İçinde Ahi Bulunan 5 Harfli Kelimeler

İçerisinde AHİ olan 5 harfli 27 kelime bulunuyor. İçinde AHİ olan 5 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ahi ile başlayan 5 harfli kelimeler. ahi ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

FAHİŞ18, VAHİY17, VAHİM16, NAHİF15, NAHİV15, VAHİT15, SAHİP14, SAHİH14, RAHİP13, AHİZE12, BAHİS12, ŞAHİT12, ŞAHİN12, ZAHİT12, ZAHİR12, CAHİL12, BAHİR11, DAHİL11, MAHİR10, RAHİM10, SAHİL10, İLAHİ9, KAHİL9, KAHİN9, KAHİR9, LAHİT9, TAHİN9

İLAHÎ (Kelime Kökeni: Arapça ilāhī)

[ünlem]

  • Ey Allah'ım

    Ruhumun senden İlahi, şudur ancak emeli / Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli - Mehmet Akif Ersoy

[ünlem]

  • `Bu ne hâl, ne tuhaf` gibi şaşma, sitem bildiren bir söz

    İlahi Eda abla! Güzele bakmanın sevap olduğunu bilmez misin sen? - Necati Cumalı

[isim]

[müzik]

[edebiyat]

  • Tanrı'yı övmek, ona dua etmek için yazılıp makamla okunan nazım

    Bütün gün genç kızlar ilahiler söylemişlerdi. - Çetin Altan

[sıfat]

[din bilgisi]

  • Tanrı ile ilgili olan, Tanrı'ya özgü olan, tanrısal, lahuti

    Bakınız ki yalnız Allah'tan olan ve ilahi olan ümidiniz ölmesin! - Ruşen Eşref Ünaydın

[mecaz]

  • Çok güzel, mükemmel

    Minarecilikte biz gerçekten ilahi bir hüner göstermişizdir. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: takdiriilahi

KÂHİL (Kelime Kökeni: Arapça kāhil)

[sıfat]

[eskimiş]

[biyoloji]

  • Erişkin

KÂHİN (Kelime Kökeni: Arapça kāhin)

[isim]

  • Doğaüstü yollardan gizli, bilinmeyen şeyleri, geleceği bilme iddiasında bulunan kimse

    Falih Rıfkı Atay'a bu mücadeleyi kazanacağımızı kâhinler haber vermediler. - Orhan Seyfi Orhon

[din bilgisi]

  • Yahudilerin din reisi

KAHİR (Kelime Kökeni: Arapça ḳāhir)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Kahreden, zorlayan
  • Baskın gelen, ezen, ezici

Birleşik Kelimeler: kahir ekseriyet

LAHİT (Kelime Kökeni: Arapça laḥd)

[isim]

  • Duvarları taş veya tuğladan, üstü taş bir kapakla örtülü mezar

    Firavun'un açık lahitlerindeki boğuk yankıları dinledim. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Taş veya mermerden oyma mezar

TAHİN (Kelime Kökeni: Arapça ṭaḥīn)

[isim]

  • Öğütülmüş susamın koyu sıvı durumu

Birleşik Kelimeler: tahin helvası, tahin rengi

MAHİR (Kelime Kökeni: Arapça māhir)

[sıfat]

  • Becerikli, yetenekli

    Erkek aldatmakta çok mahirsin. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Uzman, işini iyi bilen, usta

    Hiçbir hareketi tanımıyor, sadece mahir bir madrabaz edasıyla çıkarına bakıyor. - Etem İzzet Benice

RAHÎM (Kelime Kökeni: Arapça raḥīm)

[sıfat]

  • Koruyan, acıyan, merhamet eden (Tanrı)

[zarf]

[eskimiş]

  • Koruyarak, acıyarak, merhamet ederek

    Fakat pederimiz hiçbir zaman bendenize rahîm davranmamıştır. - Feridun Fazıl Tülbentçi

[isim]

[anatomi]

  • Döl yatağı

Birleşik Kelimeler: rahim içi araç, ana rahmi

[isim]

  • Acıma, esirgeme

Birleşik Kelimeler: sılayırahim

SAHİL (Kelime Kökeni: Arapça sāḥil)

[isim]

  • Karanın deniz, göl, ırmak boyunca uzanan bölümü, kıyı, yaka, yalı

    Üzerinde resmî elbise olduğu hâlde onu, sahile yanaşmış duran küçük ve meçhul bir sandala doğru ilerlerken görüyoruz. - Esat Mahmut Karakurt

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sahile bindirmek
  • sahile vurmak

Birleşik Kelimeler: sahil boyu, sahil çizgisi, sahil devriyesi, sahil kordonu, sahil koruma, sahil seyri, sahil şeridi

BAHİR (Kelime Kökeni: Arapça baḥr)

[isim]

[eskimiş]

  • Deniz

    Ben o yârin çölünde kum / Bahrinde su, elinde mum - Mustafa Seyit Sutüven

  • Mevlidin bölümlerinden her biri

[edebiyat]

  • Aruzdaki vezin takımlarından her biri

Birleşik Kelimeler: tahtelbahir

DÂHİL (Kelime Kökeni: Arapça dāḫil)

[isim]

  • İç, içeri

    Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. - Atatürk

[zarf]

  • İçinde, ... ile birlikte

    Bütün bu insanlar, amcası dâhil tiyatroda perdenin açılmasını bekler gibidir. - Tarık Buğra

[zarf]

  • İçinde, içine almış durumda

    KDV dâhil.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dâhil etmek
  • dâhil olmak

[isim]

[eskimiş]

  • Bir işe karışmış olma, karışma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dahli olmak

AHİZE (Kelime Kökeni: Arapça āḫiẕe)

[isim]

  • Telefonda seslerin duyulduğu ve iletildiği parça

    Ahize birinden ona geçerek belki bir saat konuştular. - Mithat Cemal Kuntay

BAHİS (Kelime Kökeni: Arapça baḥs̱)

[isim]

  • Üzerinde konuşulan şey, konu

    Bu bahisleri bırakalım artık. - Peyami Safa

  • Görüşünde veya iddiasında haklı çıkacak tarafa bir şey verilmesini kabul eden sözlü anlaşma

[eskimiş]

  • Bir kitabın bölümlerinden her biri

    Burada da her bahsin sonunda yazdığı gibi uzun uzadıya incelemelerde bulunuyor. - Asaf Halet Çelebi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bahis açmak
  • bahse girmek (veya tutuşmak)
  • bahsi geçmek
  • bahsi kapamak
  • bahsi kaybetmek
  • bahsi kazanmak
  • bahsi tazelemek

Birleşik Kelimeler: bahis konusu, bahis mevzusu, bahsetmek, çifte bahis, ikili bahis, mevzubahis, müşterek bahis, tabela bahis, üçlü bahis

ŞAHİT (Kelime Kökeni: Arapça şāhid)

[isim]

[hukuk]

  • Tanık

    Kendisine uzun uzun anlattığım hikâyemin şahidi yoktu. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şahit olmak
  • şahit tutmak

Birleşik Kelimeler: yalancı şahit

ŞAHİN (Kelime Kökeni: Farsça şāhīn)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kartalgillerden, Avrupa ve Asya'nın dağ, orman ve çalılıklarında yaşayan, 50-55 santimetre uzunluğunda yırtıcı bir kuş (Buteo buteo)

    Bingöl bugün de şahinlerin yaylağı, çobanın uğrağı ve Türk'ün sevgisidir. - Etem İzzet Benice

Birleşik Kelimeler: şahin bakışlı