İçinde Atak Bulunan Kelimeler

İçinde ATAK olan 28 kelime bulunuyor. İçerisinde ATAK geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Atak kelimesinin anlamı nedir? Atak ile başlayan kelimeler. Atak ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

KARABATAKGİLLER21

11 Harfli Kelimeler

PATAKLANMAK16

10 Harfli Kelimeler

BATAKÇILIK17, PATAKLAMAK15, PATAKLANMA15

9 Harfli Kelimeler

KATAKOFTİ16, BATAKHANE15, YATAKHANE15, PATAKLAMA14, PANİKATAK13, KARABATAK11, KONTRATAK10, KATAKULLİ10

8 Harfli Kelimeler

BATAKÇIL14, KATAKOMP14, PATAKREM13, BATAKLIK11, YATAKLIK11

7 Harfli Kelimeler

BATAKÇI13, YATAKÇI13, BATAKLI10, YATAKLI10, ATAKLIK8

5 Harfli Kelimeler

PATAK9, ÇATAK8, BATAK7, YATAK7

4 Harfli Kelimeler

ATAK4

ATAK

[sıfat]

  • Düşüncesizce her işe atılan, cüretkâr

    Bütün çocuklar gibi onlar da haşarı, atak ve güreşçi idiler. - Reşat Nuri Güntekin

  • Çevik, hareketli

[halk ağzında]

  • Geveze

[isim]

[tıp]

  • Aniden başlayan hastalık nöbeti

[isim]

  • Atılım
  • Saldırı, saldırış, hücum, hamle, akın

[spor]

  • Gol atmak veya sayı kazanmak amacıyla yapılan akın, ofans

Ata Sözleri ve Deyimler

  • atak yapmak

Birleşik Kelimeler: kontratak, panikatak

BATAK

[isim]

  • Üzerine basıldığında çöken çamurlaşmış toprak

    İnsan bu kumda, bir batakta gibi yürür, ayağını güç çeker, her adımda bir günlük yol zahmeti duyar. - Falih Rıfkı Atay

  • Kötü durum, içinden çıkılmaz iş

    Bu bataktan kendini kurtarmaya çalıştıkça büsbütün saplandığını dehşetle görüyordu. - Reşat Nuri Güntekin

  • Elde bulunan kâğıtlara göre o turda kaç adet el kazanacağı üzerine tahminde bulunup en az, tahmin ettiği kadar el kazanmaya dayalı bir iskambil oyunu

[sıfat]

[mecaz]

  • Hayır gelmez, yarar sağlamaz, batmış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • batağa saplanmak

Birleşik Kelimeler: batakhane, karabatak

YATAK

[isim]

  • Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya, döşek

    Sabahleyin onu aynı güzellikte bulacağım ümidiyle yatağımdan fırladım. - Refik Halit Karay

  • Yün, pamuk, kuş tüyü vb. maddelere kılıf geçirerek yapılan şilte
  • Üzerine şilte konulan karyola, somya, kerevet vb

[coğrafya]

  • Irmak, çay, dere vb.nin, içinde aktıkları yer, akak, mecra

    Meyveler kızarmadan dalı üstünde soldu / Irmak yatağı kumsal, kırlar dikenlik oldu - Faruk Nafiz Çamlıbel

  • Katmanlaşmış herhangi bir madde yığını

    Çakıl yatağı.

  • Bir şeyin çok bulunduğu yer

    Yeşil sarıklı evliya yataklarının huzurunda gibiyim. - Refik Halit Karay

  • Maden veya fosil ocaklarında birbirini izleyen iki maden, taş veya kömür tabakası arasında uzanan damar
  • Çanak biçimindeki bir havzada veya buna benzer bir oluşumda toplanmış petrol birikintisi
  • Gizli barınak veya bir suçluyu gizlice barındıran yer

    Hırsız yatağı. Eşkıya yatağı.

  • Makinelerde hareketli bölümleri içine alan hareketli veya sabit parça

    Namlu yatağı. Eksen yatağı.

