İçinde Akala Bulunan Kelimeler

İçinde AKALA olan 27 kelime bulunuyor. İçerisinde AKALA geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Akala kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

ALAKALANDIRMAK18

13 Harfli Kelimeler

ALAKALANDIRMA17

12 Harfli Kelimeler

NAFAKALANMAK19, TABAKALANMAK15

11 Harfli Kelimeler

NAFAKALANMA18, TABAKALANMA14, TABAKALAMAK14, ALAKALANMAK12

10 Harfli Kelimeler

ŞAKALAŞMAK17, CAKALANMAK14, TABAKALAMA13, YAKALANMAK13, YAKALATMAK13, ALAKALANMA11, KAKALANMAK11

9 Harfli Kelimeler

ŞAKALAŞMA16, YAKALANIŞ15, CAKALANMA13, MÜNAKALAT12, YAKALAMAK12, YAKALATMA12, YAKALANMA12, KAKALAMAK10, KAKALANMA10

8 Harfli Kelimeler

YAKALAMA11, KAKALAMA9

5 Harfli Kelimeler

AKALA5

AKALA

[isim]

  • Amerikan tohumundan yurdumuzda üretilen bir tür pamuk

KAKALAMA

[isim]

  • Kakalamak işi

KAKALAMAK

[-i]

  • Kakmak

    Kakalamaktan parmak uçları delik deşik terzi çırakları, kalfalar... - Attila İlhan

  • Sürekli çekiştirmek, itmek, kakıp durmak

[mecaz]

  • Alışverişte aldatmak, kötü mal satmak, kazıklamak

[nesnesiz]

  • Kaka yapmak

KAKALANMA

[isim]

  • Kakalanmak işi

ALAKALANMA

[isim]

  • Alakalanmak işi, ilgilenme

KAKALANMAK

[nesnesiz]

  • Kakalama işine konu olmak

[nesnesiz]

  • Kaka ile kirlenmek

YAKALAMA

[isim]

  • Yakalamak işi

    Pokerde blöf yakalama meraklısı idi. - Tarık Buğra

[hukuk]

  • Sanığın yargıç kararı olmaksızın hürriyetinin kısıtlanmasını doğuran koruma önlemi

    Lakin erler onu da yakalamanın kolayını bulmuşlardı. - Arif Nihat Asya

ALAKALANMAK

[-le]

  • İlgilenmek
  • Gönül bağlamak, yakınlık duymak
  • Bir şey çekici gelmek
  • Bir şeyden zevk almak

MÜNAKALAT (Kelime Kökeni: Arapça munāḳalāt)

[isim]

[eskimiş]

  • Ulaştırma

YAKALAMAK

[-i]

  • Bir kimseyi veya bir şeyi elle tutmak

    Üç ince dalı birleştirerek sıkıca yakaladım. - Refik Halit Karay

  • Kaçan kimseyi ele geçirmek, derdest etmek
  • Bir kimsenin gitmesini engellemek, durdurmak

    Bu defa Tevfik'i dükkânın kapısında yakaladılar, aynı şeyi ona açtılar. - Halide Edip Adıvar

  • Bir kimseyi hoşa gitmeyecek bir durumda bulmak, bir kimsenin suçu ortaya çıkmak

    Kocasını bir kadınla yakalamış.

  • Söz, bakış veya işareti fark etmek
  • Birdenbire etkisi altına almak

    Yağmur bizi yolda yakaladı.

  • Arayarak veya rastlantı sonucu bulup bağlantı kurmak

    Zehra, Yorgaki'nin müziğini herhangi bir yerinden yakalıyor. - Attila İlhan

  • Avlamak, tuzakla ele geçirmek
  • Tutturmak

    Sayısal Loto'da beşi yakaladım.

  • Aynı düzeye gelmek

    Türkiye geçen senenin ihracat rakamlarını yakaladı.

YAKALATMA

[isim]

  • Yakalatmak işi

YAKALANMA

[isim]

  • Yakalanmak işi

TABAKALAMA

[isim]

  • Tabakalamak işi

YAKALANMAK

[nesnesiz]

  • Yakalama işi yapılmak, ele geçirilmek
  • Birinin kendisini zor duruma düşürecek bir şeyi, bir suçu ortaya çıkmak
  • Bir hastalığa tutulmak

    Nezleye yakalandı.

  • Karşılaşmak istenilmeyen birine veya kötü bir duruma tutulmak

    Evden çıkarken o adama yakalandı. Yağmura yakalandı.

YAKALATMAK

[-i]

  • Yakalanmasını sağlamak