İçinde Akse Bulunan Kelimeler

İçinde AKSE olan 24 kelime bulunuyor. İçerisinde AKSE geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Akse kelimesinin anlamı nedir? Akse ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

AKSETTİREBİLMEK19

14 Harfli Kelimeler

AKSETTİREBİLME18

13 Harfli Kelimeler

AKSESUARCILIK21, AKSELEROMETRE16, AKSETTİRİLMEK15

12 Harfli Kelimeler

AKSELEROGRAF24, AKSEDEBİLMEK18, AKSETTİRİLİŞ16, AKSETTİRİLME14

11 Harfli Kelimeler

HAKSEVERLİK22, AKSEDEBİLME17, AKSETTİRMEK13

10 Harfli Kelimeler

AKSESUARCI17, AKSETTİRİŞ14, AKSETTİRME12

9 Harfli Kelimeler

AKSEPTANS15

8 Harfli Kelimeler

HAKSEVER19, AKSESUAR11, AKSETMEK10

7 Harfli Kelimeler

AKSEDİŞ13, AKSEDİR10, AKSETME9

6 Harfli Kelimeler

AKSE7

4 Harfli Kelimeler

AKSE5

AKSE (Kelime Kökeni: Fransızca accès)

[isim]

[tıp]

  • Hastalık nöbeti, kriz

Birleşik Kelimeler: kalp aksesi

AKSEKİ

[isim]

  • Antalya iline bağlı ilçelerden biri

AKSETME

[isim]

  • Aksetmek işi

AKSETMEK (Kelime Kökeni: Arapça ʿaks + Türkçe etmek)

[-den]

  • Ses bir yere çarpıp geri dönmek, yankılanmak, yankı vermek

    Aksetti uyanmış tepelerden sırasıyla / Dağ dağ o güzel ses bütün etrafı gezindi - Yahya Kemal Beyatlı

[-e]

[-den]

  • Bir ışık veya bir şekil düz ve parlak bir yüzeye çarpıp orada aynen görünmek, yansımak

    Ve aynaya akseden alın kırışığında / Ölümü hatırlarız solgun mum ışığında - Halit Fahri Ozansoy

  • Evirmek, tersine çevirmek

[-e]

[mecaz]

  • Ulaşmak, yayılmak, duyulmak

    Zaptiye ve hafiye vakalarına dair havadisler bize, âdeta, efsaneleşmiş olarak aksetmez miydi? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

AKSEDİR

[isim]

[bitki bilimi]

  • Kaplaması mobilyacılıkta kullanılan, açık kahverengi öz odunlu olan bir ağaç (Thuya occidentalist)

AKSESUAR (Kelime Kökeni: Fransızca accessoire)

[isim]

  • Bir aletin, bir makinenin işlevine katılmayan ancak kendine özgü ayrı bir yararı bulunan alet, araç veya nesne
  • Giysiyi bütünleyen çanta, kemer, şapka, eldiven, mücevher vb. eşya

[tiyatro]

  • Konunun gerektirdiği ölçüde kullanılan, bir sahne içinde yer alan veya oyuncunun dekor gereği kullandığı çeşitli eşya

AKSETTİRME

[isim]

  • Aksettirmek işi

    Güneş sanki yalnız sizin tepenize ışık ve sıcaklık aksettirmeye çalışıyor. - Refik Halit Karay

AKSETTİRMEK (Kelime Kökeni: Arapça ʿaks + Türkçe ettirmek)

[-e]

[-i]

  • Sesi yankılamak
  • Işığı yansıtmak
  • Haberi, durumu ulaştırmak, yaymak, duyurmak

    Meseleyi taraf gözetmeden aksettirmek için o yazıdan da bir parça almak isterdik. - Orhan Veli Kanık

AKSEDİŞ

[isim]

  • Aksetme işi

AKSETTİRİLME

[isim]

  • Aksettirilmek işi

AKSETTİRİŞ

[isim]

  • Aksettirme işi

AKSETTİRİLMEK (Kelime Kökeni: Arapça ʿaks + Türkçe ettirilmek)

[nesnesiz]

  • Aksetmesi sağlanmak

AKSEPTANS (Kelime Kökeni: Fransızca acceptance)

[isim]

[eğitim bilimi]

  • Yabancı ülkelerde okuyacak öğrenciler için gönderilen kabul belgesi

[ticaret]

  • Poliçelerin üzerine `kabulümdür` biçiminde yazılarak altı imzalanan açıklama, kabul

AKSELEROMETRE (Kelime Kökeni: Fransızca accéléromètre)

[isim]

[fizik]

  • İvmeölçer

AKSETTİRİLİŞ

[isim]

  • Aksettirilme işi