İçinde Asm Bulunan Kelimeler
İçinde ASM olan 39 kelime bulunuyor. İçerisinde ASM geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Asm ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
BASMAKALIPLAŞMA28
14 Harfli Kelimeler
SARIASMAGİLLER22
13 Harfli Kelimeler
BASMAKALIPLIK23
10 Harfli Kelimeler
BASMAKALIP19, BASMACILIK19, ASMAGİLLER16
9 Harfli Kelimeler
BASMAYAZI19, BASMAHANE17, DEPLASMAN17
8 Harfli Kelimeler
FANTASMA16, SUBASMAN14, BASMALIK13, SARIASMA12, KARAASMA10
7 Harfli Kelimeler
MASMAVİ16, BASMACI15, HASMANE13, PLASMAN13, BASMALI12, MİYASMA12, AKBASMA11, ALBASMA11, ASMALIK10, ASMOLEN10, KLASMAN9
6 Harfli Kelimeler
YASMIK11, BASMAK10, YASMAK10, ASMALI9, TASMİM9, ASMARA8, AKASMA8, KASMAK8
5 Harfli Kelimeler
BASMA9, YASMA9, ASMAK7, KASMA7, TASMA7
4 Harfli Kelimeler
ASMA6
ASMA
- Asmak işi
-
Asılmış, asılı
Öksüz, odanın ortasına kurulu çarşaftan bozma asma salıncağın içinde uyuyordu. - Ayşe Kulin
Birleşik Kelimeler: asma bahçe, asma kat, asma kilit, asma köprü, asma merdiven, asma tavan
- Asmagillerden, dalları çardak üzerine yayılan üzüm vb. bitkiler
- Belirli bir tür üzüm veren bitki (Vitis)
Birleşik Kelimeler: asma bıyığı, asma biti, asma kabağı, asma yaprağı, akasma, karaasma, sarıasma, Frenk asması, meryemana asması, üzüm asması, yaban asması
ASMAK
-
Bir şeyi aşağıya sarkacak bir biçimde bir yere iliştirip sarkıtmak
Lambayı tam pencerenin karşısına astı. - Sait Faik Abasıyanık
- Üzerine takınmak, kuşanmak
- Bir kimseyi boğazından ip vb. geçirip sallandırarak öldürmek, idam etmek
-
Gitmek zorunda olunan bir yere özürsüz gitmemek
Ben inek için oymalarımı bıraktım, dikiş makinesini tamir etmedim, mektebi astım. - Nazım Hikmet
- Görevi olan bir işi özürsüz yapmamak
Ata Sözleri ve Deyimler
- asıp kesmek
- astığı astık, kestiği kestik
KASMA
- Kasmak işi
TASMA
-
Bazı hayvanların boynuna takılan, bu hayvanları bir yere bağlamaya, çekip götürmeye yarayan kemer biçiminde bağ
Bir adam yanaştı, tasmasından tuttuğu güzel bir koyunu gösterdi. - Burhan Felek
- Nalın ve terliğin ayağı tutan üstteki meşin bölümü
AKASMA
- Düğün çiçeğigillerden, beyaz çiçek veren, bahçelerde süs çiçeği olarak yetiştirilen, sarmaşık özelliği gösteren bir bitki, yaban asması, orman sarmaşığı, meryemana asması (Clematis vitalba)
KASMAK
- Kasları gergin duruma getirmek
- Kısaltmak
- Daraltmak
- Bölmek, ayırmak
- Baskısı altında tutmak
Ata Sözleri ve Deyimler
- kasıp kavurmak
Birleşik Kelimeler: kasım kasım
KLASMAN (Kelime Kökeni: Fransızca classement)
- Bölümleme, sınıflama, tasnif
- Belli bir sınıf, küme
ASMALI
-
Asması olan
Asmalı bahçe.
TASMİM (Kelime Kökeni: Arapça taṣmīm)
- Tasımlama
Ata Sözleri ve Deyimler
- tasmim etmek
BASMA
-
Basmak işi
Eşyanın üstüne çıkıp basmaya, üstünde zıplamaya başladık. - Ayla Kutlu
- Gazete, dergi, kitap vb. bası ile hazırlanmış yazılı şeyler, matbua
- İskambil kâğıdı ile oynanan bir oyun
-
Üzerinde bası ile yapılmış renkli biçimler bulunan pamuklu kumaş
O güne kadar bir okka üzüm, bir arşın basma almamış idim. - Memduh Şevket Esendal
-
Bu kumaştan yapılan
Üzerine basma bir elbise ile örme bir ceket giymişti. - Peyami Safa
- Yerin alçalmasıyla bu yeri örten deniz sularının yükselmesi, çekilme karşıtı
- Basılmış, matbu
- Gübre, tezek
Birleşik Kelimeler: basmahane, basma kalıbı, basmakalıp, basmayazı, akbasma, albasma, emme basma tulumba, para basma, taban basma, deniz basması, kırk basması, taş basması
YASMA
- Yasmak işi
KARAASMA
- Lohusa otu
ASMALIK
- Asma için ayrılmış (yer veya toprak)
ASMOLEN
- Pişmiş toprak, cüruf ve çimento karışımından yapılmış, ses geçirmez, delikli briket türü
BASMAK
-
Vücudun ağırlığını verecek bir biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak
Bastığın yerlerde güller açtı, sarıldı ayaklarına. - Cahit Külebi
- Küçük çocuklar ayakta durabilmek
-
Bir şeyi, üzerine kuvvet vererek itmek
Motor çalıştıktan sonra debriyaja basarsınız. - Halide Edip Adıvar
-
Sıkıştırarak yerleştirmek
Peyniri küpe basmak.
- Bası işi yapmak, tabetmek
-
Örtmek, bürümek, kaplamak
Yollarını ot basmış, çamları yükselip saçaklarına el atmış olan bu büyük köşk. - Memduh Şevket Esendal
-
Bir şey üzerinde kalıp, mühür vb.yle iz yapmak
Şuraya başparmağını bas, dediler, ben de bastım. - Sait Faik Abasıyanık
-
Baskın yapmak
Ölen kızın intikamını almak için köyü basıp yakmış. - Etem İzzet Benice
-
Bir kimse bir yaşa girmek
On dokuz yaşına yeni basmış, ürkek ve utangaç bir kızdım. - Azra Erhat
-
Duman, sis vb. çevreyi kaplamak, çökmek
Şehri akşamüstü sis basmıştı. - Sait Faik Abasıyanık
-
Basınç yaparak sıvı ve gazları itmek
Pompa bozulmuş, suyu basmıyor. Otomobilin lastiğine hava basmak.
- Kümes hayvanları kuluçkaya yatmak
- Uygunsuz vaziyette yakalamak
-
Bir şeyin etkisinde kalıp eziklik, üzüntü ve ağırlık duymak
Yüreğinin acısını duyuyordu. Sıkıntı basmış, terlemeye başlamıştı. İzin istedi. - Yusuf Ziya Bahadınlı
Ata Sözleri ve Deyimler
- bas! (veya bas git!)
- basıp geçmek
- basıp gitmek
- bastığı yerde ot bitmez
- bastığı yere bir daha basmamak
- bastığı yeri bilmemek
Birleşik Kelimeler: örtbas, tıka basa, dilbasar, karabasan, subasar, albastı, ayakbastı, dalbastı, kalburabastı, kaşbastı, kedibastı, kepbastı, kolbastı, külbastı, toprakbastı, elbasan tavası