HORTUMLU ile Oluşan Kelimeler (HORTUMLU Kelime Türetme)

HORTUMLU harflerinden oluşan 54 kelime bulunuyor. HORTUMLU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Hortumlu kelimesinin anlamı nedir? Hortumlu ile başlayan kelimeler. İçinde hortumlu olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

8 Harfli Kelimeler

HORTUMLU16

7 Harfli Kelimeler

HOMURTU15, TOHUMLU15, HORULTU14

6 Harfli Kelimeler

HORTUM13, OTURUM10

5 Harfli Kelimeler

HUMOR12, TOHUM12, RUHLU11, MUTLU8, OLURU8, TORUM8, TULUM8, TORUL7

4 Harfli Kelimeler

OMUR7, UMUT7, UMUR7, ULUM7, MURT6, OTLU6, OLTU6, OLUR6, RULO6, TULU6, UTLU6, LORT5, LUTR5, TROL5

3 Harfli Kelimeler

HOR8, HOL8, RUH8, TUH8, UMU6, MUT5, MOR5, RUM5, ROM5, ULU5, LOT4, LOR4, ROT4, ROL4, TOL4, TOR4, TUL4, TUR4

2 Harfli Kelimeler

HU7, OH7, OM4, OL3, OT3, TU3, UR3, UT3

OL

[sıfat]

[eskimiş]

  • O gösterme sıfatı

    Dedi gördüm ol habibin anasın - Süleyman Çelebi

[zamir]

  • O gösterme zamiri

OT

[isim]

[bitki bilimi]

  • Toprak üstündeki bölümleri odunlaşmayıp yumuşak kalan, ilkbaharda bitip bir iki mevsim sonra kuruyan küçük bitkiler

    Etrafımızda uzun otlar, yalçın kayalar vardı. - Aka Gündüz

[sıfat]

  • Bu bitkilerle yapılmış veya bu bitkilerle doldurulmuş

    Ranzalardan birinin üst yatağında bir ot şilte üzerinde, soyunmadan uzanan ve iki eli ensesinin altında düşünen ben. - Necip Fazıl Kısakürek

[eskimiş]

  • Zehir

[eskimiş]

  • İlaç

[argo]

  • Esrar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ot gibi
  • ot gibi yaşamak
  • ot tutunmak
  • otu çek köküne bak
  • ot yoldurmak

Birleşik Kelimeler: otobur, otyiyenler, acı ot, karacaot, sütlü ot, abdestbozan otu, adamotu, ağı otu, ağızotu, altın otu, andız otu, ardıç otu, avcı otu, ayrık otu, bağırsak otu, balık otu, bambul otu, ban otu, basur otu, beşparmak otu, bit otu, boğan otu, boy otu, burun otu, canavar otu, ciğer otu, çalgıcı otu, çayır otu, çiriş otu, çivit otu, çöreotu, çörek otu, dağ dalak otu, dalak otu, danakıran otu, deli otu, dereotu, dilotu, diş otu, dolama otu, dolma otu, domuz ayrık otu, domuz otu, dulaptal otu, dulavrat otu, eğir otu, eğrelti otu, engerek otu, esrar otu, eşek otu, evliya otu, fare otu, fıtık otu, gebre otu, gelin otu, geyik otu, göbek otu, güzelavrat otu, hamam otu, hasır otu, horozcuk otu, İdris otu, imparator otu, kabakulak otu, kanarya otu, kandıra otu, kan otu, kartallı eğrelti otu, kasık otu, kaşık otu, kedi otu, kelebek otu, kene otu, kıl otu, kırlangıç otu, kokulu çayır otu, kovan otu, koyun otu, kuduz otu, kum otu, kurbağa otu, kurşun otu, kuş otu, küstüm otu, limon otu, lohusa otu, marsıvan otu, mayasıl otu, melek otu, mercan otu, meyhaneci otu, misk otu, mübarek otu, nevruz otu, nezle otu, oğul otu, Oltu otu, ökse otu, öksürük otu, ölmez otu, pamuk otu, panzehir otu, pelin otu, pire otu, pisik otu, pisipisi otu, sabun otu, sakar otu, sancı otu, sarımsak otu, sedef otu, selam otu, semizotu, sıçanotu, sıraca otu, siğil otu, sinir otu, solucan otu, sökü otu, süpürge otu, süt otu, şerbetçi otu, şeytan otu, şifa otu, tarak otu, taşkıran otu, tavşancıl otu, turp otu, tükürük otu, türüz otu, tüylü dalak otu, uyuz otu, yakı otu, yapışkan otu, yara otu, yavşan otu, yoğurt otu, yüksük otu, zemberek otu, zembil otu, ciğer otları, sinir otları

TU

[ünlem]

  • Tuh

    Tu, böyle mi olacaktı!

