HİDROSKOPİ Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler

HİDROSKOPİ harflerini içeren 3 harfli 21 kelime bulunuyor. 3 harfli HİDROSKOPİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HOP12, DİP9, POS9, HİS8, HOR8, PİS8, ROP8, SİH8, KİP7, PİR7, PİK7, DOK6, KOD6, DİK5, İRS4, KOR4, SİK4, SKİ4, İRİ3, İKİ3, KİR3

İRİ

[sıfat]

  • Olağandan daha hacimli, olağanı aşan büyüklüğü olan, ince karşıtı

    Erdal, nişan halkasına benzediğini fakat taşlarının iri olduğunu söyledi. - Emine Işınsu

Birleşik Kelimeler: iribaş, iri iri, iri kıyım, iri laf, iri yapılı, iri yarı, irili ufaklı, genç irisi

İKİ

[isim]

  • Birden sonra gelen sayının adı
  • Bu sayıyı gösteren 2 ve II rakamlarının adı

[sıfat]

  • Birden bir artık

    Ertesi gün iki kardeş erken çıkmışlardı yola. - Ayşe Kulin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iki ahbap çavuş
  • iki arada bir derede (kalmak)
  • iki arada kalmak
  • iki arslan bir posta sığmaz
  • iki at bir kazığa bağlanmaz
  • iki ateş arasında kalmak
  • iki ayağını bir pabuca sokmak
  • iki baş bir kazanda kaynamaz
  • iki baştan olmak
  • iki cambaz bir ipte oynamaz
  • iki cami arasında kalmış beynamaz
  • iki çıplak bir hamama yakışır
  • iki çift laf (veya lakırtı veya söz) etmek
  • iki deliye bir uslu koymuşlar
  • iki dinle bir söyle
  • iki dirhem bir çekirdek
  • iki el bir baş için
  • iki eli (birinin) yakasında olmak
  • iki eli (kızıl) kanda olsa
  • iki eli böğründe kalmak
  • iki elim yanıma gelecek
  • iki eli şakaklarında düşünmek
  • iki eli yanına gelmek
  • iki emini bir yemin aralar
  • iki gönül bir olunca samanlık seyran olur
  • iki gözü iki çeşme
  • iki gözü iki çeşme ağlamak
  • iki gözüm kör olsun
  • iki hırtı bir pırtı
  • iki kaptan bir gemiyi batırır
  • iki kardeş savaşmış, ebleh buna inanmış
  • iki karpuzu bir koltuğa sığdırmak
  • iki kat olmak
  • iki kere iki dört eder
  • iki kulak bir dil için
  • iki lafı (veya sözü) bir araya getirememek
  • iki lakırtı etmek
  • iki lakırtıyı bir araya getirmek
  • iki ölç, bir biç
  • iki rahmetten (veya iyilikten) biri
  • iki satır laf etmek (veya konuşmak)
  • iki seksen uzanmak
  • ikisi bir kapıya çıkmak
  • ikisini bir kazana koysalar kaynamazlar
  • iki söz bir pazar
  • iki testi tokuşunca biri elbet kırılır
  • iki tımar bir yem yerine geçer
  • iki ucu boklu değnek
  • iki ucunu bir araya getirememek
  • iki yakası bir araya gelmemek
  • iki yakasını bir araya getirememek

Birleşik Kelimeler: iki anlamlı, iki ayaklı, iki başlı, iki bir, ikibuçukluk, iki büklüm, iki canlı, iki cihan, iki cinslikli, iki çenekliler, iki çenetli, ikiçifte, iki dilli, iki düzlemli, iki eşeyli, iki evcikli, iki fazlı, iki geçeli, iki gözüm, iki kanatlılar, iki katlı, iki nokta, iki paralık, iki parmaklı, iki şekilli, ikitek, iki tek, ikitelli, iki terimli, iki yaşamlı, ikiyüzlü, iki yüzlü, ikide bir, ikide birde, beş iki, bir iki, üç iki, onikitelli, yetmiş iki millet

KİR

[isim]

  • Herhangi bir şeyin veya vücudun üzerinde oluşan, biriken pislik, pasak

    Yanaklarında yer yer kirle karışmış gözyaşı var. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]

  • Utanılacak durum, leke, şaibe

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kir götürmek
  • kir götürmek
  • kiri kabarmak
  • kir tutmak

Birleşik Kelimeler: kir pas, el kiri, etek kiri, yüz kiri

İRS (Kelime Kökeni: Arapça irs̱)

[isim]

[eskimiş]

[biyoloji]

  • Kalıtım

KOR

[isim]

  • İyice yanarak ateş durumuna gelmiş kömür veya odun parçası

[mecaz]

  • Büyük acı, üzüntü, sıkıntı, dert

    Kimseye göstermedikleri bir kor yanar içlerinde. - Çetin Altan

[sıfat]

[mecaz]

