İçinde Ast Bulunan 9 Harfli Kelimeler

İçerisinde AST olan 9 harfli 31 kelime bulunuyor. İçinde AST olan 9 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ast ile başlayan 9 harfli kelimeler. ast ile biten 9 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

PASTÖRİZE23, ASTROLOJİ21, LÖKOPLAST21, JİMNASTİK20, BASTONSUZ18, HASTAHANE18, PASTAHANE18, GASTRONOM17, PLASTİKÇİ17, PASTANECİ17, FANTASTİK16, OTOPLASTİ16, RASTLAYIŞ16, SUİKASTÇI16, AYAKBASTI15, KEDİBASTI15, BASTIRMAK14, LASTİKSİZ14, RASTLAŞMA14, ASTRONOMİ13, ASTIRILMA13, KASTAMONU13, ONOMASTİK13, KASTANYET12, SKOLASTİK12, SALMASTRA12, ASTARLAMA11, KASTETMEK11, RASTLANTI11, RASTLANMA11, RASTLAMAK11

ASTARLAMA

[isim]

  • Astarlamak işi

KASTETMEK (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṣd + Türkçe etmek)

[-i]

  • Amaçlamak, amaç olarak almak

    Ev deyince kasabada dört beş tane zengin evini kastediyorum. - Sait Faik Abasıyanık

  • Demek istemek

    Kimi kastettiğimi boş ver! Arkadaşlara da söyle, sakin olsunlar. - Ahmet Ümit

[-e]

  • Kötülük etmek, kıymak, zarar vermeyi istemek

    İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. - Atatürk

RASTLANTI

[isim]

  • Bilgiye, isteğe, kurala veya belli bir sebebe dayanmaksızın oluveren karşılaşma, tesadüf

    Bir gün Sahaflar Çarşısı'nda amaçsızca dolaşırken rastlantıyla eline bir kitap geçmiş. - İnci Aral

RASTLANMA

[isim]

  • Rastlanmak işi

    Ara sıra daha eski dil hususiyetlerine rastlanması tabiidir. - Fahir İz

RASTLAMAK

[-e]

  • Bir kimse ile karşı karşıya gelmek, karşılaşmak, rast gelmek, tesadüf etmek

    Hava kararmaya başladığında, mezarlıkta sadece bir kişiye rastladı. - İhsan Oktay Anar

  • Herhangi bir şeyle karşı karşıya gelmek

    Birbirini bütün tedaileriyle karşılayan iki kelimeye ne aynı dilde rastlarsınız ne iki ayrı dilde. - Cemil Meriç

  • Atılan şey hedefi bulmak, rast gelmek

    Taş cama rastladı.

KASTANYET (Kelime Kökeni: Fransızca castagnette)

[isim]

[müzik]

  • Parmaklara takılarak çalınan bir zil türü

SKOLASTİK (Kelime Kökeni: Fransızca scolastique)

[isim]

[felsefe]

  • İnanç ve bilgiyi kiliseyle, özellikle Aristoteles'in bilimsel sistemini uyumlu bir biçimde birleştirmeye çalışan Orta Çağ felsefesi

[sıfat]

  • Bu felsefe ile ilgili olan

[sıfat]

[mecaz]

  • Orta Çağ yöntemlerine uygun, eski

SALMASTRA (Kelime Kökeni: İtalyanca salmastra)

[isim]

  • Halat tellerinden saç gibi örülmüş olan ip
  • Özellikle makinelerde birbirine sıkıca değen iki yüzey arasına yerleştirilerek bu yüzeyler arasına su, buhar veya yağların sızmasını önleyen urgan

ASTRONOMİ (Kelime Kökeni: Fransızca astronomie)

[isim]

  • Gök bilimi

ASTIRILMA

[isim]

  • Astırılmak işi

KASTAMONU

[isim]

  • Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri

ONOMASTİK (Kelime Kökeni: Fransızca onomastique)

[isim]

  • Özel adlar ve özellikle kişi adları bilimi

BASTIRMAK

[-i]

  • Basma işini yaptırmak

    Çok güçlüydü, bastırdı, omuzlarını yatağa yapıştırdı âdeta. - Tarık Dursun K.

  • Zararlı bir olayı önlemek

    Yangını bastırmak.

  • Durdurmak

    İsyanı bastırmak.

  • Üstünlüğünü göstermek

    Şişman, kısa boylu bir yüzbaşı usulsüzlükte, şarlatanlıkta, inatta hepimizi bastırıyor. - Ömer Seyfettin

  • Bir kumaşın kenarını kıvırıp dikmek
  • Gidermek

    Heyecanını bir türlü bastıramıyor. - Nezihe Araz

  • Hemen söylemek

    Cevabı bastırdı.

[nesnesiz]

  • Ansızın birinin yanına gitmek

    Ama bir evi tek başına çeviren, o evin düzeninden sorumlu kadınlar ansızın bastıran konuktan her zaman tedirgin olurlar. - Oktay Rifat

[nesnesiz]

  • Birdenbire gerçekleşmek ve pek çok etki göstermek

    Kış bastırdığında bu sıcağa rahmet okursunuz. - Ayşe Kulin

[-e]

  • Baskı yapmak, üzerine iyice düşmek

    Köyün ihtiyarları da Feyziye'nin babasına bastırmışlar, onları bağışlatmışlar. - Erhan Bener

[halk ağzında]

  • Kümes hayvanlarını kuluçkaya yatırmak

LASTİKSİZ

[sıfat]

  • Lastiği olmayan

RASTLAŞMA

[isim]

  • Rastlaşmak işi