[isim]

• Kanaatkâr olma durumu, kanaatlilik, kanıklık, yetingenlik

[nesnesiz]

• Aklanma ihtimali veya imkânı bulunmak

[isim]

• Kanaatsiz olma durumu

[isim]

• Zanaatçılık

[-i]

• Annedeki özellikleri kazandırmak

[isim]

[bitki bilimi]

• Bir çeneklilerden, sıcak ülkelerde yetişen ve örneği ananas olan bitki familyası

[nesnesiz]

• Aldanma eğilimi veya ihtimali bulunmak

[-e]

[-i]

• Badanalama işini yaptırmak

  O gün üzerlerindeki resimleri sökerek sararmış, islenmiş duvarları badanalattım. - Necati Cumalı

[nesnesiz]

• Badana yapılmak

  Her yıl badanalanan duvarlarda hiç resim yoktur. - Halide Edip Adıvar

[isim]

• Dallanabilmek işi

[isim]

• Manalandırmak işi

[isim]

• Tantanacı olma durumu

• Kavga ediyormuş gibi davranarak dikkat dağıtıp hırsızlık yapma yöntemi

[nesnesiz]

• Bulanma ihtimali veya imkânı bulunmak

[isim]

• Çalkanabilmek işi

[isim]

• Çullanabilmek işi