[isim]

• Işıklama süresi saniyenin 1/25'i veya daha kısa olan hızlı bir hareketi çekme yöntemi

• Bu yöntemle çekilen fotoğraf

  Bir iki enstantane denemesi yapmak istiyorum. - Çetin Altan

[sıfat]

• Anlık

  Yazmanın çok enstantane bir düşünce olduğunu biliyorum. - Sait Faik Abasıyanık

[isim]

• Kestane ağaçları çok olan yer

  Kestanelikte ağaçlardan düşen yapraklar üstünde koşar, yerlerden kestane toplardık. - Abdülhak Şinasi Hisar

[-i]

• Kargımak, beddua etmek, lanet etmek

  O zaman tiyatronun bütün oyuncuları beni lanetleyecekler. - Adalet Ağaoğlu

• Tanrı, merhametinden yoksun bırakmak

• Dinden kovmak

[isim]

• Lanetlenmek işi

[nesnesiz]

• Tanelere ayrılmak

• Taneler oluşmak

[zarf]

[eskimiş]

• Riyakârca

[isim]

• Yelölçer

[isim]

• Gelenekçilik

[isim]

• Amiyane olma durumu

[zarf]

[eskimiş]

• Sarhoşça

[isim]

• Şaire yakışır bir biçimde, şair gibi davranma durumu, ozansılık

  Bu neşenin herhangi bir şairanelikle alakası yoktu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[zarf]

• Kararlılıkla, kararlı olarak

  Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimkârane yürümesine borçluyuz. - Atatürk

[isim]

[anatomi]

• Prostat

[hayvan bilimi]

• Atların her bacağında birer tane çıkan, boynuz dokusunda olan kısa ve yayvan uzantı

[isim]

[tarih]

• Mehter takımı

• Bu takımın bulunduğu yer

[isim]

• Anestezi uzmanı