Birleşik Kelimeler: tu kaka

UR

[isim]

[tıp]

  • Hücrelerin aşırı çoğalmasıyla insan, hayvan veya bitki dokularında oluşan ve büyüme eğilimi gösteren yumru, bağa, tümör, neoplazma, Çingene ahtapotu, vejetasyon

    Yalnız yağ birikintisinden ibaret bir bez, bir nevi ur, hayatı tehdit edecek bir şey değil! - Abdülhak Şinasi Hisar

Birleşik Kelimeler: ur kaplama, yağ uru

UT

[isim]

  • Utanma duygusu

Birleşik Kelimeler: ut açıcı, ut yeri

[isim]

[müzik]

  • Klasik Türk müziği araçlarından, iri karınlı, kirişli, mızrapla çalınan bir çalgı

    Ferhunde, burada sevdiği bir ut muallimiyle evlenip bahtiyar olmuştu. - Reşat Nuri Güntekin

LOT (Kelime Kökeni: Fransızca lot)

[isim]

[ekonomi]

  • Tutam (II)

LOR (Kelime Kökeni: Farsça lor)

[isim]

  • Bir tür taze, yumuşak ve tuzsuz beyaz peynir

    Teyzem iki dolu kaşık lora, günlük iki yumurta kırdı. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: soya loru

ROT (Kelime Kökeni: İngilizce rod)

[isim]

  • Motorlu taşıtlarda direksiyon ile tekerlek arasındaki bağlantıyı sağlayan demir çubuk

ROL (Kelime Kökeni: Fransızca rôle)

[isim]

[sinema]

[tiyatro]

  • Bir kişiliği canlandıran oyuncunun söylemesi ve yapması gereken hareketlerin genel adı

    Genç bir çocuk yanıma sokuldu, artistliğe hevesliymiş, eğer filmde rol verirsek bedava artistlik yaparmış. - Fikret Otyam

[mecaz]

  • Bir işte bir kimse veya şeyin üstüne düşen görev

    Ev kadını rolünü çok ciddiyetle ele almıştım. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]

  • Gerçek olmayan davranış, gösteriş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rol almak
  • rol çalmak
  • rol kesmek
  • rol oynamak
  • rolüne çıkmak
  • rolü olmak
  • rol yapmak

Birleşik Kelimeler: rol çatışması, rol iflası, başrol

TOL

[isim]

[halk ağzında]

  • Taş kemer veya taş kemerlerle yapılmış ev, oda, kapı vb. şey
  • Yayla veya bahçe kulübesi
  • Küçük köy

    Bu demir yolu, bu yana gidersen derenin boyuna alır, iner Kara Hasan toluna. - Memduh Şevket Esendal

TOR

[isim]

[halk ağzında]

  • Sık gözlü ağ

[sıfat]

[halk ağzında]

  • İşe alışkın olmayan, yabani

    Bazı da oynarsın tor atlar gibi / Kış günü aç kalmış boz kurtlar gibi - Ali İzzet Özkan

  • Toy, acemi kimse
  • Olgunlaşmamış, ham

[mecaz]

  • Çekingen, utangaç

[isim]

[matematik]

  • Bir dairenin kendi düzleminde bulunan fakat merkezinden geçmeyen bir doğru çevresinde dönmesiyle oluşan cisim

TUL (Kelime Kökeni: Arapça ṭūl)

[isim]

[eskimiş]

[gök bilimi]

  • Boylam

[matematik]

  • Uzunluk

Birleşik Kelimeler: tul derecesi

TUR (Kelime Kökeni: Fransızca tour)

[isim]

  • Dolaşma

    Yemekten sonra araba ile tura çıktık. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Bir sonuca ulaşıncaya kadar yapılan iş
  • Başladığı noktada biten, bir veya daha fazla yere önceden belirlenmiş bir programa göre yapılan seyahat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tura çıkmak
  • tur atlamak
  • tur atmak
  • tur bindirmek
  • turu geçmek

Birleşik Kelimeler: tur operatörü, götürü tur, paket tur, şehir turu

OM

[isim]

  • Kemiklerin toparlak ucu

[isim]

[fizik]

  • Elektrikte iletkenin direnç birimi

LORT (Kelime Kökeni: İngilizce lord)

[isim]

  • İngiltere'de babadan oğula veya ailenin ilk erkek kişisine geçen veya kral tarafından bağışlanan soyluluk unvanı

    O sırada yaşlı bir lort beni pek sevdi. - Refik Halit Karay

  • Lortlar Kamarası üyesi

[mecaz]

[halk ağzında]

  • Çok zengin kimse

[mecaz]

[halk ağzında]

  • Sükseli, kalantor, gösterişli kimse

    O bildiğimiz doktor gitmiş, yerine bir lort gelmiş. - Sermet Muhtar Alus

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lort gibi

Birleşik Kelimeler: Lortlar Kamarası