İçinde Ah Bulunan 4 Harfli Kelimeler

İçerisinde AH olan 4 harfli 25 kelime bulunuyor. İçinde AH olan 4 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ah ile başlayan 4 harfli kelimeler. ah ile biten 4 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

VAHA14, VAHİ14, AGAH12, AHÇI12, GAHİ12, PAHA12, AHİZ11, AHŞA11, İZAH11, YAHU11, AH10, BAHT10, DAHİ10, DAHA10, AHIR9, SAHA9, SAHİ9, SAHN9, ULAH9, AHAR8, AHİR8, AHİT8, İLAH8, RAHT8, TAHT8

AHAR

[isim]

[eskimiş]

  • Hattatların kâğıt cilalamak için kullandıkları nişasta ve yumurta akından yapılan özel bir karışım

AHİR (Kelime Kökeni: Arapça āḫir)

[sıfat]

  • Son, sonraki

[zarf]

  • Sonra, en sonra, sonunda

Birleşik Kelimeler: ahir ömürde, ahir vakit, ahir zaman, cemaziyelahir, evvel ahir

AHİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿahd)

[isim]

  • Kendi kendine söz vererek bir işi üzerine alma, ant

    Ahdim olsun, bu işi yapacağım.

  • Antlaşma

[eskimiş]

  • Devir, zaman

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ahde vefa
  • ahde vefa etmek

Birleşik Kelimeler: ahitname, ahdetmek, Ahd-i Atik, Ahd-i Cedit

İLAH (Kelime Kökeni: Arapça ilāh)

[isim]

[din bilgisi]

  • Tanrı

[isim]

  • Bir alanda yaratıcılığı ile hayranlık uyandıran, çok beğenilen, çok tutulan kimse

    Müzik dünyasının ilahı. Moda ilahı.

[din bilgisi]

  • Çok tanrıcılıkta tanrı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilah gibi

RAHT (Kelime Kökeni: Farsça raḫt)

[isim]

[eskimiş]

  • At takımı

    Bu ziyafetlere gidilirken her günkü kavukla ferace ve samur kürk giyilir, atlara kemer rahtlar vurulurdu. - Asaf Halet Çelebi

  • Yolda lazım olacak şeyler
  • Döşeme vb. takımları
  • Pencere ve kapı kanatlarını çerçeveye tutturan menteşe takımı

TAHT (Kelime Kökeni: Farsça taḫt)

[isim]

  • Hükümdarların oturduğu büyük, süslü koltuk

    Mozaikten tapınaklar yapar, tunçtan kaleler, fil dişinden tahtlar kurarmışsın. - Refik Halit Karay

[mecaz]

  • Hükümdarlık makamı, hükümdarlık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tahta çıkmak
  • tahttan indirmek

Birleşik Kelimeler: tahterevalli, tahtırevan, payitaht

AHIR (Kelime Kökeni: Farsça āḫūr)

[isim]

  • Evcil büyükbaş hayvanların barındığı kapalı yer, hayvan damı

    Sağda, duvar kıyısında ahır, arabacı, uşak odaları var. - Yusuf Atılgan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ahıra çekmek
  • ahıra çevirmek

SAHA (Kelime Kökeni: Arapça sāḥa)

[isim]

[spor]

  • Alan

    Futbol sahasının kenarında düşmanlarını seyrediyordu. - Sait Faik Abasıyanık

  • Takım oyunlarında karşılaşmaların yapıldığı yer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sahaya çıkmak

Birleşik Kelimeler: saha amiri, saha avantajı, saha komiseri, dış saha, halı saha, iç saha, orta saha, yabancı saha, yarı saha, yeşil saha, ceza sahası, hava sahası, oyun sahası, penaltı sahası, tenis sahası, tensil sahası

SAHİ (Kelime Kökeni: Arapça ṣaḥīḥ)

[zarf]

  • Gerçekten, gerçek olarak

    Sahi dedikleri kadar güzelmiş! Siz onu görmediniz mi sahi!

SAHN (Kelime Kökeni: Arapça ṣaḥn)

[isim]

[eskimiş]

  • Avlu
  • Cami, medrese ve kiliselerde umumun toplanmasına mahsus üstü kubbeli, örtülü yer

ULAH (Kelime Kökeni: Romence)

[isim]

[eskimiş]

  • Romanya'nın yerli halkına ve bu halkın soyundan olan kimselere Osmanlı Türklerinin verdiği ad

AHDÎ (Kelime Kökeni: Arapça ʿahdī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Antlaşmaya göre olan, antlaşma gereği olan

BAHT (Kelime Kökeni: Farsça baḫt)

[isim]

  • Gelecekteki olayları kaçınılmaz bir biçimde belirleyen ilahi iradenin insan ve toplum için çizdiği yaşayış biçimi, kader, talih
  • Şans

    Ben Atatürk'ü birkaç defa görmek bahtına erenlerdenim. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bahtı açılmak
  • bahtı bağlı olmak
  • bahtı kapanmak
  • bahtına küsmek
  • baht olmayınca başta, ne kuruda biter ne yaşta

Birleşik Kelimeler: bahtı açık, bahtı kara, bedbaht, kara baht

DAHİ

[bağlaç]

  • Da, de

    Ben dahi başka bir diyara gitmek için izin talep ederim. - Ahmet Kabaklı

  • Bile

    Oysa bu arada o, sizi hiç tanımıyor dahi olabilir. - Elif Şafak

[isim]

  • Olağanüstü yeteneği ve yaratıcı gücü olan kimse, deha, öke

    Atatürk, bilmek için öğrenmiş olmaya ihtiyacı olmayan dâhiler soyundandı. - Haldun Taner

DAHA

[zarf]

  • Henüz

    Anne leylek, bir serseri kurşunla daha o sabah ölmüştü. - İhsan Oktay Anar

  • Var olana, elde bulunana ek olarak

    Bir kızım daha olsaydı adını Meliha koyardım. - Peyami Safa

  • Kendisinden sonra üçüncü kişi iyelik eki alan bir sıfatla birlikte sözü edilen konuda en önemli durumu belirtmek için kullanılan bir söz

    Daha kötüsü treni de kaçırdık.

  • Bunun dışında

    Daha neler yapacaktım fakat bırakmadılar, bırakmadılar. - Abidin Dino

Ata Sözleri ve Deyimler

  • daha da
  • daha iyisi can sağlığı
  • daha neler!

Birleşik Kelimeler: daha bir, daha daha, az daha, bir daha