İçinde Ak Bulunan 9 Harfli Kelimeler
İçerisinde AK olan 9 harfli 990 kelime bulunuyor. İçinde AK olan 9 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Ak ile başlayan 9 harfli kelimeler. ak ile biten 9 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
JAKUZİSİZ26,
KERRAKELİ
-
Kerrakesi olan
Gülgüli, kerrakeli, mor hareli. - Nedim
ARALATMAK
- Aralık duruma getirtmek, biraz açtırmak
ARALANMAK
-
Biraz açılmak, aralık olmak
Adam onlara dokundu, gözleri aralandı. - Adalet Ağaoğlu
- Araya zaman girmek
- Gitmek, uzaklaşmak, yanından ayrılmak
ARAKLANMA
- Araklanmak işi
ARAKLAMAK
- Çalmak, aşırmak
ARTAKALMA
- Artakalmak işi
ARKALAMAK
- Arkasına almak, yüklenmek
-
Bir kimseye güven vererek yardım etmek, destek olmak, korumak, müzaheret etmek
Bu roman, sanırım İş Bankasının arkaladığı ilk Tan gazetesinde tefrika edilirken üniversite öğrencisi idi. - Haldun Taner
ANAKRONİK (Kelime Kökeni: Fransızca anachronique)
-
Çağı geçmiş, çağa uymaz, eskimiş
Diplomasi bu gülünç duruma neden düşmüştür? Çünkü o, bu devrin göreneklerine ve geleneklerine saplanıp kalmış anakronik bir müessesedir. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Tarihlendirmede yanılgı içinde bulunan
ALELITLAK (Kelime Kökeni: Arapça ʿalā'l-iṭlāḳ)
- Genel olarak
AKKARAMAN
- Orta ve Doğu Anadolu'nun batı kesimlerinde yaygın olarak yetiştirilen, vücudu beyaz, ağız, burun, göz etrafı, kulak ve ayaklarında siyah lekeler bulunabilen, kaba karışık yapağılı, yerli bir tür koyun
AKTARTMAK
- Aktarma işini yaptırtmak
KONTRATAK (Kelime Kökeni: Fransızca contre-attaque)
- Karşı akın
KİRALAMAK
-
Kiraya vermek
Evi ona kiraladım.
-
Kira ile tutmak
Oturduğunuz evin alt katını bir terzi kiralamıştı. - Necati Cumalı
-
Birini belli bir ücretle belirli bir süre çalıştırmak
Haydutların reisiyle anlaşıp üç adamını bir ay süreyle kiraladı. - İhsan Oktay Anar
KANLANMAK
-
Kan bulaşmak
Sargı kanlandı.
- Kanı çoğalmak
-
Bir organda kan birikmek
Kanlanan gözlerinden sıcak yaşlar akıyor, heyecan ve yorgunluğundan nefesi tıkanıyordu. - Ömer Seyfettin
KARARTMAK
-
Rengini karaya çevirmek, esmerleştirmek, siyahlaştırmak
Güneş tenini karartmış.
-
Karanlık duruma getirmek
Perdeler odayı kararttı.
- Işığı kısmak veya örtmek
-
Kötü bir duruma getirmek
Seyahat onu yormuş ve karartmıştı. - Peyami Safa