İçinde Afet Bulunan Kelimeler

İçinde AFET olan 18 kelime bulunuyor. İçerisinde AFET geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Afet kelimesinin anlamı nedir? Afet ile başlayan kelimeler. Afet ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

KIYAFETSİZLİK26

12 Harfli Kelimeler

HİLAFETÇİLİK25

11 Harfli Kelimeler

KIYAFETNAME21

10 Harfli Kelimeler

KIYAFETSİZ23

9 Harfli Kelimeler

HİLAFETÇİ22, KIYAFET18, KAFETERYA17

8 Harfli Kelimeler

AFETZEDE19, İZAFETEN17

7 Harfli Kelimeler

ZİYAFET18, HİLAFET17, KIYAFET16, NEZAFET16, ZARAFET16, KESAFET14, LETAFET13

6 Harfli Kelimeler

İZAFET15

4 Harfli Kelimeler

AFET10

AFET (Kelime Kökeni: Arapça āfet)

[isim]

  • Çeşitli doğa olaylarının sebep olduğu yıkım

    O yıl su baskınları bir afet gibiydi.

  • Kıran

[sıfat]

[mecaz]

  • Çok kötü

    Şöhret gibi servetin de afet olduğunu yeni anlıyordum. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]

  • Güzelliği ile insanı şaşkına çeviren, aklını başından alan kadın

    Gül yüzlü bir afetti ki her busesi lale. - Yahya Kemal Beyatlı

[tıp]

  • Hastalıkların dokularda yaptığı bozukluk

Birleşik Kelimeler: afet istasyonu, doğal afet, tabii afet

LETAFET (Kelime Kökeni: Arapça leṭāfet)

[isim]

  • Güzel olma durumu, hoşluk

    Evet, bu kadının tebessümünde başka letafet var. - Ahmet Rasim

  • İncelik

    Bu ne letafet, bu ne güzellik ya Rabbi diye mırıldandı. - Ömer Seyfettin

KESAFET (Kelime Kökeni: Arapça kes̱āfet)

[isim]

[eskimiş]

  • Çokluk, sıklık
  • Yoğunluk

    Dağ, bütün kesafeti ve bütün heybetiyle benim üstüme yürüyor gibiydi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Saydam olmama durumu, bulanıklık

Birleşik Kelimeler: nüfus kesafeti

İZAFET (Kelime Kökeni: Arapça iżāfet)

[isim]

[eskimiş]

[felsefe]

  • Görelik

KIYAFET (Kelime Kökeni: Arapça ḳiyāfet)

[isim]

  • Giysi

    Bu çelişki, kıyafetinin seçimi konusunda onu çıkmaza sokuyordu. - Nermin Bezmen

  • Resmî giysi

    Öyle de olsa ha deyince senin boyuna bosuna göre asker kıyafeti bulunur mu? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: kıyafet balosu, kıyafet düşkünü, kıyafetname, kalıp kıyafet, kılık kıyafet, gece kıyafeti

NEZAFET (Kelime Kökeni: Arapça neẓāfet)

[isim]

[eskimiş]

  • Temizlik, paklık

ZARAFET (Kelime Kökeni: Arapça ẓarāfet)

[isim]

  • Zariflik

    Sadece zarafetinizin, güzelliğinizin karşıdan hayranı olmuştum. - Samim Kocagöz

KAFETERYA (Kelime Kökeni: Fransızca cafeteria)

[isim]

  • Müşterilerin kendi kendilerine servis yaptıkları lokanta

    O yeni kafeterya önünden yürümek isterseniz omzunuz duvara sürünür. - Necati Cumalı

  • Çay, kahve vb. içeceklerle bazı yiyeceklerin satıldığı yer

İZAFETEN (Kelime Kökeni: Arapça iżāfeten)

[zarf]

[eskimiş]

  • Bir şeye veya kimseye bağlanarak, dayanarak, ilişki kurarak, mal edilerek

HİLAFET (Kelime Kökeni: Arapça ḫilāfet)

[isim]

[tarih]

  • Halifelik

KIYAFETLİ

[sıfat]

  • Giysili

    Asker kıyafetli.

  • Kılıklı

Birleşik Kelimeler: kalıplı kıyafetli, kılıklı kıyafetli

ZİYAFET (Kelime Kökeni: Arapça żiyāfet)

[isim]

  • Eğlenmek veya bir olayı kutlamak amacıyla birçok kimsenin bir araya gelerek yedikleri yemek, şölen, toy (II)

    Padişahın bu ziyafetlere bazen cesim saltanat kayıkları ile de geldiği olurdu. - Asaf Halet Çelebi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... ziyafeti çekmek
  • ziyafet çekmek (veya vermek)

AFETZEDE (Kelime Kökeni: Arapça āfet + Farsça -zede)

[isim]

  • Afete uğramış, afet görmüş kimse

KIYAFETNAME (Kelime Kökeni: Arapça ḳiyāfet + Farsça nāme)

[isim]

[eskimiş]

  • Bir ülkenin veya bir dönemin giysilerini anlatan kitap

[edebiyat]

  • Yüze veya dış görünüşe bakılarak ruhsal durumu anlama bilgisinden söz eden kitap

HİLAFETÇİ

[isim]

  • Halifeliğin sürdürülmesinden yana olan kimse