  • Kırmızı renkli

    Gül tenli, kor dudaklı, kömür sürmeli / Şeytan diyor ki sarmalı, yüz kere öpmeli - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kor dökmek
  • kor gibi
  • kor gibi yanmak

Birleşik Kelimeler: akkor

SİK

[isim]

[kaba konuşmada]

  • Erkeklik organı

SKİ (Kelime Kökeni: İngilizce ski)

[isim]

[spor]

  • Kayak

    Sokaktan sırtlarında skileriyle birkaç sporcu gülüşerek geçmiş. - Sait Faik Abasıyanık

DİK

[sıfat]

  • Yatay bir düzleme göre yer çekimi doğrultusunda bulunan, eğik olmayan
  • Yatık durmayan, sert

    Dik saç.

  • Sert, kalın, tok (ses)

    Sesi dik ve küstahtı, söylediklerini aşağı salonda bekleşen komşular işittiler. - Attila İlhan

  • Sert (bakış)
  • Ters, aksi (söz)
  • Kaba, yersiz (davranış)

    Kaba denilecek kadar ani ve dik bir davranışla halasını bıraktı ve kalktı. - Halide Edip Adıvar

[matematik]

  • Birbirine dikey olan doğrulardan oluşmuş

    Dik açı. Dikdörtgen. Dik yamuk.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dik dik bakmak

Birleşik Kelimeler: dik açı, dik açıklık, dik âlâsı, dikbaşlı, dik biçme, dikdörtgen, dik duruşlu, dikgen, dikkafalı, dikkuyruk, dik rüzgâr, dik silindir, dik üçgen, dik yamuk, başı dik

DOK (Kelime Kökeni: İngilizce dock)

[isim]

  • Gemilerin yükünün boşaltıldığı veya onarıldığı, üstü örtülü havuz

    Çekiç sesleri geliyor doklardan / Güzelim bahar rüzgârında ter kokuları / İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı - Orhan Veli Kanık

[ekonomi]

  • Ticaret mallarını saklamak için rıhtımda yapılan büyük depo

KOD (Kelime Kökeni: Fransızca code)

[isim]

  • Harf
  • Şifre

Birleşik Kelimeler: kod adı, kod ismi, posta kodu, sektör kodu

KİP

[isim]

[dil bilgisi]

  • Fiillerde belirli bir zamanla birlikte konuşanın, dinleyenin ve hakkında konuşulanın, teklik veya çokluk olarak belirtilmiş biçimi, sıyga

[felsefe]

  • Değişebilen, geçici nitelik, san karşıtı

    Bir maddenin biçimi bir kiptir, ağırlığı ise sanlarından biridir.

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Uygun, tıpatıp gelen

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Sağlam, dayanıklı

[eskimiş]

  • Örnek, kalıp

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kip gelmek

Birleşik Kelimeler: dilek kipi, emir kipi, gelecek zaman kipi, gereklik kipi, haber kipi, şart kipi, bildirme kipi, isteme kipleri

PİR (Kelime Kökeni: Farsça pīr)

[isim]

  • Yaşlı, koca, ihtiyar kimse

    Ak sakallı pir, bunları söyleyerek sırra kadem basmış. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Bir tarikat veya sanatın kurucusu

    Büyük Itri'ye eskiler derler / Bizim öz musikimizin piri - Yahya Kemal Beyatlı

[zarf]

  • Adamakıllı, iyice

    Bir söyledi ama pir söyledi.

[mecaz]

  • Herhangi bir konuda, bir meslekte deneyim kazanmış, eskimiş kimse, guru

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pir aşkına
  • pir ol!

PİK (Kelime Kökeni: İngilizce pig)

[isim]

  • Dökme demir

Birleşik Kelimeler: pik boru

[isim]

[denizcilik]

  • Geminin kıç tarafındaki bayrak serenine açılan üçgen biçimindeki yelken

[isim]

  • Maça
  • Değer bakımından yükselme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pik yapmak

HİS (Kelime Kökeni: Arapça ḥiss)

[isim]

  • Duygu

    Sevgiyi tanımayanlar ayrılığın acısını da bilmezler, özlemezler ve gurbet hissi duymazlar. - Mehmet Kaplan

  • Duyu
  • Sezgi, sezme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hissine (veya hislerine) kapılmak
  • hissini vermek

Birleşik Kelimeler: hissedilmek, hissetmek, hissettirmek, hissikablelvuku, hissiselim, hissolunmak, altıncı his, galatıhis, acıma hissi, aşağılık hissi, görmüşlük hissi, suçluluk hissi, üstünlük hissi

HOR (Kelime Kökeni: Farsça ḫvār)

[sıfat]

  • Değersiz, önemi olmayan, aşağı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hora geçmek
  • hor bakmak
  • hor davranmak
  • hor görmek
  • hor kullanmak
  • hor tutmak