İçinde Afr Bulunan Kelimeler

İçinde AFR olan 22 kelime bulunuyor. İçerisinde AFR geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Afr ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

ALAFRANGALAŞMAK29

14 Harfli Kelimeler

ALAFRANGACILIK29, ALAFRANGALAŞMA28

13 Harfli Kelimeler

HAFRİYATÇILIK30

12 Harfli Kelimeler

ALAFRANGALIK23

11 Harfli Kelimeler

ALAFRANGACI25, AFRİKALILIK19

10 Harfli Kelimeler

HAFRİYATÇI26, AFRODİZYAK24, SAFRANBOLU21

9 Harfli Kelimeler

ALAFRANGA19

8 Harfli Kelimeler

HAFRİYAT20, DİYAFRAM19, AFRİKALI15

7 Harfli Kelimeler

TAFRACI17, SAFRALI15

6 Harfli Kelimeler

ZAFRAN15, SAFRAN13, AFRİKA12

5 Harfli Kelimeler

BAFRA13, SAFRA12, TAFRA11

TAFRA (Kelime Kökeni: Arapça ṭafre)

[isim]

  • Kendisini olduğundan büyük gösterip böbürlenme, yüksekten atma

    Bir süre yakayı ele vermemenin tafrasıyla dolaşmak, bir beceri örneği değil mi? - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tafra satmak

Birleşik Kelimeler: afra tafra

AFRİKA

[isim]

  • Dünya üzerinde yer alan kıtalardan biri

Birleşik Kelimeler: Afrika çekirgesi, Afrika domuzu, Afrika menekşesi

SAFRA (Kelime Kökeni: İtalyanca saburra)

[isim]

  • Balonlarda bulunan pilotların, yükselmek veya inişi yavaşlatmak istediklerinde attıkları ağırlık

[denizcilik]

  • Gemileri ve her boyda deniz aracını dengede tutmak, istenilen su düzeyine kadar batırabilmek için dip bölümlerine konulan ağırlık, balast

    Fakat kotranın altındaki safra onu kurtarır da safrasız salapurya birdenbire alabora oluverir. - Necip Fazıl Kısakürek

[denizcilik]

  • Bazı balık ağlarının alt tarafına takılan, ağın su içinde kalmasını sağlayan ağırlık, balast

[mecaz]

  • Sıkıntı, tedirginlik, rahatsızlık veren kimse veya şey

Ata Sözleri ve Deyimler

  • safra almak
  • safra atmak
  • safra boşaltmak

Birleşik Kelimeler: safra suyu, safra tankı

[isim]

  • Karaciğerin hazmı kolaylaştırmak için onikiparmak bağırsağına salgıladığı yeşilimsi sarı renkli acı sıvı, öd(II)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • safra atmak
  • safra bastırmak
  • safrası kabarmak

Birleşik Kelimeler: safra kesesi, safra yeşili

SAFRAN (Kelime Kökeni: Arapça zaʿferān)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Süsengillerden, baharda çiçek açan, 20-30 santimetre boyunda, soğanlı bir kültür bitkisi (Crocus sativus)
  • Bu bitkinin tepeciklerinin kurutulmasıyla elde edilen, bazı yiyecek ve içeceklere tat, koku ve sarı renk vermekte kullanılan toz, zafran

Birleşik Kelimeler: yalancı safran, Hint safranı

BAFRA

[isim]

  • Samsun iline bağlı ilçelerden biri

AFRİKALI

[isim]

  • Afrika kökenli olan veya Afrika'da yaşayan kimse

SAFRALI

[sıfat]

  • Safrası olan

ZAFRAN

[isim]

  • Safran

TAFRACI

[isim]

  • Böbürlenen, yüksekten atan kimse

AFRİKALILIK

[isim]

  • Afrikalı olma durumu

ALAFRANGA (Kelime Kökeni: İtalyanca alla franca)

[sıfat]

  • Frenklerin töre, âdet ve hayatına uygun, Frenklerle ilgili, Batılıca, alaturka karşıtı

    Fakat onun Türk ve Müslüman dostları hep alafranga ve zengin bir âlemde yaşarlardı. - Halide Edip Adıvar

  • Avrupa kültürüne özgü olan
  • Avrupa uygarlığını benimsemiş, Avrupa eğitimiyle yetişmiş (kimse)

Birleşik Kelimeler: alafranga müzik, alafranga saat, alafranga tuvalet

DİYAFRAM (Kelime Kökeni: Fransızca diaphragme)

[isim]

[anatomi]

  • Göğüs ve karın boşluklarını birbirinden ayıran ince ve geniş kas

[fizik]

  • Bir ışık demetinde uçtaki ışıkları tutmak ve optik cihazlarda daha net bir görüntü elde etmek için kullanılan çapı ayarlanabilir ışık geçirmez levha

Birleşik Kelimeler: diyafram nefesi

HAFRİYAT (Kelime Kökeni: Arapça ḥafriyyāt)

[isim]

[eskimiş]

  • Toprağı kazma, kazı

SAFRANBOLU

[isim]

  • Karabük iline bağlı ilçelerden biri

ALAFRANGALIK

[isim]

  • Alafranga olma durumu

    Haydi canım, biraz alafrangalığı severim, işte o kadar! - Necip Fazıl Kısakürek