HİYERARŞİ Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler
HİYERARŞİ harflerini içeren 3 harfli 21 kelime bulunuyor. 3 harfli HİYERARŞİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Hiyerarşi ile başlayan 3 harfli kelimeler. İçinde Hiyerarşi olan 3 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
HİŞ10,
ARİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿārī)
- Çıplak
-
Arınmış, soyutlanmış
Bu görüş her türlü edebî şişirmelerden ari bir görüştür. - Yahya Kemal Beyatlı
- İran'dan geçerek Kuzey Hindistan'a yerleşen halk veya bu halktan olan kimse
Birleşik Kelimeler: Ari dil
İRİ
-
Olağandan daha hacimli, olağanı aşan büyüklüğü olan, ince karşıtı
Erdal, nişan halkasına benzediğini fakat taşlarının iri olduğunu söyledi. - Emine Işınsu
Birleşik Kelimeler: iribaş, iri iri, iri kıyım, iri laf, iri yapılı, iri yarı, irili ufaklı, genç irisi
İYE
- Kendisinin olan bir şeyi, yasaya uygun olarak dilediği gibi kullanabilen kimse, sahip
- Veli
Ata Sözleri ve Deyimler
- iyesi olmak
İYİ
-
İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı
Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum. - Falih Rıfkı Atay
-
Bol, çok, aşırı
İyi yağmur yağdı.
-
Uğurlu, hayırlı, iyilik getiren
İyi haber.
-
Esen, sağlıklı
İyi ve sıhhatli olduğumu bildirebilirsiniz. - Necip Fazıl Kısakürek
-
Yerinde, uygun
İyi bir cevap.
-
Doğru olan
İyisi bu işe karışmamaktır.
-
Yeterli, yetecek miktarda olan
Bu yün, hırka için iyidir.
- Öğrencinin değerlendirilmesinde kullanılan orta ile pekiyi arasındaki not
-
İstenilen, beğenilen, yerinde, yararlı, uygun bir biçimde
Bunun çocukları iyi çıktıkları için ölünceye kadar babalarına bakmışlar. - Memduh Şevket Esendal
Ata Sözleri ve Deyimler
- iyi etmek
- iyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder
- iyi gelmek
- iyi gitmek
- iyi gözle bakmamak
- iyi hoş (ama)
- iyi insan sözünün üstüne gelir
- iyi iş (doğrusu)
- iyi karşılamak
- iyi ki
- iyi nasihat verilir, iyi ad verilmez
- iyi olacak hastanın hekim ayağına gelir
- iyi olmak
- iyi saatte olsunlar
- iyisi mi
- iyi söylemek
- iyiye çekmek
- iyiye iyi, kötüye kötü demek
Birleşik Kelimeler: iyi gün, iyi hâl, iyi huylu, iyi kalpli, iyi kötü, iyi niyet, iyi yürekli, iyiden iyiye, iyisiyle kötüsüyle, kafası iyi, pekiyi
REY (Kelime Kökeni: Arapça reʾy)
-
Oy
Parlamentoda itimat reyi alamayan her hükûmet şüphesiz istifa etmek zorunda kalacaktır. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Düşünce, görüş, fikir
Vicdanları ile baş başa düşünüp sonra da aralarında müşavere ederek reylerini bildireceklerdi. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- rey vermek
RAY (Kelime Kökeni: Fransızca rail)
- Tren, tramvay vb. taşıtlarda tekerleklerin üzerinde hareket ettiği demirden yol
Ata Sözleri ve Deyimler
- raydan (veya rayından) çıkmak
- rayına girmek
- rayına oturtmak
YER
-
Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân
İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? - Memduh Şevket Esendal
-
Gezinilen, ayakla basılan taban
Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü yerde bir noktaya dikip öylece kalakalıyordu. - Haldun Taner
-
Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge
Anadolu'nun bazı yerlerinde eski bir kocakarı itikadı vardır. - Reşat Nuri Güntekin
-
Durum, konum, vaziyet
Türkiye stratejik bakımdan önemli bir yerdedir.
- Ülke
-
Görev, makam
Askerden gelirse bakalım bir yere yerleştirebilecek miyiz? - Memduh Şevket Esendal
-
Önem
Uçağın yurt savunmasındaki yeri.
- İz
-
Üzerine yapı kurulmaya elverişli arazi, arsa
Deniz kıyısında bir yer aldılar, ev yapacaklar.
-
Ekime elverişli toprak parçası, arazi
Çorak yerde ot bitmez.
