[isim]

• Keçi kılından veya at yelesinden yapılmış iplikle dokunan ve sanayide bazı sıvıları süzmekte kullanılan özel dokuma türü

[nesnesiz]

• Ekme işi yapılmak

  Tarlaya mısır ekildi.

[isim]

• Üniversitelerde öğrencilerin ders seçme veya bırakma işlemi

[sıfat]

• Eklemi olan

[sıfat]

• İlke ile ilgili

[isim]

• Killemek işi

[sıfat]

• Parça parça kabarmış olan (toprak)

[nesnesiz]

• Eski duruma gelmek, köhnemek

  Eskimiş boş çuvallar gibi sızıp kalırlardı bir köşede. - Kerim Korcan

• Yıpranmak

  Yerde değerli ama artık eskimiş bir halı. - Tarık Buğra

[mecaz]

• Gözden düşmek, değeri kalmamak

  Artık eskidiğimiz için evde de pek telaş etmezler. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]

• Yaşlanmak

[isim]

• Eksilmek işi, azalma, tenakus

  Gökte yıldızların üçer beşer eksilmeye başlamasından anlaşılıyordu sabahın yaklaştığı. - Necati Cumalı

[sıfat]

• Ekmeği andıran, ekmeğe benzeyen, ekmek gibi, ekmeğimsi

[-i]

• İse tutup karartmak

[isim]

• Arkalıksız sandalye

  İskemlelerin maroken minderlerinden kendime yatak yapıyordum. - Çetin Altan

• Üstüne sigara tablası, çiçek vazosu vb. konulan küçük masa

[isim]

• Kesilmek işi

[sıfat]

• Mesleğe ilişkin, meslekle ilgili olan, mesleksel

[-i]

• Üstündeki şeyleri düşürmek veya temizlemek için bir şeyi kuvvetle sallamak, sarsmak

  Eline geçen her şeyi silkip akrepler varmış gibi bakıyor. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

• Ani bir hareketle sarsmak

  Sağ elini silkerek yana doğru eğildi. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

• silkip atmak