HÜRRİYETPERVER Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
HÜRRİYETPERVER harflerini içeren 4 harfli 27 kelime bulunuyor. 4 harfli HÜRRİYETPERVER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ÜVEY14,
ETER (Kelime Kökeni: Fransızca éther)
- Oksijenli asitlerin alkollerle birleşmesinden oluşan sıvılar
- Hekimlikte kullanılan, çok uçucu, renksiz ve kendine özgü kokusu olan bir sıvı, lokman ruhu
- Bir tür organik yağ çözücü
TİRE
-
Dikişte kullanılan pamuk ipliği
Parmak uçlarında ince ince delik çorapları renkli tire ile iliştiriyordu. - Mahmut Yesari
- Pamuk ipliğinden yapılmış
- Kısa çizgi
- Uzun çizgi
- İzmir iline bağlı ilçelerden biri
TERE (Kelime Kökeni: Farsça tere)
- Turpgillerden, yaprakları salata olarak yenen baharlı bir bitki (Lepidium sativum)
Birleşik Kelimeler: çayır teresi, su teresi, yaban teresi
EYER
-
Binek hayvanlarının sırtına konulan, oturmaya yarayan nesne
Gözlerini eyerin kuburluklarıyla atın doru boynunda hasıl olan gölgeli çizgiye dikmişti. - Ömer Seyfettin
Ata Sözleri ve Deyimler
- eyer boşaltmak
- eyere de gelir semere de
- eyeri boş kalmak
- eyer kapatmak (veya kapamak)
- eyer vurmak
Birleşik Kelimeler: eyer kaltağı, eyer kaşı
REYE (Kelime Kökeni: Fransızca rayé)
-
Çizgili çubuklu çizgileri olan (kumaş)
Fenerliler, sarı lacivert reye fanila giymişler. - Haldun Taner
TÜRE
- Adalet
YETİ
-
İnsanda bulunan, bir şey yapabilme yeteneği, kuvve, meleke
Aklımız fikrimiz hep insanda, yetilerimizi var gücümüzle çoğaltıp onun rahatlığına çalışıyoruz. - Azra Erhat
- Bellek, usa vurma, algılama veya imgeleme gibi insanın doğuştan gelen zihin güçlerinden herhangi biri, meleke
EPER
- Işığa karşı bakıldığında kâğıt tabakasının yapısal görünümü
PİRE
- Pireler takımından, insanın ve bazı hayvanların kanını emerek yaşayan, iyi sıçradığı için kolay yakalanamayan, küçük, asalak böcek (Pulex)
Ata Sözleri ve Deyimler
- pire gibi
- pire için yorgan yakmak
- pireye kızıp yorgan yakmak
- pireyi deve yapmak
- pireyi gözünden vurmak
Birleşik Kelimeler: pirekapan, pirekıran, pire otu, su piresi
PERİ (Kelime Kökeni: Farsça perī)
-
Doğaüstü güçleri olduğuna inanılan, hayal ürünü varlık
Acaba böyle bir meraka uymak perilere karşı gelmek midir? - Hüseyin Rahmi Gürpınar
- Çok güzel, alımlı, becerikli kadın
Ata Sözleri ve Deyimler
- peri gibi
- perileri bağdaşmak
- perisi hoşlanmamak
Birleşik Kelimeler: peribacası, peri hastalığı, peri masalı, peri masası, peri oyunu, peri piramidi, ilham perisi, iyilik perisi, superisi
PERT (Kelime Kökeni: Fransızca perte)
- Değersizleşme, zarar
Ata Sözleri ve Deyimler
- perte çıkmak
- pert olmak
TEPİ
- Bir işi yapmak, harekete geçmek için duyulan ve bireyin engelleyemeyeceği kadar güçlü istek, içtepi, itki
Birleşik Kelimeler: içtepi
TEPE
-
Bir şeyin en üstteki bölümü
Pencere önünde dimdik durmuş, kocaman ağaçların tepesine bakıyordunuz. - Sait Faik Abasıyanık
-
Bir yerin, bir nesnenin vb.nin üstü, hizası
Ekşisu'da trenden indikleri sırada güneş tam tepelerindeydi. - Necati Cumalı
-
Birinin yanı başı, baş ucu
Tepemde durup canımı sıktı.
-
Başın üst, kafatasının iki kulak arasında kalan bölümü
Güneş sanki yalnız sizin tepenize ışık ve sıcaklık aksettirmeye çalışıyor. - Refik Halit Karay
-
Yüksekliği genellikle birkaç yüz metreyi geçmeyen, çok kez tek başına, yamaçları yatık yer biçimi
Derenin sağ tarafında yükselen tepenin yamaçları daha hafif eğimli, daha genişti. - Necati Cumalı
- Çokgende veya çok yüzlüde köşelerden her biri
- İkizkenar bir üçgende eşit kenarların kesişme noktası
- Bakışım ekseni bulunan bir eğrinin veya yüzeyin bu eksenle kesişme noktalarından her biri
Ata Sözleri ve Deyimler
- tepeden bakmak
- tepesi atmak
- tepesinde bitmek
- tepesinde değirmen çevirmek
- tepesinde havan dövmek
- tepesinden kaynar sular dökülmek
- tepesine binmek (veya çıkmak)
- tepesine dikilmek
- tepesinin tası atmak
- tepesi üstü
Birleşik Kelimeler: tepe açısı, tepe aşağı, tepebaşı, Tepebaşı, tepe camı, tepegöz, tepegözler, tepe lambası, tepetakla, tepe tomurcuğu, tepeüstü, tepe üstü, tepeden ayağa, tepeden inme, tepeden tırnağa, ada tepe, dere tepe, tanık tepe, dalga tepesi, hacet tepesi
TEHİ (Kelime Kökeni: Farsça tehī)
-
Boş
Vallahi rüyasını görmüştüm, geçen gece, tenha, tehi bir yoldaymışız. - Haldun Taner
EPEY
-
Az denmeyecek kadar, oldukça, hayli, epeyi, epeyce, epeyice
Epey yürüdü ve üç sokak daha değiştirdi. - Tarık Buğra