HODPESENT Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
HODPESENT harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli HODPESENT kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
DEPO11,
ETEN
- Etene
- Yemişlerin yenilen bölümü
ESEN
- Ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı, sıhhatli, salim
Ata Sözleri ve Deyimler
- esen kalmak
Birleşik Kelimeler: sağ esen
ENSE
-
Boynun arkası
Kendine geldiğinde ensesinde müthiş bir ağrı vardı. - Ayşe Kulin
-
Art, arka
Saydığın üç iskelenin ensesindeki İsmail Ağa'nın dükkânı, en emin emanetçi idi. - Sermet Muhtar Alus
Ata Sözleri ve Deyimler
- ense kulak yerinde olmak
- ensesinde boza pişirmek
- ensesine binmek
- ensesine yapışmak
- ense yapmak
- enseyi karartmak
Birleşik Kelimeler: ense çukuru, ense kökü, ensesi kalın, elense
STEN (Kelime Kökeni: İngilizce Sten)
- Çapı 9 milimetre olan, İngiliz yapısı, hafif, kullanışı kolay bir tür makineli tüfek
- Bir tonluk bir kütleye bir saniyede 1 metre hız artışı veren kuvvet ölçü birimi
SENE (Kelime Kökeni: Arapça sene)
-
Yıl
Önde zeytin ağaçları, arkasında yâr / Sene 1946 / Mevsim sonbahar - Bedri Rahmi Eyuboğlu
Birleşik Kelimeler: seneidevriye, seneikebise, sittinsene, yeni sene
SENT (Kelime Kökeni: İngilizce cent)
- Doların yüzde biri değerinde para birimi
SOTE (Kelime Kökeni: Fransızca sauté)
- Küçük küçük doğranmış et, ciğer, böbrek vb. şeyler yağda hafifçe kavrulduktan sonra su, domates, biber vb. katılarak yapılan yemek
Birleşik Kelimeler: ciğer sotesi, et sotesi
SONE (Kelime Kökeni: Fransızca sonnet)
- İki dörtlü ve iki üçlüden oluşan, on dört dizeli bir Batı şiir türü
DONE (Kelime Kökeni: Fransızca donnée)
- Veri
DOST (Kelime Kökeni: Farsça dūst)
-
Sevilen, güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi anlaşılan kimse, düşman karşıtı
Ben giderim adım kalır / Dostlar beni hatırlasın - Âşık Veysel
-
Erkek veya kadının evlilik dışı ilişki kurduğu kimse, zamazingo
Bir dostu vardı, belalı, çapkın bir delikanlı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
-
Sahibine sevgi gösteren hayvan
Köpek insan dostudur.
-
Bir şeye aşırı ilgi duyan, koruyan kimse
Kitap dostu.
-
İyi geçinen, aralarında iyi ilişki bulunan
Yüzleri tatlı, dilleri tatlı, dost insanlardı bunlar. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- dost acı söyler
- dosta düşmana karşı
- dost ağlatır, düşman güldürür
- dost başa, düşman ayağa bakar
- dost bin ise azdır, düşman bir ise çoktur
- dost dostun ayıbını yüzüne söyler
- dost dostun eyerlenmiş atıdır
- dost edinmek (veya kazanmak)
- dost ile ye, iç alışveriş etme
- dost kara günde belli olur
- dostlar alışverişte görsün (diye)
- dostlar başına
- dostlar başından ırak
- dostlar şehit, biz gazi
- dost olmak
- dost sözü acıdır
- dost tutmak
- dostun attığı taş baş yarmaz
Birleşik Kelimeler: dost canlısı, dost düşman, dost kazığı, eş dost, kadim dost, yakın dost, zendost, aile dostu, baba dostu, can dostu, iyi gün dostu, kara gün dostu
TEPE
-
Bir şeyin en üstteki bölümü
Pencere önünde dimdik durmuş, kocaman ağaçların tepesine bakıyordunuz. - Sait Faik Abasıyanık
-
Bir yerin, bir nesnenin vb.nin üstü, hizası
Ekşisu'da trenden indikleri sırada güneş tam tepelerindeydi. - Necati Cumalı
-
Birinin yanı başı, baş ucu
Tepemde durup canımı sıktı.
-
Başın üst, kafatasının iki kulak arasında kalan bölümü
Güneş sanki yalnız sizin tepenize ışık ve sıcaklık aksettirmeye çalışıyor. - Refik Halit Karay
-
Yüksekliği genellikle birkaç yüz metreyi geçmeyen, çok kez tek başına, yamaçları yatık yer biçimi
Derenin sağ tarafında yükselen tepenin yamaçları daha hafif eğimli, daha genişti. - Necati Cumalı
- Çokgende veya çok yüzlüde köşelerden her biri
- İkizkenar bir üçgende eşit kenarların kesişme noktası
- Bakışım ekseni bulunan bir eğrinin veya yüzeyin bu eksenle kesişme noktalarından her biri
Ata Sözleri ve Deyimler
- tepeden bakmak
- tepesi atmak
- tepesinde bitmek
- tepesinde değirmen çevirmek
- tepesinde havan dövmek
- tepesinden kaynar sular dökülmek
- tepesine binmek (veya çıkmak)
- tepesine dikilmek
- tepesinin tası atmak
- tepesi üstü
Birleşik Kelimeler: tepe açısı, tepe aşağı, tepebaşı, Tepebaşı, tepe camı, tepegöz, tepegözler, tepe lambası, tepetakla, tepe tomurcuğu, tepeüstü, tepe üstü, tepeden ayağa, tepeden inme, tepeden tırnağa, ada tepe, dere tepe, tanık tepe, dalga tepesi, hacet tepesi
PENS (Kelime Kökeni: Fransızca pince)
- Giysilerde bazı yerlerden içeriye doğru daraltılarak dikilmiş bölüm
- Kıskaç biçiminde iğne
-
Pense
Önce topu ateşe gösterdi, elinin yandığını anlayınca uzun bir pensle tuttu, ateşe uzattı. - Rıfat Ilgaz
Birleşik Kelimeler: balans pensi, konnektör pensi, mühür pensi
PEST
- Pes (II)
STEP (Kelime Kökeni: Fransızca steppe)
-
Bozkır
Steplerde akşam güzel ve korkunçtur. - Halide Edip Adıvar
Birleşik Kelimeler: step iklimi
- Hatalı yürüme
EDEP (Kelime Kökeni: Arapça edeb)
-
Toplum töresine uygun davranma
Olur şey mi bu, haydi edebinle çık git, çekil karşımdan! - Abdülhak Şinasi Hisar
- İyi ahlak, incelik, terbiye
Ata Sözleri ve Deyimler
- edebi edepsizden öğren
- edebini takınmak
- edep etmek
- edeptir söylemesi
- edep yahu
Birleşik Kelimeler: edep yeri, edebikelam