HÜNNAPGİLLER Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
HÜNNAPGİLLER harflerini içeren 5 harfli 47 kelime bulunuyor. 5 harfli HÜNNAPGİLLER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
GÜNAH15,
ALENİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿalenī)
-
Açık, ortada, meydanda, herkesin içinde yapılan
Siz bugüne kadar zevcenizin vicdansızca ve aleni hıyanetine, edepsizliğine tahammül ettiniz. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
Birleşik Kelimeler: aleni tadat
NARİN (Kelime Kökeni: Farsça nārīn)
-
İnce yapılı, yepelek, nazenin
Narin bir kızcağızın yanındaki boş yere sokuldu. - Osman Cemal Kaygılı
-
İnce
Söğüdün yaprağı narindir narin - Halk türküsü
RALLİ (Kelime Kökeni: İngilizce rally)
- Yarışmacıların otomobille belli yolları izleyerek ve özel kurallara uyarak belirli bir yere ulaşmalarına dayanan otomobil yarışı
ANÜRİ (Kelime Kökeni: Fransızca anurie)
- İdrar oluşturamama biçiminde ağır bir böbrek rahatsızlığı belirtisi
APRİL (Kelime Kökeni: İngilizce april)
- Nisan
ERGİN
-
Olmuş, yetişmiş, kemale ermiş
Ergin yemiş. Ergin ekin.
-
Kişisel haklarını kendi kullanabilmesi için yasanın gösterdiği on sekiz yaşına gelmiş olan (kimse), reşit
Oğlunun bilgin, ergin, akıllı uslu olmasını istiyordu. - Nezihe Araz
ELGİN
- Yabancı, gurbette yaşayan, garip
ENGİN
-
Ucu bucağı görünmeyecek kadar geniş, çok geniş, vâsi
O engin denize benzersin ki yavaş yavaş coşar ve coşunca da pek hırçın olursun. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
-
Açık deniz
Enginden dönen deniz kuşları sessiz kanatlarıyla başımın üstünde dolaşıyorlar. - Reşat Nuri Güntekin
-
Değer ve fiyatı düşük olan
Engin mal.
-
Yüksekte olmayan, alçak (yer), ingin, münhat
Engin olur bizim elin ovası / Yüksek olur yaylaların havası - Halk türküsü
Ata Sözleri ve Deyimler
- engin dallardan murt yememek
Birleşik Kelimeler: engin gönüllü
GRENA (Kelime Kökeni: Fransızca grenat)
- Nar çiçeği renginde bir süs taşı
- Alüminyum silikat ile kalsiyum, magnezyum, demir, manganez vb. madenlerden birinin birleşmesinden oluşmuş çeşitli renkteki mineral
GAİLE (Kelime Kökeni: Arapça ġāʾile)
-
Sıkıntı, dert, keder, üzüntü
Küçücük yaşta, büyüklüğün olanca gaileleri kendi üzerlerine yığılmış kimseler görülür. - Ahmet Midhat
- Uğraştırıcı iş, çekilmesi zor yük
- İstenmeyen durum, baş belası
GELİR
-
Bir kimseye veya topluluğa belli zamanlarda, belli yerlerden gelen para, varidat
Saklanan bir gelir vardı ki aç, çıplak kalmıyorlardı. - Mahmut Yesari
- Bir ekonomik birimin belli bir süre içinde kazandırdığı aylık, kira vb. getiri, varidat, irat
Birleşik Kelimeler: gelir dağılımı, gelir düzeyi, gelir kaynağı, gelir ortaklığı, gelir vergisi, millî gelir, ulusal gelir, dar gelirli
GİREN
- Hafif bulutlu, sisli hava
GELİN
- Evlenmek için hazırlanmış, süslenmiş kız veya yeni evlenmiş kadın
- Aileye evlenme yoluyla girmiş olan kadın
Ata Sözleri ve Deyimler
- gelin almak
- gelin altın taht getirmiş, çıkmış kendisi oturmuş
- gelin eşikte, oğlan beşikte
- gelin etmek
- gelin gibi süzülmek
- gelin girmedik ev olur, ölüm girmedik ev olmaz
- gelin gitmek
- gelini ata bindirmişler "ya nasip" demiş
- gelin olmak
- gelin yazmak
Birleşik Kelimeler: gelin abla, gelin alayı, gelin alıcı, gelinboğan, gelin böceği, gelin çiçeği, gelinfeneri, gelin hamamı, gelin havası, gelinkuşağı, gelin kuşu, gelin otu, gelinparmağı, gelin teli
HELAL (Kelime Kökeni: Arapça ḥalāl)
- Dinin kurallarına aykırı olmayan, dinî bakımdan yasaklanmamış olan, haram karşıtı
- Kurallara, geleneklere uygun
-
Kurallara, geleneklere uygun olarak
Helal kazanılmış para.
- Nikâhlı eş
Ata Sözleri ve Deyimler
- helal etmek
- helal olmak
- helal olsun
- helal süt emmek
Birleşik Kelimeler: helalühoş, helalzade
HİLAL (Kelime Kökeni: Arapça hilāl)
- Ayın ilk günlerinde aldığı yay biçimi, ayça, yeni ay
- Çocukların okuma öğrenmeye başladıklarında satır ve sözleri şaşırmamak için söz üzerinde gezdirdikleri ucu sivri, uzunca bir gösterme aracı
Ata Sözleri ve Deyimler
- hilal gibi