-
Bir olayın geçtiği veya geçeceği bölüm, alan, mahal
Toplantı yeri. Kaza yeri.
-
Otel, motel vb.nde kalınacak oda
Yeriniz var mı?
- Yerküre
-
Durum, konum
Sen benim yerimde olsan ne yapardın?
Ata Sözleri ve Deyimler
- yer açmak
- yer almak
- yer bakır gök demir kesilmek
- yer bulmak
- yer çevirmek
- yer değiştirmek
- yerde kalmak
- yer demir gök bakır
- yerden göğe kadar
- yerden yere çalmak
- yerden yere vurmak
- yere bakan (veya bakıp) yürek yakan
- yere bakmak
- yere baktırmak
- yere batasıca (veya batsın)
- yere batmak
- yere çalmak
- yere göğe koymamak
- yere sağlam basmak
- yere sermek
- yer etmek
- yere vurmak
- yere yığılmak
- yere yıkılmak
- yeri başka
- yeridir
- yeri gelmek
- yeri göğü ben yarattım demek
- yeri göğü birbirine katmak
- yeri göğü inletmek
- yeri göğü tırmalamak
- yeri göğü tutmak
- yerinde duramamak
- yerinde kalmak
- yerinden fırlamak
- yerinden oynamak
- yerinden oynatmak
- yerinde olmak
- yerinde saymak
- yerinde su çıkmak
- yerinde yeller esmek
- yerin dibine batırıp çıkarmak
- yerin dibine geçmek (veya batmak veya girmek)
- yerine geçmek
- yerine gelmek
- yerine getirmek
- yerine koymak
- yerine oturmak
- yerini almak
- yerini beğenmek
- yerini bulmak
- yerini doldurmak
- yerini ısıtmak
- yerini sevmek
- yerini tutmak
- yerini yapmak
- yerin kulağı var
- yeri olmak
- yeri öpmek
- yeri soğumadan
- yeri var!
- yeri yurdu belirsiz olmak
- yer kabul etmez
- yer kaplamak
- yer kapmak
- yerle beraber
- yerle bir etmek
- yerle gök bir olsa
- yerlerde sürünmek
- yerlere geçmek
- yerlere kadar eğilmek
- yerleri süpürmek
- yerle yeksan etmek
- yer öpmek
- yer tutmak
- yer vermek
- yer yarılıp içine girmek (veya geçmek)
- yer yerinden oynamak
Birleşik Kelimeler: yer adı, yer alıştırmaları, yeraltı, yer altı, yer belirteci, yerberi, yer biçimleri, yer bilimi, yer cücesi, yer çamı, yer çekimi, yer çekirdeği, yer çöküntüsü, yer değiştirme, yer domuzu, yer elması, yereşeği, yer fesleğeni, yer fıstığı, yer geçidi, yer hostesi, yer istasyonu, yer kabuğu, yer katı, yerküre, yer mantarı, yermerkezcilik, yer merkezli, yer meşesi, yer minderi, yer mumu, yer odası, yer ölçümü, yer örümceği, yeröte, yer özekçil, yer palamudu, yer pelidi, yer pırasası, yer sakızı, yer sarmaşığı, yer sarsıntısı, yer servisi, yer sıçanı, yer sofrası, yer solucanı, yer üstü, yer yağı, yer yatağı, yer yer, yer yurt, yer yuvarı, yer yuvarlağı, yeryüzü, yer zarfı, yerdegezen, yerden bitme, yerden selam, yerden temenna, yerden yapma, yere doğrulum, yeregeçen, yere yönelim, geometrik yer, kapalı yer korkusu, kara yer, köylük yer, ortalık yer, ara yerde, başı yerde, beşibiryerde, yüzü yerde, beyhude yere, boş yere, gereksiz yere, haksız yere, lüzumsuz yere, nafile yere, nahak yere, sebepsiz yere, yanlış yere, yok yere, atıştırma yeri, atış yeri, bayram yeri, bekleme yeri, besi yeri, bitirim yeri, buluşma yeri, çıkarma yeri, çıkış yeri, dalyan yeri, demir yeri, dizgi yeri, doğum yeri, edep yeri, gezinti yeri, hacet yeri, harman yeri, iş yeri, ivinti yeri, kabul yeri, kalafat yeri, kaşan yeri, kilit yeri, köy yeri, panayır yeri, park yeri, pazar yeri, piknik yeri, piyasa yeri, pot yeri, sargı yeri, satış yeri, şeref yeri, tan yeri, tırnak yeri, toplantı yeri, uğrak yeri, ut yeri, voli yeri, yangın yeri, yapı yeri, yargı yeri, yönetim yeri, ziyaret yeri, yerli yerine, ayıp yerler
YAR
-
Uçurum
Aşağıda daimî akislerle seslenen gürültülü, derin yarlar tehlike hissini kalbimizden ayırmıyordu. - Hamdullah Suphi Tanrıöver
Ata Sözleri ve Deyimler
- yardan atmak
Birleşik Kelimeler: yalı yar
-
Sevgili
Yâr yoluna dökülmedik dilleri neyleyim / Yâr yâr / Seni kara saplı bir bıçak gibi sineme sapladılar - Bedri Rahmi Eyuboğlu
- Dost, tanıdık
-
Yardımcı
Allah'tan başka yârim yoktur. - Şemseddin Sami
Ata Sözleri ve Deyimler
- yâr beni ansın bir koz ile, o da çürük çıksın
- yârden mi geçersin, serden mi?
