HÜRMETKARANE Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

HÜRMETKARANE harflerini içeren 7 harfli 21 kelime bulunuyor. 7 harfli HÜRMETKARANE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

MÜNTEHA14, MAHARET12, HAKARET11, HARARET11, HAREKAT11, HAREKET11, KEHANET11, KERAHET11, KERHANE11, NEKAHET11, ARMATÜR10, KÜRNEME10, TERAKÜM10, TÜRKMEN10, TÜREMEK10, TÜKENME10, TÜNEMEK10, ÜRETMEK10, ÜRETKEN9, EMEKTAR8, KERAMET8

EMEKTAR (Kelime Kökeni: Türkçe emek + Farsça -dār)

[sıfat]

  • Bir görevde uzun süre kalıp o işe emeği geçmiş olan (kimse)

    Ertesi sabah bahçede gezinirken Mehmet, emektar azaplarından birini gördü. - Emine Işınsu

[mecaz]

  • Çok kullanılmış, eski

    Emektar makinenin tozlarını silip masaya yerleşmeye karar verdim. - Çetin Altan

KERAMET (Kelime Kökeni: Arapça kerāmet)

[isim]

  • Ermiş kimselerin gösterdiklerine inanılan, doğaüstü, şaşkınlık uyandırıcı davranış veya durum

    Babamın, mucize ve keramet kıssaları olarak bize anlattığı şeyler bu çeşit gülünç ve çocukça masallardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Olağanüstü durum

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keramet buyurdunuz (veya keramette bulundunuz)
  • kerameti kendinden menkul
  • keramette bulunmak

Birleşik Kelimeler: keramet sahibi

ÜRETKEN

[sıfat]

  • Üretme gücü olan, çok üreten

ARMATÜR (Kelime Kökeni: Fransızca armature)

[isim]

  • Bir aletin ana bölümünü oluşturan kısım

[fizik]

  • Bir mıknatısın iki kutbu arasında kuvvet akımını toplu bir duruma getirmek için bu kutuplar arasına yerleştirilen demir parçası

[fizik]

  • Bir kondansatördeki iki iletken yüzeyden her biri

KÜRNEME

[isim]

  • Kürnemek işi

TERAKÜM (Kelime Kökeni: Arapça terākum)

[isim]

[eskimiş]

  • Birikme, yığılma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • teraküm etmek

TÜRKMEN

[isim]

  • Türkmenistan Cumhuriyeti'nde ve Irak'ta yaşayan Türk soyundan bir halk ve bu halktan olan kimse
  • Yörük

TÜREMEK

[nesnesiz]

  • Oluşmak, ortaya çıkmak, meydana çıkmak

    Halide Hanım'ın hikâyesinden sonra türeyen bugünkü Turan lokantaları, Turan berberleri, Turan ocakları bütün payitahtı sarmış. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Parçalanıp çoğalmak, üremek
  • Çoğalmak

    Uzun zamandır ıssız, bakımsız kaldığı için o gümrah yeşillikler bölgesinde yılanlar türediği biliniyordu. - Ruşen Eşref Ünaydın

[dil bilgisi]

  • Bir kökten çıkmak

TÜKENME

[isim]

  • Tükenmek işi

    Zaten aylardan beri yüreğine dertler, endişeler içinde garip bir baygınlık arız oluyor, yüreğinde bir erime, bir tükenme hâli seziyordu. - Refik Halit Karay

TÜNEMEK

[nesnesiz]

  • Kuşlar, kanatlı evcil hayvanlar, uyumak için bir dala veya sırığa konmak

    Bir sene evvel kargaların tünediği çınara şimdi bir bülbül konmuş ötüyordu. - Ömer Seyfettin

  • Tabure, yüksekçe iskemle vb. üzerine oturmak

    Athena, gidip taburelerden birine tünedi. - Attila İlhan

ÜRETMEK

[nesnesiz]

  • Aynı türden canlıları çoğaltmak

    Minnacık bir kir, olduğu yerde durmuyor, dakikada üçe beşe katlanarak çoğalan mikroplar üretiyordu. - Elif Şafak

  • Ekonomik bir etkinlik sonucu ürün elde etmek

    Petrol üretmek. Çimento üretmek.

[mecaz]

  • Oluşturmak, yaratmak, meydana getirmek

    Şiir üretmek.

HAKARET (Kelime Kökeni: Arapça ḥaḳāret)

[isim]

  • Onur kırma, onura dokunma
  • Küçültücü söz veya davranış

    Hakaretlerle bağırarak haşlıyor ve onlara ambarda ve güvertedeki yerlerini gösteriyordu. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hakaret etmek
  • hakaret görmek
  • hakaret saymak

HARARET (Kelime Kökeni: Arapça ḥarāret)

[isim]

  • Sıcaklık

    İspirto tatlı bir hararetle midesini alazladı. - Refik Halit Karay

  • Susama, susuzluk

    Çay, harareti giderir.

[mecaz]

  • Coşkunluk, ateşlilik

    Onu bileğinden tutup çekerek hararetle kucaklamak ister gibi yaptı, - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hararet basmak
  • hararet kesmek (veya söndürmek)
  • hararet vermek

HAREKÂT (Kelime Kökeni: Arapça ḥarekāt)

[isim]

[eskimiş]

  • Davranışlar, işler

[askerlik]

  • Belli bir amaç gözetilerek bir askerî birliğe yaptırılan manevra, çarpışma, çevirme, kovalama vb. işler

    İzmir harekâtı on beş gün içinde amacına ulaştı.

Birleşik Kelimeler: amfibi harekât, çıkarma harekâtı

HAREKET (Kelime Kökeni: Arapça ḥareket)

[isim]

[fizik]

  • Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon
  • Vücudu oynatma, kıpırdatma veya kımıldanma

    Her hareketi kamera önünde rol yapıyormuşçasına hesaplı. - Refik Halit Karay

  • Davranış, tutum

    Sakin, dürüst, kıyafeti ve hareketleriyle hiçbir ayrılık göstermeyen bir adamdır. - Halide Edip Adıvar

  • Yola çıkma

    Hareketimiz iki gün ertelendi.

  • Belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılan ilerlemeler, akım

    Türkçülük hareketi. Dilde özleşme hareketi.

[coğrafya]

  • Deprem

    Ben diyor, hareket olurken Eminönü'nde idim. - Memduh Şevket Esendal

  • Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri

    Hareket cetveli. Hareket memuru.

[felsefe]

  • Devinim

[müzik]

  • Bir parçanın yavaşlık, çabukluk derecesi

[spor]

  • Kas ve eklemlerin, belli doğal şartlar içerisinde işlemeleri sonucu vücut bölümlerinde düzenli ve olumlu etkilerle oluşturdukları yer değişimi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • harekete geçirmek (veya getirmek)
  • harekete geçmek
  • hareket etmek

Birleşik Kelimeler: hareket dairesi, hareket hastalığı, hareket noktası, hattıhareket, yavaşlatılmış hareket, kadın hareketi, pergel hareketi