İçinde Algı Bulunan Kelimeler

İçinde ALGI olan 57 kelime bulunuyor. İçerisinde ALGI geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Algı kelimesinin anlamı nedir? Algı ile başlayan kelimeler. Algı ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

DALGINLAŞABİLME28,

DALGINLAŞTIRMAK27

14 Harfli Kelimeler

ALGILAYIVERMEK29, DALGINLAŞTIRMA26, ALGILAYABİLMEK24, ALGILANABİLMEK22, ALGILATABİLMEK22

13 Harfli Kelimeler

ALGILAYIVERME28, ALGILAYICILIK26, ALGILAYABİLME23, ALGILANABİLME21, ALGILATABİLME21, ALGILANABİLİR20

12 Harfli Kelimeler

DALGINLAŞMAK23, SALGINLAŞMAK22, ALGILATILMAK19

11 Harfli Kelimeler

SALGILAYICI24, DALGINLAŞMA22, SALGINLAŞMA21, ALGILATILMA18

10 Harfli Kelimeler

ÇALGICILIK23, ALGILAYICI22, SALGILAYIŞ22, SALGILAMAK17, ALGILATMAK16, ALGILANMAK16

9 Harfli Kelimeler

ÇALGIHANE21, ALGILAYIŞ20, DALGIÇLIK20, ALGILANIŞ18, DALGINLIK17, SALGILAMA16, ALGILAMAK15, ALGILANMA15,

ALGILATMA15

8 Harfli Kelimeler

ÇALGISIZ21, DALGINCA18, SALGINCI18, ÇALGISAL17, ALGILAMA14, KALGIMAK14

7 Harfli Kelimeler

ÇALGICI19, ÇALGILI16, SALGILI14, KALGIMA13

6 Harfli Kelimeler

ÇALGIÇ17, DALGIÇ16, ÇALGIN14, DALGIR13, DALGIN13, YALGIN13, SALGIN12

5 Harfli Kelimeler

ÇALGI13, DALGI12, SALGI11, ALGIN10

4 Harfli Kelimeler

ALGI9

ALGI

[isim]

[ruh bilimi]

  • Bir şeye dikkati yönelterek o şeyin bilincine varma, idrak

    Bakmak için algılarımız yeter, görmek içinse salim bir kafa, ayıklık, şuur gereklidir. - İsmet Özel

[isim]

[halk ağzında]

  • Kazanç, alacak
  • Rüşvet

[ekonomi]

  • Vergi

Birleşik Kelimeler: tam algı

[isim]

[halk ağzında]

  • Haşhaş sütünü toplamakta kullanılan kaşık

Birleşik Kelimeler: algı bıçağı

ALGIN

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Cılız, zayıf, hastalıklı
  • Birine gönül vermiş, tutkun, vurgun

SALGI

[isim]

[biyoloji]

  • Hücrelerin, vücuttaki bezlerin kandan ayırıp oluşturdukları ve yeniden kana, başka organa veya dışarıya saldıkları sıvı madde, ifraz

    Tükürük bir salgıdır.

[gök bilimi]

  • Güneş'ten dışarı doğru madde fırlaması

Birleşik Kelimeler: iç salgı

SALGIN

[sıfat]

  • Kısa zamanda çevredeki insan, hayvan veya bitkilerin büyük bir bölümüne bulaşan, müstevli

    Salgın hastalık.

[isim]

[tıp]

  • Bir hastalığın veya başka bir durumun yaygınlaşması ve birçok kimseye birden bulaşması, epidemi

    Tifo salgını. Kumar salgını.

[isim]

[mecaz]

  • Belli bir hareketin, davranışın, sözün toplumda yaygınlaşması

[isim]

  • Bir şeyin bir yere girip her yanı kaplaması, istila

    Çekirge salgını.

[isim]

[eskimiş]

  • Gereğinde herkesten para veya mal olarak toplanan geçici vergi

DALGI

[isim]

[halk ağzında]

  • Aymazlık

KALGIMA

[isim]

  • Kalgımak işi

DALGIR

[isim]

[halk ağzında]

  • Hare

DALGIN

[sıfat]

  • Çevresinde olup bitenleri fark edemeyecek kadar düşünceye dalan

    Kendi kendine mırıldanır gibiydi, dalgındı. - Tarık Buğra

  • Dikkatini belirli bir konu üstünde toplayamayan

[zarf]

  • Kendinden geçmiş bir durumda

    Bir süre susuyor, sonra dalgın konuşuyor. - Ahmet Ümit

Birleşik Kelimeler: dalgın dalgın

YALGIN

[isim]

[halk ağzında]

  • Serap

ÇALGI

[isim]

[müzik]

  • Müzik aleti, çalgı aleti, enstrüman
  • Çalgı çalma, müzik

    Sokağın dibinde çalgı sesleri işiterek birkaç adım ilerledi. - Peyami Safa

  • Müzik topluluğu

    Çalgı, yerine geçmiş oturmuştu. - Ercüment Ekrem Talu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çalgı çalmak

Birleşik Kelimeler: çalgı aleti, çalgı çağanak, çalgıhane, çalgı orağı, elektronik çalgılar, telli çalgılar, üflemeli çalgılar, vurmalı çalgılar, yaylı çalgılar

ALGILAMA

[isim]

  • Algılamak işi, kavrama, idrak, idrak etme

    Dil bir bakış, görmede bir tutum, belli bir algılama biçimidir. - Nermi Uygur

KALGIMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Sıçramak, fırlamak, şaha kalkmak

    At kalgıdı.

    Yunus balıkları kalgıyor.

  • Öfkeyle kalkmak
  • Çapkınlık, serserilik yapmak

SALGILI

[sıfat]

  • Salgı çıkaran veya üreten

ÇALGIN

[isim]

[halk ağzında]

  • Sıcak veya soğuktan gelişemeyerek cılız kalan ekin
  • Uzun zaman bakır kapta kalan tadı bozulmuş yemek, çalık

[sıfat]

  • Kötürüm, inmeli, sakat

ALGILAMAK

[-i]

  • Bir olayı veya bir nesnenin varlığını duyu organlarıyla kavramak, idrak etmek

    Kokuyu daha iyi algılamak için burnumu iyice gömüyorum yastığa. - Ahmet Ümit