İçinde Ace Bulunan Kelimeler
İçinde ACE olan 56 kelime bulunuyor. İçerisinde ACE geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Ace kelimesinin anlamı nedir? Ace ile başlayan kelimeler. Ace ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
ACEMİLEŞİVERMEK29,
14 Harfli Kelimeler
ACEMİLEŞİVERME28, ACEMİLEŞEBİLME24, ACELELEŞTİRMEK21
13 Harfli Kelimeler
MUVACEHESİNDE31, ACEMLEŞTİRMEK21, ACELELEŞTİRME20
12 Harfli Kelimeler
MÜSTACELİYET21, MACERAPEREST21, ACEMLEŞTİRME20
11 Harfli Kelimeler
MACERACILIK20, ACEMİLEŞMEK19, ACEMBUSELİK19, ACELELEŞMEK18
10 Harfli Kelimeler
ACEMBORUSU20, DARÜLACEZE20, ACEMLEŞMEK18, ACEMİLEŞME18, ACEMAŞİRAN17, ACELELEŞME17, MÜSTACELEN17, ACELECİLİK16
9 Harfli Kelimeler
DEFİHACET24, FERACESİZ22, FERACELİK18, MUHACERET18, MACERASIZ18, ACEMLEŞME17, ACEMKÜRDİ17, ACENTELİK12, ALELACELE12
8 Harfli Kelimeler
MUVACEHE23,
7 Harfli Kelimeler
MİHRACE15, ACEMİCE14, ACELECİ13, DERRACE12, LACEREM11
6 Harfli Kelimeler
FERACE15, ACEMCE13, DİBACE13, MACERA10, ACENTE9
5 Harfli Kelimeler
HACET12, ACEZE11, ACEMİ9, ACELE8
4 Harfli Kelimeler
ACEP11, ACEM8
3 Harfli Kelimeler
ACE6
ACE (Kelime Kökeni: İngilizce ace)
- 343 servis sayısı
ACELE (Kelime Kökeni: Arapça ʿacele)
-
Hızlı yapılan, çabuk, tez, ivedi
Adam, acele adımlarla tekrar geri dönüyor, süratle merdivenlerden iniyor. - Esat Mahmut Karakurt
-
Vakit geçirmeden, tez olarak
Acele, bir karar vermek ihtiyacındayım. - Peyami Safa
- Tez davranma gerekliliği
Ata Sözleri ve Deyimler
- acele etmek
- acele ile menzil alınmaz
- acele işe şeytan karışır
- acelesi olmak
- aceleye gelmek
- aceleye getirmek
- acele yürüyen yolda kalır
Birleşik Kelimeler: acele posta
ACEM (Kelime Kökeni: Arapça ʿacem)
- Klasik Türk müziğinde mi notasına yakın bir perde
Birleşik Kelimeler: acemaşiran, acembuselik, acemkürdi
- İranlı
- İran ülkesi
Birleşik Kelimeler: Acem halayı, Acem işi, Acem kılıcı, Acem lalesi, Acem pilavı
ACENTE (Kelime Kökeni: İtalyanca agente)
-
Bir kuruluşun yaptığı işi onun adına kazanç karşılığında yürüten daha küçük kuruluş
İtalya'da büyük bir şirketin acentesiyim ben. - Reşat Enis
- Bu kuruluşun veya şubelerinin başında bulunan kimse
- Banka şubesi
- Vapur ortaklığı
- Bir kuruluşa bağlı olmaksızın sözleşmeye dayanarak belirli bir yer ve bölge içinde sürekli olarak ticarethane veya işletmeyi ilgilendiren işlerde aracılık eden, bunları o işletme adına yapan kimse
Birleşik Kelimeler: borsa acentesi, seyahat acentesi
ACEMİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿacemī)
-
Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen
Belli ki her şey, hem de en acemi tarafından, işlerin nihayetinde uydurulmuş, zekâsız mizansenlerden ibaret. - Necip Fazıl Kısakürek
-
İşinde, mesleğinde yeni olan, toy
Acemi balıkçının ağından balıklar nasıl kaçarsa sen de zamanları öyle kaçırdın. - Nazım Hikmet
-
Bir yere, bir şeye yabancı olan
Anlaşılan sen İstanbul'un acemisi olmalısın. - Osman Cemal Kaygılı
- Saraya yeni alınmış cariye
Ata Sözleri ve Deyimler
- acemi katır kapı önünde yük indirir
- acemi nalbant gâvur eşeğinde öğrenir
Birleşik Kelimeler: acemi ağası, acemi birliği, acemi çaylak, acemi er, acemi ocağı, acemi oğlanı
MACERA (Kelime Kökeni: Arapça mācerā)
-
Baştan geçen ilginç olay veya olaylar zinciri, serüven, sergüzeşt, avantür
Türk şiirinin ve Türk musikisinin bir gurbet macerası olduğunu bilirdim. - Ahmet Hamdi Tanpınar
- Olmayacakmış gibi görünen iş
Ata Sözleri ve Deyimler
- macera aramak
- maceraya atılmak
ACELETEN (Kelime Kökeni: Arapça ʿaceleten)
- Çabucak
LACEREM (Kelime Kökeni: Arapça lācerem)
- Elbette
ACEZE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaceze)
- Âcizler
Birleşik Kelimeler: darülaceze
ACEP (Kelime Kökeni: Arapça ʿaceb)
-
Acaba
Bakın çantasında acep nesi var / Bir çift kundurayla bir de fesi var - Halk türküsü
ACENTELİK
- Acentenin yaptığı iş
-
Acente kuruluşu
PTT acenteliği.
ALELACELE (Kelime Kökeni: Arapça ʿalā'l-ʿacele)
-
Çabucak
Kemeraltı'ndan alelacele, beyaz üstüne koyu lacivert puanlı bir gecelik almıştım. - Nazlı Eray
ACEMİLİK
-
Acemi olma durumu, toyluk
Karısı bırakınca şaşaladı ama acemiliğini fazla belli etmedi. - Attila İlhan
- Acemice davranış, toyluk
Ata Sözleri ve Deyimler
- acemilik çekmek
- acemilik etmek
DERRACE (Kelime Kökeni: Arapça derrāce)
-
Bisiklet
Yer kalmamış denilmek için gökte bir karış / Tayyarelerle etmede derraceler yarış - Abdülhak Hamit Tarhan
HACET (Kelime Kökeni: Arapça ḥācet)
-
Herhangi bir şey için gerekli olma, ihtiyaç, gereklilik, lüzum
Bu kadar külfete hacet yok.
-
Tanrı'dan yerine getirilmesi beklenen dilek
Bu devri yüz defa yapabildiniz mi mutlaka her hacetiniz de yerine gelir. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
İhtiyaç duyulan şey, gerekli şey
Zile basacaktı, hacet kalmadı. - Refik Halit Karay
- İdrar veya dışkı
Ata Sözleri ve Deyimler
- hacet dilemek
- hacet görmek
- hacetini yapmak (veya görmek)
- haceti olmak
- hacet kalmamak
- hacet yok
Birleşik Kelimeler: hacet kapısı, hacet penceresi, hacet tepesi, hacet yeri, defihacet