İçinde Ad Bulunan 5 Harfli Kelimeler

İçerisinde AD olan 5 harfli 80 kelime bulunuyor. İçinde AD olan 5 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ad ile başlayan 5 harfli kelimeler. ad ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

VADUZ17, BAD13, FARAD13, HADDE13, HADIM13, İFADE13, ADSIZ12, DAD12, GRADO12, HADİM12, HADİS12, PADOK12, CADDE12, BADYA11, ÇADIR11, DADAY11, GADİR11, KADEH11, AZADE10, BADEM10, BADAS10, MAD10, MADDE10, RADYO10, ABADİ9, ADEDİ9, ADAMI9, BADİK9, BADAT9, İDADİ9, KADÜK9, MADUN9, MADEM9, MADAM9, RADDE9, RİYAD9, SADME9, SADIR9, SADIK9, TADIM9, ADSAL8, ADRES8, ADINA8, ADESE8, ADAMA8, ADALI8, AMADE8, KADEM8, KADIN8, KADİM8, KADRO8, LADES8, MAADA8, MADİK8, MADER8, MADEN8, NADİM8, NADAS8, ORADA8, RADON8, SADİK8, SADET8, SADAK8, ADETA7, ADANA7, ADALE7, İRADE7, İRADİ7, KADAR7, KADER7, KADİR7, KADİT7, LADİN7, LADİK7, LADEN7, NADİR7, NADAN7, RADAR7, TADİL7, TADAT7

ÂDETA (Kelime Kökeni: Arapça ʿādetā)

[zarf]

  • Hemen hemen, sanki

    Yüzümü âdeta cama yapıştırarak her hareketini ilgiyle izliyorum. - Ahmet Ümit

ADANA

[isim]

  • Türkiye'nin Akdeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri

Birleşik Kelimeler: Adana kebabı

ADALE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḍale)

[isim]

[anatomi]

  • Kas

İRADE (Kelime Kökeni: Arapça irāde)

[isim]

  • Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü, istenç

    Korkunç bir irade kuvveti sarfıyla baş ucundaki lambayı yaktı. - Sait Faik Abasıyanık

[ruh bilimi]

[felsefe]

  • İstenç

[eskimiş]

  • Buyruk

    Görülünce vurulması için irade bile var. - Sermet Muhtar Alus

[eskimiş]

  • İstek, dilek

    Ölüme, yaşama irademizin bir çeşit tükenişi diye bakıyoruz. - Ahmet Muhip Dranas

Birleşik Kelimeler: irade beyanı, irade dışı, irade kaybı, irade yitimi, millî irade

İRADİ (Kelime Kökeni: Arapça irādī)

[sıfat]

[eskimiş]

[ruh bilimi]

[felsefe]

  • İstençli

KADAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳadar)

[edat]

  • Ölçüsünde, derecesinde

    Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir. - Sait Faik Abasıyanık

  • Büyüklüğünde, genişliğinde

    Bacak kadar çocuk.

    Avuç içi kadar yer.

  • Dek

    Saat ona kadar sokaklarda gezdi. - Peyami Safa

  • Gibi

    İstanbul'un balıkları kadar balıkçıları da hoştur. - Sait Faik Abasıyanık

  • Denli

    Bu merdivenleri yapıldığı günden beri bu kadar telaşla çıkmamışımdır. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Süre belirten bir söz

    Bu minval üzere yedi ay kadar geçti, geçmedi. - Refik Halit Karay

[zarf]

  • Miktarda, derecede

    İçinde biriken hayat bazen taşacak kadar çok oluyor. - Halide Edip Adıvar

  • Bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten söz

    Kantara'nın önünde yüz kadar düşman çadırı kurulmuştu. - Falih Rıfkı Atay

KADER (Kelime Kökeni: Arapça ḳader)

[isim]

  • Yazgı

    Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor / Lakin vatandan ayrılışın ızdırabı zor - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]

  • Genellikle kaçınılmaz kötü talih

    Esen rüzgâr siliyor alnımdan kaderimi / Okşuyor saçlarımı, yüzümü, ellerimi - Enis Behiç Koryürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kadere boyun eğmek
  • kader olmayınca kadir bilinmez

Birleşik Kelimeler: kader birliği, kader çizgisi, hasbelkader, karınca kaderince

KADİR (Kelime Kökeni: Arapça ḳadr)

[isim]

[eskimiş]

  • Değer, kıymet, itibar

[gök bilimi]

  • Bir yıldızın parlaklık bakımından bulunduğu basamak

    Birinci kadirde on dokuz, ikincide elli yedi, üçüncüde yüz yetmiş dört yıldız bulunur.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kadrini anlamak
  • kadrini bilmek

Birleşik Kelimeler: kadirbilir, kadirbilmez, Kadir Gecesi

[sıfat]

  • Güçlü, gücü yeter, erkli

    Binaya yakışacak mobilyayı satın almaya kadir babayiğit çıkmadı. - Reşat Nuri Güntekin

[din bilgisi]

  • Her şeye gücü yeten (Tanrı)

    Evlerinin önü yüksek çevirme / Kadir Mevla'm bugünlük de ayırma - Halk türküsü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kadir olmak

KADİT (Kelime Kökeni: Arapça ḳadīd)

[sıfat]

  • Çok zayıf

    Gözlerini kadit elleriyle iyice ovdu. - Ömer Seyfettin

[isim]

[eskimiş]

  • Güneşte veya hafif alevde kurutulmuş et

[isim]

  • İskelet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kadidi çıkmak

LADİN

[isim]

[bitki bilimi]

  • Çamgillerden, 50-60 metre yüksekliğinde, düz gövdeli, kozalağı aşağıya doğru sarkık, kerestesi ve reçinesi değerli, çam türüne çok yakın bir orman ağacı (Picea)

    Gölgesinde koyun, kuzu yatışır / Servidir, ladindir ormanlarımız - İbrahim Sağır

LÂDİK

[isim]

  • Samsun iline bağlı ilçelerden biri

LADEN (Kelime Kökeni: Farsça lāden)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Ladengillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, tüylü ve genellikle yapışkan yapraklı, beyaz veya pembe çiçekli, reçinesi hekimlikte kullanılan bir bitki (Cistus creticus)

[eskimiş]

  • Bu bitkiden elde edilen sürme, rastık

NADİR (Kelime Kökeni: Arapça nādir)

[sıfat]

  • Seyrek, az bulunur

    Bazı nadir inciler, elmaslar vardır ki onların biri yalnız saltanat tacı olabilir. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

[zarf]

  • Seyrek

    Üsküp'e o gün nadir görülür bir kar yağmış. - Yahya Kemal Beyatlı

NADAN (Kelime Kökeni: Farsça nādān)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Bilgisiz, cahil

[mecaz]

  • Nobran, kaba, kötü

    Heyhat ki iyiler gider, nadanlar kalır. - Attila İlhan

RADAR (Kelime Kökeni: İngilizce radar)

[isim]

  • Radyo dalgalarının yankısını alarak cisimlerin yerini ve uzaklığını bulabilen, genellikle uçak ve gemilerde kullanılan cihaz
  • Trafik polisleri tarafından kullanılan, taşıtların hızını saptamaya yarayan aygıt

[mecaz]

  • İçgüdü, seziş

    Büyük yurt sevgisinin yüce boyutlarını analık radarı ile pek iyi sezebilmektedir. - Haldun Taner