İçinde Ahe Bulunan Kelimeler

İçinde AHE olan 33 kelime bulunuyor. İçerisinde AHE geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ahe ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

AHENKLEŞTİRMEK22

13 Harfli Kelimeler

AHENKLEŞTİRME21

12 Harfli Kelimeler

VAKTİKERAHET22

11 Harfli Kelimeler

MUAHEZENAME21, MUAHEDENAME20, AHENKSİZLİK19, NEKAHETHANE19

10 Harfli Kelimeler

SİLAHENDAZ20, AHENKLİLİK14

9 Harfli Kelimeler

MEGAHERTZ21, MÜZAHERET19, BEDAHETEN17, AHESTELİK14

8 Harfli Kelimeler

ISLAHE20, MÜCAHEDE20, MÜŞAHEDE20, AHENKSİZ16, AHENKTAR12

7 Harfli Kelimeler

ŞİFAHEN20, VİCAHEN20, MUAHEZE16, BEDAHET15, MUAHEDE15, ŞAHESER15, NEZAHET14, BELAHET13, AHENKLİ11, KERAHET11, NEKAHET11

6 Harfli Kelimeler

AHESTE11

5 Harfli Kelimeler

YAHEY13, AHENK9, İLAHE9

AHENK (Kelime Kökeni: Farsça āheng)

[isim]

  • Uyum

    Sesi alaylı bir ahenkle kadının kulaklarına çarptı. - Mithat Cemal Kuntay

[mecaz]

  • Uzlaşma

    Biz bu işin içine girmeyelim. Ahengi bozarız. - Haldun Taner

[eskimiş]

  • Ezgi

    Tamtamların yeni ahengiyle raks başladı. - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ahengi bozulmak
  • ahenk almak
  • ahenk kurmak
  • ahenk sağlamak
  • ahenk vermek
  • ahenk yapmak

Birleşik Kelimeler: ahenk kaidesi, ahenk tahtası

İLAHE (Kelime Kökeni: Arapça ilāhe)

[isim]

  • Tanrıça

AHENKLİ

[sıfat]

  • Uyumlu, düzenli

    Zaman oldu en renkli, en ahenkli şekillerin peşinde koştum. - Nazım Hikmet

  • Eğlenceli

KERAHET (Kelime Kökeni: Arapça kerāhet)

[isim]

[eskimiş]

  • İğrenme, tiksinme

Birleşik Kelimeler: kerahet vakti, vaktikerahet

NEKAHET (Kelime Kökeni: Arapça neḳāhet)

[isim]

  • Hastalıktan yeni kurtulmuş zayıf ve hâlsiz olan kimsenin durumu

    His var mı bu âlemde nekahet gibi tatlı. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]

  • Durgunluk

Birleşik Kelimeler: nekahethane

AHESTE (Kelime Kökeni: Farsça āheste)

[sıfat]

  • Yavaş, ağır

[zarf]

  • Yavaş, ağır bir biçimde

    Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın. - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: aheste aheste, aheste beste

AHENKTAR (Kelime Kökeni: Farsça āhengdār)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Ahenkli

BELAHET (Kelime Kökeni: Arapça belāhet)

[isim]

[eskimiş]

  • Alıklık

    Faziletle belahet aynı şey sayılıyor. - Peyami Safa

YAHEY

[ünlem]

  • Sevinç ve coşma anlatan bir söz

AHENKLİLİK

[isim]

  • Ahenkli olma durumu, uyumluluk

AHESTELİK

[isim]

  • Aheste olma durumu

NEZAHET (Kelime Kökeni: Arapça nezāhet)

[isim]

[eskimiş]

  • Temizlik, ahlak temizliği

BEDAHET (Kelime Kökeni: Arapça bedāhet)

[isim]

[eskimiş]

  • Besbelli, apaçık olma durumu
  • Bir konuda hazırlıksız konuşabilme yeteneği

MUAHEDE (Kelime Kökeni: Arapça muʿāhede)

[isim]

[eskimiş]

  • Antlaşma

    Osmanlılar 1681 muahedesiyle Moskova hükümdarının Çarlık unvanını ve Kudüs Ortodoks kilisesi üzerindeki himaye hakkını tanımışlardı. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: muahedename

ŞAHESER (Kelime Kökeni: Farsça şāh + Arapça es̱er)

[isim]

  • Kendi türünde mükemmel olan, üstün ve kalıcı nitelikte eser, başyapıt, başeser

    Herkes, mektep müdürü dâhil, bu resmin bir şaheser olduğuna kaniydi. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat]

  • Değeri üstün olan, üstün nitelikli

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şaheser yaratmak