İçinde Abl Bulunan Kelimeler

İçinde ABL olan 41 kelime bulunuyor. İçerisinde ABL geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Abl ile başlayan kelimeler. Abl ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

HİSSİKABLELVUKU31

13 Harfli Kelimeler

ABLAVUTLAŞMAK26

12 Harfli Kelimeler

ABLAVUTLAŞMA25

11 Harfli Kelimeler

ŞABLONCULUK22, KONTRATABLA14, KABLELMİLAT14

10 Harfli Kelimeler

ABLAVUTLUK20, KABLELVUKU20, PREZANTABL19, KABLOCULUK18, TABLACILIK17

9 Harfli Kelimeler

ABLACILIK16

8 Harfli Kelimeler

ŞABLONCU18, KABLOSUZ16, ABLAKLIK11, TABLAKAR10

7 Harfli Kelimeler

ABLAVUT16, ABLATİF15, KABLOCU14, TABLACI13, ABLAKÇA12, ABLATYA11, KABLOLU11, TABLİYE11, TRABLUS11, ABLALIK10, TABLALI10, RANTABL9

6 Harfli Kelimeler

ABLACI12, ŞABLON12, ABLUKA9, MABLAK9, TABLET8

5 Harfli Kelimeler

KABLO8, TABLO8, ABLAK7, TABLA7

4 Harfli Kelimeler

FABL12, ABLA6, ABLİ6, TABL6

ABLA

[isim]

  • Bir kimsenin kendisinden büyük olan kız kardeşi
  • Büyük kız kardeş gibi saygı ve sevgi gösterilen kız veya kadın

    Hatırda kalan şey değişmez zamanla / Ne vefalı komşumuzdun sen Fahriye Abla - Ahmet Muhip Dranas

[argo]

  • Genelev veya randevuevi işletmecisi kadın, çaça, mama (II)

    Bir akşam gel benimle, gidelim bir sarhoşluk edelim, ablaları şöyle bir dolaşalım. - Memduh Şevket Esendal

[teklifsiz konuşmada]

  • Erkeklerin kız veya kadınlara seslenirken söyledikleri söz

Birleşik Kelimeler: gelin abla

ABLİ (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[denizcilik]

  • Yatay serenlerin ucuna bağlı bulunan ve bunları sağa, sola veya ortaya çevirmek için yararlanılan halat veya palanga

Ata Sözleri ve Deyimler

  • abliyi kaçırmak (veya bırakmak veya koyuvermek)

TABL (Kelime Kökeni: Arapça ṭabl)

[isim]

[eskimiş]

  • Davul

ABLAK

[sıfat]

  • Yayvan ve dolgun (yüz)

    Şarap kızılı vurmuş ablak yüzüyle öfkeli girdi içeri. - Orhan Kemal

TABLA (Kelime Kökeni: Arapça ṭabla)

[isim]

  • Satıcı vb.nin kullandığı tahtadan tepsi

    Bir hurmacının tablasında üstlerine vuran güneş ışığıyla parıldayan hurmalara imrenmiş. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Soba, mangal vb. şeylerin altına konulan metalden veya tahtadan yapılan tepsiye benzer altlık
  • Bir şeyin düz ve geniş bölümü

    Çadır direği tablası. Hokka takımı tablası.

  • Küllük

    Tablada ruj izli sigara artıkları var. - Refik Halit Karay

  • Ağaçtan veya ağaç ürünlerinden hazırlanmış, büyük yüzeyli düzgün parça
  • Genellikle Hindistan, Pakistan'da kullanılan, darbukaya benzer bir çalgı türü

[denizcilik]

  • Makaraların yüzlerini oluşturan dış bölümleri

Birleşik Kelimeler: kül tablası, sigara tablası, yemek tablası

TABLET (Kelime Kökeni: Fransızca tablette)

[isim]

  • Düz ve yassı biçimli, çiğnenecek veya yutulacak madde

    İlaç tableti. Nane şekeri tableti.

[tarih]

  • Eski medeniyetlerden kalma, pişmiş veya güneşte kurutulmuş kilden yapılmış, üzerinde çivi yazısı ile metin yazılı belge

KABLO (Kelime Kökeni: Fransızca câbleau)

[isim]

  • Elektrik akımı iletiminde kullanılan ve yalıtkan bir madde ile sarılı bulunan metal tel

    Konduları elektrik kablolarıyla sarıp sarmalayacağına söz verdi. - Lâtife Tekin

Birleşik Kelimeler: kablo gemisi, anot kablosu

TABLO (Kelime Kökeni: Fransızca tableau)

[isim]

  • Bez, tahta, kâğıt vb. maddeler üzerine yapılmış yağlı boya, sulu boya, pastel veya kara kalem resim

    Hırsımdan bazılarına tablomu bedava verdim, alın, götürün diye bağırdım. - Hüseyin Cahit Yalçın

  • Birbiriyle olan ilgilerine göre düzenlenerek yazılmış şeylerin hepsi

    Çarpım tablosu. Kronoloji tablosu.

[mecaz]

  • Yaşanan, var olan olay ve olguların hepsinin genel görünüşü, manzara

    Talebelik günlerimizden bazı tabloları çizmeye çalışacağım. - Halit Fahri Ozansoy

[tiyatro]

  • Bir perdenin dekor değişikliğiyle belirlenen alt bölümü

Birleşik Kelimeler: belirtke tablosu, çarpım tablosu, hastalık tablosu, logaritma tablosu, mutluluk tablosu

RANTABL (Kelime Kökeni: Fransızca rentable)

[sıfat]

[ekonomi]

  • Gelir getiren, kâr sağlayan, verimli, getirimli

ABLUKA (Kelime Kökeni: İtalyanca abloco)

[isim]

[askerlik]

  • Kuşatma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • abluka altında tutmak
  • abluka etmek (veya ablukaya almak)
  • ablukayı kaldırmak
  • ablukayı yarmak

MABLAK (Kelime Kökeni: Arapça miblaʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Hamur, merhem, boya vb. şeyleri ezip karıştırarak yoğurmak için kullanılan ve bir ucu ele alınacak biçimde saplı, öbür ucu yassı olan alet
  • Aşure kazanlarını karıştırmakta kullanılan, uzun saplı ve yayvan uçlu tahta kepçe

TABLAKÂR (Kelime Kökeni: Arapça ṭabla + Farsça -kār)

[isim]

[eskimiş]

  • Tablacı
  • Büyük konaklarda mutfaktan yemek tablalarını götürüp getiren görevli

ABLALIK

[isim]

  • Abla olma durumu

[mecaz]

  • Yakın ve koruyucu davranışta bulunma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ablalık etmek

TABLALI

[sıfat]

  • Tablası olan
  • Tepesi geniş ve daire biçiminde olan

    Fesi hele fesi, başlı başına bir âlem; tablalı değil, dar Beyoğlu kalıp. - Attila İlhan

ABLAKLIK

[isim]

  • Ablak olma durumu