kullanmaktan vazgeçmek

    Şapka inkılabıyla fesi attık.

[-i]

  • Çıkarmak, dışarıya vermek

    Yabancı cisimleri vücut atar.

[-i]

  • Patlayıcı maddelerle havaya uçurup yıkmak

    Köprüyü dinamitle attılar.

[-i]

  • Yay ve tokmakla ditmek, kabartmak

    Pamuğu atmak.

[nesnesiz]

  • Çatlamak

[nesnesiz]

  • Yırtılmak

[-den]

  • Yapışık olduğu yerden ayrılmak

[nesnesiz]

  • Kalp, nabız vurmak, çarpmak

    Kalbi hızlı hızlı atıyor.

[-i]

  • Sıkıntı dolayısıyla giyilen bir şeyi çıkarmak

    Sıcak basınca sırtındaki ceketi attı.

[-i]

[-den]

  • Yazılı veya banda alınmış bir metinden bazı bölümleri çıkarmak

[-i]

  • Değerini eksiltmek

[nesnesiz]

  • Göndermek, yollamak

    Mektup atmak.

[-den]

  • Terk etmek

[argo]

  • Götürmek

    Gözüne kestirdiği erkeği tavlayıp resmen oraya atarmış. - Attila İlhan

[nesnesiz]

[argo]

  • Söylemek

    Gazel attı.

[nesnesiz]

[argo]

  • Yalan veya abartmalı söz söylemek

    Gene atmaya başladı.

[nesnesiz]

[argo]

  • Bilmeden, kestirerek söylemek

    Bilgi yarışmasında attı ama tutturamadı.

[nesnesiz]

[teklifsiz konuşmada]

  • İçki içmek

    Şimdi arzu buyrulursa dostluğumuzu takviye için şöyle bir iki kadeh atalım. - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • atıp (veya atmak) tutmak
  • atıyorum
  • atma Recep, din kardeşiyiz
  • atsan atılmaz, satsan satılmaz
  • attığı tırnağa değmemek
  • attığı tırnak kadar olamamak

Birleşik Kelimeler: füzeatar, kazaratar, kükürtatar, roketatar, atardamar

KATMA

[isim]

  • Katmak işi, ilhak

[sıfat]

  • Katılmış, eklenmiş, ulanmış, munzam

[halk ağzında]

  • Kıldan veya yünden yapılmış ip

Birleşik Kelimeler: katma bütçe, katma değer vergisi, değer katma

TATMA

[isim]

  • Tatmak işi

    O zaman Türkiye, dünya önündeki cakayla fiyakanın bir gıdım da olsa tadını tatmaya başlayacaktır. - Çetin Altan

ARATMA

[isim]

  • Aratmak işi

KATMAK

[-e]

[-i]

  • Bir şeyin içine, üstüne veya yanına, niteliğini değiştirmek veya niceliğini artırmak için başka bir şey eklemek, karıştırmak

    Sirkeye su katmak.

  • Bir araya getirmek

    Fadime, bu yavru bolluğu arasında kuzuları çocuklara ve çocukları kuzulara katarak en olgun bir saadet içinde yaşamış. - Halide Edip Adıvar

  • Birlikte göndermek

    Kafileye muhafız katmak.

[halk ağzında]

  • Döllenmeyi sağlamak için erkek hayvanı dişinin yanına salmak

KATMAN

[isim]

  • Birbiri üzerinde bulunan yassıca maddelerin her biri, tabaka

[jeoloji]

  • Altında veya üstünde olan kayaçlardan gözle veya fiziksel olarak az çok ayrılabilen, kalınlığı 1 santimetreden az olmayan tortul kayaç birimi, tabaka

[toplum bilimi]

  • Bir toplum içinde makam, şöhret, meslek vb. bakımdan ayrılan topluluklardan her biri, tabaka

Birleşik Kelimeler: katman bulut, alt katman, toplumsal katman, üst katman

TATMAK

[-i]

  • Dil yardımıyla bir şeyin tadının nasıl olduğunu anlamak
  • Bir şeyden az miktarda yemek veya içmek

    O meşhur beyaz şaraplarını tattık. - Haldun Taner

[mecaz]

  • Duymak, hissetmek

    Yaşamın her acısını tatmış.

SATMA

[isim]

  • Satmak işi

    Bir kitabın çok satmasında o kitabı aklayıcı nedenler pek özel durumlara bağlıdır. - Necati Cumalı

SATMAK

[-i]

  • Bir değer karşılığında bir malı alıcıya vermek

    Geniş arazisini parselleyip sattı. - Tarık Buğra

[nesnesiz]

[mecaz]

  • Kendinde olmayan bir şeyi var gibi göstermek, taslamak

[mecaz]

  • Bir kimse, kendini veya başkasını olduğundan daha önemli, yetkili ve değerli göstermek

[mecaz]

  • Bir çıkar karşılığında bir şeyi gözden çıkarmak, feda etmek

[argo]

  • Bir yolunu bularak birinden ayrılmak

    Yanımdakini satamazsam size gelemeyeceğim.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • satıp savmak

Birleşik Kelimeler: yapsat, çoksatar

BATMA

[isim]

  • Batmak işi
  • Yıkılma, çökme
  • İflas etme

    Balık baştan kokar, bilmez değilsin a! Hayriye tüccarının batmasına bizim saray sebep olmuştur. - Attila İlhan

  • Yok olma, inkıraz

[gök bilimi]

  • Bir gök cisminin (ay, güneş, yıldız vb.) ufkun altına inmesi

Birleşik Kelimeler: geğrek batması

YATMA

[isim]

  • Yatmak işi

    Çocuklara yatma zamanının yaklaştığını başıyla anlatan bir mürebbiye edasıyla duruyor. - Refik Halit Karay

ADATMA

[isim]

  • Adatmak işi

BATMAN

[isim]

[eskimiş]

  • 7,692 kilogram olan ağırlık ölçü birimi

    Şu güzelim zeytinin batmanını on sekiz mangıra bile almıyorlar. - Nabizade Nâzım

[isim]

  • Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri

BATMAK

[nesnesiz]

  • Bir sıvının üstündeyken içine gömülmek

    Sonra hani bir gemimiz batmıştı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Dünya'nın dönüşü dolayısıyla Güneş, Ay ve yıldız ufkun altına inmek

    Güneş renksiz bulutlar altında batıyordu. - Ömer Seyfettin

  • İflas etmek
  • Kirlenmek

    Üstüm başım battı.

[-e]

  • Saplanmak

    Ayağına yolda diken batmıştı. - Osman Cemal Kaygılı

[-e]

  • Tedirgin etmemesi gereken şeyler tedirgin etmek

    Bazı kimselere para batar, sarf edecek yer ararlar.

[-e]

  • Hoşa gitmeyen bir duruma uğramak

    Abdi Bey'in sabırsız, çabuk parlamaya yatkın mizacına karısının tevekkülü ve sakinliği fena hâlde batıyor. - Attila İlhan

  • Yok olmak

[-e]

  • Çökmek

    İçeriye batmış gözleri kadına dikilmişti. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

  • Daha kötü bir duruma uğramak

[mecaz]

  • Yıkılmak, egemenliği sona ermek

    Bizans kurulduğundan battığı tarihe kadar 1125 sene geçmişti. - Yahya Kemal Beyatlı

[-e]

[mecaz]

  • Dokunmak, incitmek

    Onun her sözü bana batar.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • batan geminin malları bunlar
  • battı balık yan gider

Birleşik Kelimeler: bata çıka, batçık, battıçıktı, gün batımı