  • Fideleri gömmek için toprakta açılan çukur
  • Turunçgilleri ve yumurta vb. ürünleri korumak üzere saman vb.nden yararlanılarak yapılan yer

[hayvan bilimi]

  • Katmanlı bir kaya bütününde maden filizi veya taş döküntüsünden oluşan çok ince tabaka

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yatağa (veya yataklara) düşmek
  • yatağa bağlamak
  • yatağa bağlanmak
  • yatağa serilmek
  • yatağına girmek
  • yatağını ayırmak
  • yatak çekmek
  • yatak yapmak (veya sermek)
  • yatak yorgan yatmak

Birleşik Kelimeler: yatak başlığı, yatak çarşafı, yatakhane, yatak liman, yatak limonu, yatak mobilya, yatak odası, yatak örtüsü, yatak takımı, yatak yarası, ağ yatak, bilyeli yatak, ikili yatak, metal yatak, dere yatağı, döl yatağı, gemi yatağı, hırsız yatağı, ızgara yatağı, maden yatağı, muylu yatağı, su yatağı, yer yatağı

ATAKLIK

[isim]

  • Atak olanın durumu veya atak bir biçimde yapılan iş, davranış, cüret

    Kara Yusuf ve arkadaşlarındaki ataklık halkı sarıyor. - Tarık Buğra

ÇATAK

[isim]

  • İki dağ yamacının kesişmesi ile oluşmuş dere yatağı

    Karakaçanı, Armutdere çataklarında bu Bozdayı tepelediydi. - Memduh Şevket Esendal

[sıfat]

  • Yapışık, ikiz (meyve)

[sıfat]

  • Kavgacı

Birleşik Kelimeler: çatak bayrak

[isim]

  • Van iline bağlı ilçelerden biri

PATAK

[isim]

  • Dayak, kötek

KONTRATAK (Kelime Kökeni: Fransızca contre-attaque)

[isim]

[spor]

  • Karşı akın

KATAKULLİ (Kelime Kökeni: Fransızca fait accompli'den)

[isim]

[argo]

  • Yalan dolan, oyun, tuzak, düzen

    Dün geceki arkadaşın tahmini gibi meçhul adam geldi, kız onu birkaç katakulli ile kandırdı. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katakulli okumak
  • katakulli yapmak
  • katakulliye gelmek
  • katakulliye getirmek

YATAKLI

[sıfat]

  • Herhangi bir sayıda yatağı olan, yatak alabilen

    Hancı beni dört yataklı odada bırakarak çekildi. - Sait Faik Abasıyanık

  • İçinde aktığı yer derin olan

    Yataklı ırmak.

[isim]

  • Yataklı vagon

Birleşik Kelimeler: yataklı vagon

KARABATAK

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Karabatakgillerden, balıkla beslenen, gagası uzun ve sivri, kara tüylü bir deniz kuşu (Phalacrocorax)

[argo]

  • Borcunu ödemeyen kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karabatak gibi

BATAKLIK

[isim]

  • Çok derin olmayan sularla örtülü batak bölge, aynaz, azmak

    Stadyuma, mekteplere yakın, onların burnu dibinde olan bu dere, hakikatte bir bataklıktır. - Nazım Hikmet

[mecaz]

  • Uygunsuz ve kötü, ahlak dışı durum

    Bizler kendisini bu bataklıktan kurtarmak için fazlasını bile yaptık. - Etem İzzet Benice

Birleşik Kelimeler: bataklık ardıcı, bataklık baykuşu, bataklık çulluğu, bataklık gazı, bataklık keteni, bataklık kırlangıcı, bataklık kuşları, bataklık nergisi

YATAKLIK

[sıfat]

  • Yatak yapmaya uygun

[isim]

  • Üzerine yatak serilen tahta veya maden kerevet, karyola

    Yataklığın etrafında bir şeyin dolaştığına, süründüğüne dikkat ettim. - Halit Ziya Uşaklıgil

[isim]

[mecaz]

  • Suçluları barındırma, gizlice yardım etme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yataklık yapmak (veya etmek)

PANİKATAK (Kelime Kökeni: İngilizce panic attack)

[isim]

[ruh bilimi]

  • Aşırı korku, heyecan dolayısıyla saldırgan, telaşlı davranışta bulunma veya içine kapanma

PATAKREM (Kelime Kökeni: Fransızca patecrème)

[isim]

  • Yüz ve boyundaki bozuklukları ve pürüzleri gideren pudra ile fondöten karışımı bir madde

BATAKÇI

[sıfat]

  • Borcunu ödememeyi alışkanlık edinmiş (kimse)
  • Eline geçen parayı batıran (kimse)

    Baba daima boğazına kadar borç içinde yaşar, müsrif, batakçı bir memurdu. - Ömer Seyfettin