İçinde Ab Bulunan 6 Harfli Kelimeler

İçerisinde AB olan 6 harfli 80 kelime bulunuyor. İçinde AB olan 6 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ab ile başlayan 6 harfli kelimeler. ab ile biten 6 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ABAJUR18, ABEY17, CEVABİ17, GIYABİ15, HABEŞİ15, LAVABO15, ALFABE14, GABYAR14, TEVABİ14, ABASIZ13, BABACA13, HESABİ13, SABAHA13, SAHABE13, ABUKÇA12, ABLACI12, ABANOZ12, ABANIŞ12, GABARİ12, GRABEN12, HİTABE12, HARABE12, HARABİ12, MABUDE12, ŞABLON12, ZABITA12, ABSÜRT11, ABORDA11, ABDEST11, ABAZAN11, ABAKÜS11, ALAB11, BABALI11, İCABET11, KABACA11, ŞARABİ11, ATABEY10, AKBABA10, EBABİL10, LABROS10, LABADA10, MALABO10, MESABE10, REBABİ10, SABURA10, SABOTE10, SABIKA10, YABANİ10, ABSTRE9, ABSENT9, ABRAMA9, ABLUKA9, ABARTI9, ABANMA9, İSABET9, KASABA9, MARABA9, MABLAK9, RABITA9, STABİL9, SABİTE9, TABURE9, ARABAN8, AKRABA8, EKABİR8, KİTABE8, KİTABİ8, KALABA8, KABALA8, KABANA8, KABARA8, KABARE8, KABİLE8, KABİNE8, TABAAT8, TARABA8, TABLET8, TABİAT8, TABELA8, TABAKA8

ARABAN (Kelime Kökeni: Arapça ʿarabān)

[isim]

[eskimiş]

[müzik]

  • Klasik Türk müziğinde bir makam

Birleşik Kelimeler: arabankürdi, bayatiaraban, şedaraban

[isim]

  • Gaziantep iline bağlı ilçelerden biri

AKRABA (Kelime Kökeni: Arapça aḳribā)

[isim]

[hukuk]

  • Kan bağıyla birbirine bağlı olan kimseler

    Geceleyin, babam, amcam, akrabamız, hepsi istasyonda idiler. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Oluşma yönünden aynı kaynağa dayanan şeyler

[mecaz]

  • Biri, diğerinin doğurduğu sonuç veya olgular

    Zulüm zorbalıkla akrabadır.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akraba çıkmak
  • akraba olmak

Birleşik Kelimeler: akraba diller, hısım akraba, uzak akraba, uzaktan akraba, yakın akraba

EKÂBİR (Kelime Kökeni: Arapça ekābir)

[isim]

[eskimiş]

  • Büyükler, devlet büyükleri, ileri gelenler

    Kaymakam beyin hemen arkasında kalan ekâbiri umursamadan sıtma doktoru da kalkmıştı. - Tarık Buğra

[alay yollu]

  • Kendini beğenmiş kimse

    Senin gibi ekâbir bir adam bu tür haberlerin peşinde koşturmaz. - Ahmet Ümit

KİTABE (Kelime Kökeni: Arapça kitābe)

[isim]

[eskimiş]

  • Yazıt

KİTABİ (Kelime Kökeni: Arapça kitābī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Kitapla ilgili
  • Kitaba uygun
  • Kitaba bağlı kalan, özgür düşünemeyen (kimse)
  • Düzgün, dil bilgisi kurallarına uygun (anlatım)

[mecaz]

  • Kuru, sıkıcı (anlatım)

KALABA (Kelime Kökeni: Arapça ġalebe)

[isim]

[halk ağzında]

  • Kalabalık

KABALA (Kelime Kökeni: İngilizce cabala)

[isim]

  • Doğaüstü varlıklarla ilişki kurma sanatı

[din bilgisi]

  • Yahudilerde, yazılı olarak konulmuş olan Tanrı kanunlarının yanında, ağızdan ağıza geçen din buyruklarının, İbrani felsefesinin ve efsane yazılarının tamamı

[din bilgisi]

  • Bu öğretinin yandaşlarının tamamı

[zarf]

[ticaret]

  • Götürü, toptan

KABANA (Kelime Kökeni: Fransızca cabane)

[isim]

  • Genellikle otelin ana binasının dışında, plaj veya havuz kıyısında bir oda

KABARA

[isim]

  • Dayanıklılık sağlamak amacıyla, ayakkabıların altına çakılan, yassı ve iri başlı demir çivi
  • Süs olarak odaların ahşap bölümlerine, türlü biçimler yapmak için çakılan iri başlı, sarı çivi
  • Kumaş kaplı mobilyanın kenarındaki şeridin üzerine çakılan süslü çivi

KABARE (Kelime Kökeni: Fransızca cabaret)

[isim]

  • Çeşitli gösterilerin yapıldığı eğlence yeri
  • Meyhane

Birleşik Kelimeler: kabare tiyatrosu

KABİLE (Kelime Kökeni: Arapça ḳabīle)

[isim]

[toplum bilimi]

  • Boy (II)

    Avla geçinen bir kabile, bu gıdaları tesadüfe borçlu olduğuna inanabilir. - Cemil Meriç

KABİNE (Kelime Kökeni: Fransızca cabinet)

[isim]

  • Bakanlar Kurulu, hükûmet
  • Hekim muayenehanesi

    Rengi doktor kabinelerinin kapılarındaki cilalı siyah levhalar gibi parlıyor. - Aka Gündüz

  • Kabin

    Bir kabineye girip soyundum. - Sait Faik Abasıyanık

  • Hela

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kabine çekilmek
  • kabine düşmek

TABAAT (Kelime Kökeni: Arapça ṭabāʿat)

[isim]

[eskimiş]

  • Basımcılık

TARABA

[isim]

[halk ağzında]

  • Tahta perde

TABLET (Kelime Kökeni: Fransızca tablette)

[isim]

  • Düz ve yassı biçimli, çiğnenecek veya yutulacak madde

    İlaç tableti. Nane şekeri tableti.

[tarih]

  • Eski medeniyetlerden kalma, pişmiş veya güneşte kurutulmuş kilden yapılmış, üzerinde çivi yazısı ile metin yazılı belge