HOŞAF ile Oluşan Kelimeler (HOŞAF Kelime Türetme)
HOŞAF harflerinden oluşan 15 kelime bulunuyor. HOŞAF kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Hoşaf kelimesinin anlamı nedir? Hoşaf ile başlayan kelimeler. İçinde hoşaf olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
5 Harfli Kelimeler
HOŞAF19
4 Harfli Kelimeler
FOŞA14
3 Harfli Kelimeler
FOŞ13, HAF13, FAŞ12, HOŞ11, ŞAH10, OHA8
2 Harfli Kelimeler
OF9, AF8, FA8, OH7, AH6, HA6, AŞ5
AŞ
- Yemek
Ata Sözleri ve Deyimler
- aşını, eşini, işini bil
- aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur
- aş taşınca kepçeye paha olmaz
- aş tuz ile, tuz oran ile
Birleşik Kelimeler: aş damı, aşerme, aşevi, aşhane, aş ocağı, alaca aş, katıklı aş, arabaşı
AH
- İlenme, beddua
-
(a:h) Sesin tonuna göre pişmanlık, öfke, özlem, beğenme, sevgi vb. duygular anlatan bir söz
Ah, ne güzeldi o Direklerarası'ndaki ramazan ve donanma geceleri. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
(a:h) Ağrı, acı duyulduğunda söylenen bir söz
Ah başım!
Ata Sözleri ve Deyimler
- ah alan onmaz
- ah almak
- ah çekmek
- ah etmek
- ahı çıkmak
- ahını almak
- ahını yerde koymamak
- ahı tutmak
- ahı yerde kalmamak
- ah yerde kalmaz
Birleşik Kelimeler: ah vah, ahuvah
HA
-
İstek uyandırmak için kullanılan bir söz
Ha göreyim seni! Ha gayret!
-
(ha:) Şaşma anlatan bir söz
Amma güzel ha! Öyle oldu ha!
-
(ha:) Dikkati çekmek, uyarmak için kullanılan bir söz
Sakın ha bir daha yapma! Sakın ha ağlamanı istemiyorum. - Attila İlhan
-
(ha:) Bir şeyin birdenbire hatırlandığını veya kavrandığını anlatan bir söz
Ha, miralay arzu ederse o başka tabii! - Attila İlhan
-
Tekrarlanarak kullanıldığında eşitlik anlamı veren bir söz
Ha ben gelmişim ha o. Ha bağ ha bahçe ha tarla.
-
Bazen tekrarlanan bir emir kipinin tekrarları arasında yer alarak fiil ile anlatılan işin uzadığı ve bundan bıkıldığı bildirilir
Yürü ha yürü, yol bitmiyor ki.
- Evet
-
(ha:) Soru bildiren bir söz
Sen de geldin ha?
Ata Sözleri ve Deyimler
- ha babam (ha)
- ha babam de babam
- ha bire
- ha deyince
- ha gayret
- ha şöyle
- ha şunu bileydin
- Hahniyum elementinin simgesi
OH
-
Sevinç, beğenme, hayranlık, rahatlama vb. duyguları belirten bir söz
Oh, hele şükür! Hepsinin ellerinden kurtulduk. - Abdülhak Şinasi Hisar
Ata Sözleri ve Deyimler
- oh çekmek
- oh demek
- oh olsun!
OHA
- Büyükbaş hayvanları durdurmak için kullanılan bir seslenme sözü
- Kaba ve yakışıksız davranışta bulunan kişilere karşı kullanılan söz
AF (Kelime Kökeni: Arapça ʿafv)
- Bir suçu, bir kusuru veya bir hatayı bağışlama
-
Görevden çıkarılma
Kardeşinin vazifeden affı kararlaşmış.
Ata Sözleri ve Deyimler
- af buyurun!
- af çıkarmak
- af dilemek
- affa uğramak
- affını dilemek (veya istemek)
- affınıza sığınarak
Birleşik Kelimeler: affedilmek, affetmek, affettirmek, affeylemek, affolunmak, genel af, özel af, umumi af
FA (Kelime Kökeni: İtalyanca fa)
- Müzikal ses dizilerinde mi ile sol arasındaki ses
- Bu sesi gösteren nota işareti
Birleşik Kelimeler: fa anahtarı
OF
-
Sıkıntı, bezginlik, usanç, acı, yorgunluk vb. duyguları belirten bir söz
Of, bıktım artık! Of, kolum acıdı! Bu da ne karışık bir rüya imiş diye söyleniyordu. - Abdülhak Şinasi Hisar
Ata Sözleri ve Deyimler
- of bile dememek
- of çekmek
- Trabzon iline bağlı ilçelerden biri
ŞAH (Kelime Kökeni: Farsça şāh)
- İran veya Afgan hükümdarı
-
Satranç oyununda her yönde tek hane gidebilen en önemli taş
Sonra şahını bir hane geri aldı. - Sait Faik Abasıyanık
- Alevilik, Bektaşilikte pir
- Benzerlerine oranla en üstün, en güzel, en iyi
Ata Sözleri ve Deyimler
- şahken şahbaz olmak
Birleşik Kelimeler: şah beyit, şah damarı, şah mat, şahmeran, şahmerdan, şahtere, ahım şahım
- Atın, ön ayaklarını yerden keserek arka ayakları üstünde ayakta durması
Ata Sözleri ve Deyimler
- şaha kalkmak
HOŞ (Kelime Kökeni: Farsça ḫoş)
-
Beğenilen, duyguları okşayan, zevk veren
Gelmiş o yaylanın baharı / Öter bülbüller hoştur avazı - Âşık Veysel
-
Bununla birlikte
Hoş, benim de evlenmeye pek niyetim yok ya. - Halide Edip Adıvar
- Beğenilen, duyguları okşayan bir biçimde
Ata Sözleri ve Deyimler
- hoşa gitmek
- hoş bulduk (veya gördük)
- hoş geldiniz
- hoş görmek (veya karşılamak)
- hoş tutmak
- hoşuna gitmek
Birleşik Kelimeler: hoşbeş, hoşgörü, hoş koku, hoşkuran, hoşsohbet, bir hoş, helalühoş, mayhoş, meyvehoş
FAŞ (Kelime Kökeni: Farsça fāş)
-
`Gizli olanı açığa vurmak, duyurmak, ortaya dökmek, dile vermek` anlamlarındaki faş etmek, `belli olmak, açıklanmak, ortaya çıkmak` anlamlarındaki faş olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz
Ona en büyük sırrını faş etmek, ona imdi yukarıda, kocasının yanı başında yemek yiyen Güzide'yi göstermek istemişti. - Nazım Hikmet
Sırrının faş olduğu gün ona ölümden başka çıkar yol kalmazdı. - Refik Halit Karay
FOŞ
- Suyun ani ve fazla miktarda dökülmesi sırasında çıkan ses
HAF (Kelime Kökeni: İngilizce half)
- Hücumcularla savunucular arasında yer alan oyuncu
Birleşik Kelimeler: sağ haf, santrhaf, sol haf
FOŞA
- Tombul fındık grubunda standart bir tür fındık
HOŞAF (Kelime Kökeni: Farsça ḫoş + āb)
- Bütün veya dilimler hâlindeki kuru meyvenin şekerli suyla kaynatılmasıyla yapılan bir tatlı türü
Ata Sözleri ve Deyimler
- hoşaf gibi
- hoşafın yağı kesilmek
Birleşik Kelimeler: armut hoşafı, ayva hoşafı, dut hoşafı, elma hoşafı, erik hoşafı, kayısı hoşafı, üzüm hoşafı, vişne hoşafı