[isim]

[eskimiş]

[ekonomi]

• Borçlanma

Ata Sözleri ve Deyimler

• istikraz etmek

[sıfat]

• Söz dinlemez, buyruk dinlemez, kendi başına buyruk olan (kimse)

[sıfat]

• Bir işi yapmaya isteği olmayan, gönülsüz

  İsteksiz gözlerle listeye şöyle bir baktı. - Çetin Altan

[zarf]

• İsteksizce

  Güneş de bu duman yığınının içine dalıyor, isteksiz kaybolup gidiyor. - Refik Halit Karay

[sıfat]

• Özensiz

[sıfat]

• Kolay çözülemeyen biçimde düğümlenmiş

• İlmiği olmayan

[sıfat]

• Ahlak kurallarına aykırı davranan

• Dürüst olmayan

[sıfat]

• İstenmeden yapılan

• İstemeyerek yapılan

[sıfat]

[ruh bilimi]

[felsefe]

• İstençsiz

  O, artık bu adamın elinde iradesiz, cansız bir şey gibiydi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[sıfat]

• İdare etmesini bilmeyen, gevşek, beceriksiz (kimse)

• Tutumsuz

[sıfat]

• İdeali olmayan

  İdealsiz bir millet cansız düşer. - Falih Rıfkı Atay

[sıfat]

• Anlayışsız, ahmak

  Balkona çıkar, aşağıda idraksiz, bir nehir gürültüsüyle akıp giden ahaliye dalardım. - Ömer Seyfettin

[sıfat]

• İçinde insan bulunmayan

[sıfat]

• Olma ihtimali bulunmayan, olanaksız

  Böyle gölgede kalan havuzlarda balıkların çoğalması imkânsızdır. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu

[zarf]

• İşkil içinde bulunmayan, kuşkusu olmayan, vesvesesiz bir biçimde

  Memur tek kelime ile karşılık veriyor. Basit, aydınlık ve işkilsiz. - Attila İlhan

[sıfat]

• İlence uğramamış