İçinde Alın Bulunan Kelimeler

İçinde ALIN olan 64 kelime bulunuyor. İçerisinde ALIN geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Alın kelimesinin anlamı nedir? Alın ile başlayan kelimeler. Alın ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

ALINTILAYABİLME22, ALINTILANABİLME20

14 Harfli Kelimeler

KALINLAŞTIRMAK20

13 Harfli Kelimeler

ALINGANLAŞMAK22, KALINLAŞTIRMA19

12 Harfli Kelimeler

ALINGANLAŞMA21, ÇALINABİLMEK19, ALINTILANMAK15

11 Harfli Kelimeler

SALINCAKSIZ21, ÇALINABİLME18, YALINLAŞMAK18, ALINTILANIŞ17, KALINLAŞMAK16, ALINABİLMEK15, ALINTILANMA14, ALINTILAMAK14, KALINLATMAK13

10 Harfli Kelimeler

SALINCAKÇI19, YALINLAŞMA17, ALINGANLIK16, NALINCILIK16, SALINCAKLI16, KALINLAŞMA15, ALINABİLME14, ALINTILAMA13, KALINLATMA12

9 Harfli Kelimeler

ALINDISIZ18, SALINTILI13

8 Harfli Kelimeler

YALINGÖZ24, YALINGAÇ18, NALINSIZ14, YALINCAK14, ALINDILI13, ÇALINMAK13, SALINCAK13, YALINLIK12, SALINMAK11, KALINMAK10, KALINLIK10

7 Harfli Kelimeler

ÇALIN15, SALIN13, ALINGAN12, ÇALINMA12, ÇALINTI12, NALINCI12, KALINCA11, SALINIM11, SALINMA10, SALINTI10, ALINLIK9, ALINMAK9, KALINMA9, KALINTI9, NALINLI9

6 Harfli Kelimeler

DALINÇ12, YALINÇ12, ALIN11, ALINDI10, ALINTI8, ALINMA8

5 Harfli Kelimeler

YALIN8, KALIN6, NALIN6

4 Harfli Kelimeler

ALIN5

ALIN

[isim]

  • Yüzün, kaşlarla saçlar arasındaki bölümü
  • Bazı şeylerin önü, ön yüzü
  • Karşı

    Güneşin alnında durma.

[madencilik]

  • Bir ocakta her türlü ayak, galeri, baca, kuyu ve yolun ilerletilmekte olan yüzeyi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alın damarı çatlamış
  • alna yazılan başa gelir
  • alnı açık yüzü ak
  • alnına kara sürmek
  • alnından öpmek
  • alnında yazılmış olmak
  • alnını karışlamak
  • alnının akıyla
  • alnının kara yazısı

Birleşik Kelimeler: alın çatı, alın teri, alın yazısı, alnı açık

KALIN

[sıfat]

  • Cisimlerde uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyutu çok olan (cisim), ince karşıtı

    Alt katta her tarafın pencereleri kalın, sık demir parmaklıklarla örtülüydü. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Enli ve gür (kaş)
  • Yoğun, akıcılığı az olan

    Kalın bir sis tabakası.

  • Etli, dolgun

    Dudakları kalın, yüzü ergenlik içinde... - Memduh Şevket Esendal

  • Pes (ses)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalın incelene kadar ince süzülür

Birleşik Kelimeler: kalın bağırsak, kalın kafa, kalın ses, kalın ünlü, kalın yağ, ensesi kalın

[isim]

[halk ağzında]

  • Gelin olacak kıza erkek tarafından verilen para veya armağan, ağırlık

    Babam senden çok mu istedi kalını? - Halk türküsü

[isim]

  • Mayalı hamurun parçalara ayrılıp tandırda pişirilmesiyle elde edilen ekmek türü

NALIN (Kelime Kökeni: Arapça naʿleyn)

[isim]

  • Takunya

    Çarşı hamamlarındaki nalınlar da boy boymuş. - Salâh Birsel

Birleşik Kelimeler: natır nalını

ALINTI

[isim]

[edebiyat]

  • Bir yazıya başka bir yazarın yazısından alınmış parça, aktarma, iktibas

[dil bilgisi]

  • Başka bir dilden alınmış kelime

ALINMA

[isim]

  • Alınmak işi

    Öbürü göğsünden ağır yaralı iki erin geriye alınmalarına göz kulak oluyordu. - Attila İlhan

Birleşik Kelimeler: açığa alınma

YALIN

[isim]

[halk ağzında]

  • Alev

[sıfat]

  • Gösterişsiz, süssüz, sade (söz, yazı)

[halk ağzında]

  • Çıplak, kınından çıkmış

    Dışarıdan içeriye ellerinde yalın kasaturalarla polisler daldı. - Ercüment Ekrem Talu

Birleşik Kelimeler: yalın ad, yalın ayak, yalın cümle, yalın durum, yalıngöz, yalın hâl, yalın isim, yalın kat, yalın kelime, yalın kılıç, yalın sıfat, yalın tümce, yalın üslup, yalın yapıldak, yalın zaman, yalın zarf

ALINLIK

[isim]

[halk ağzında]

  • Kadınların alınlarına taktıkları altın veya gümüşten süs eşyası
  • Yapılarda cephe süsü

ALINMAK

[-e]

[nesnesiz]

  • Alma işi yapılmak

    Mahalle mektebinden alınmış, rüştiyeye verilmiş. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Elde edilmek

    Her biri gerçek hayattan alınmış birer gerçek olmak. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[-den]

  • Uyarlanmak

[-e]

[-den]

[mecaz]

  • Bir sözün, bir davranışın kendisine söylediğini veya yapıldığını sanarak incinmek, kırılmak

    Emekli ajan, alınmış gibi maun masanın arkasında oturan kişiyi süzdü. - Osman Aysu

Birleşik Kelimeler: açığa alınmak

KALINMA

[isim]

  • Kalınmak işi

KALINTI

[isim]

  • Artıp kalan şey, bakiye
  • Eski çağlardan kalmış şehir veya yapı, ören, harabe

    Efes, Bergama'nın kalıntıları, ulaştıkları uygarlığı serer gözler önüne. - Necati Cumalı

  • İz, işaret

[mecaz]

  • Bir toplum, kültür, uygarlık vb.nden artakalan şey

    Bu babacan, filozof ve hazırcevap insanlar kuşağı, tükenen bir görgü devrinin son kalıntıları gibidir. - Haldun Taner

NALINLI

[sıfat]

  • Takunyalı

KALINMAK

[nesnesiz]

  • Kalma işi yapılmak

    Akşama kadar orada kalınır mı?

KALINLIK

[isim]

  • Kalın olma durumu
  • Cisimlerde uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyut

    Bu beş katlı Galata kulesi kalınlığındaki korkunç apartmanın sakinleri hep debdebe içinde yüzmüş insanlarmış. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: ensesi kalınlık

SALINMA

[isim]

  • Salınmak işi

    Belki de bu, çıkıp salınması beklenen bir sevgiliye söylenmiş iştiyaklı bir yalvarıştır. - Samiha Ayverdi

SALINTI

[isim]

  • Salınma işi