- yâr olmak
Birleşik Kelimeler: zülfüyâr
ARŞ (Kelime Kökeni: Arapça ʿarş)
- İslam inanışına göre göğün en yüksek katı
-
`Yürü` komutu
Arş yiğitler vatan imdadına! - Namık Kemal
Şİİ (Kelime Kökeni: Arapça şīʿī)
- Şiilik mezhebinden olan kimse
ŞİA (Kelime Kökeni: Arapça şīʿa)
- İslamiyette Hz. Ali'ye yandaş olan kimseler
- Şiilik
ŞER (Kelime Kökeni: Arapça şerr)
-
Kötülük, fenalık
Abdülhak Hamit'in Kemal'e galebesi, şerrin hayra galebesi demekti. - Yahya Kemal Beyatlı
- Kötü, fena
Ata Sözleri ve Deyimler
- şerrine lanet
Birleşik Kelimeler: ehvenişer
AHİ
- Cömert
- Kardeş
- Ahilik ocağından olan kimse
HER (Kelime Kökeni: Farsça her)
-
Önüne geldiği ismin benzerlerini `teker teker hepsi, birer birer hepsi, birer birer tamamı` anlamıyla kapsayacak biçimde genelleştiren söz
Bir hafta, her gece çalışmak suretiyle hikâyesini bitirdi. - Halide Edip Adıvar
Ata Sözleri ve Deyimler
- her ağacın meyvesi olmaz
- her ağaçtan kaşık olmaz
- her aşın kaşığı olmak
- her boyaya girip çıkmak
- her boyayı boyadı, bir fıstıki yeşil (mi) kaldı?
- her çiçek koklanmaz
- her çok azdan olur
- her dağın derdi kendine göre
- her deliğe elini sokma, ya yılan çıkar ya çıyan
- her derde deva olmak
- her düşüş bir öğreniş
- her firavunun bir Musa'sı çıkar
- her gördüğü sakallıyı babası sanmak
- her gün baklava börek yense bıkılır
- her horoz kendi çöplüğünde öter
- her ihtimale karşı
- her işin (veya şeyin) başı sağlık
- her işte bir hayır vardır
- her kafadan bir ses çıkmak
- her kaşığın kısmeti bir olmaz
- her koyun kendi bacağından asılır
- her kuşun eti yenmez
- her lafın altından kalkmak
- her ne pahasına olursa olsun
- her sakaldan bir tel çekseler köseye sakal olur
- her şeyin vakti var, horoz bile vaktinde öter
- her şeyin yenisi, dostun eskisi
- her şeyin yokluğu yokluktur
- her tarakta bezi olmak
- her taş baş yarmaz
- her telden çalmak
- her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır
- her yiğidin gönlünde bir aslan yatar
- her yokuşun bir inişi, her inişin bir yokuşu vardır
- her zaman eşek ölmez, on köfte on paraya olmaz
- her zaman gemicinin istediği rüzgâr esmez
- her ziyan bir öğüttür
Birleşik Kelimeler: her bir, her biri, hercai, her daim, her dem, her gün, herhâlde, her hâlde, her hâlükârda, herhangi, herkes, her yerdelik, her zaman
HAR
-
`Düşüncesizce ve hesapsızca harcamak, bol bol harcayıp tüketmek` anlamlarındaki har vurup harman savurmak deyiminde geçen bir söz
Akşama kadar Meram bağlarında har vurup harman savuruyordu. - Aka Gündüz
Birleşik Kelimeler: har gür, har hur
- Sıcak, kızgın, yakıcı
Ata Sözleri ve Deyimler
- harı başına vurmak
- harı geçmek