HİDROSEFAL Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

HİDROSEFAL harflerini içeren 5 harfli 76 kelime bulunuyor. 5 harfli HİDROSEFAL kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Hidrosefal ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Hidrosefal olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

FASİH16, FESİH16, SEFİH16, FAHRİ15, FELAH15, FERAH15, FERİH15, HİLAF15, HERİF15, HALEF15, İFLAH15, REFAH15, DEFOL14, FODLA14, FODRA14, EFDAL13, FORSA13, FOSİL13, FALSO13, FERDİ13, FEDAİ13, FERDA13, İFADE13, OFRİS13, REDİF13, SOFRA13, ESLAF12, FRİSA12, FLORA12, FLORİ12, HODRİ12, HADİS12, İSRAF12, İFLAS12, İHDAS12, RESİF12, SAFİR12, SAFER12, SEFİR12, SEFİL12, ARİFE11, DAHİL11, DELHİ11, FİLAR11, FARİL11, FERLİ11, HİDRA11, LAHOS11, HELİS10, HİSAR10, HALİS10, HARİS10, İSHAL10, İHLAS10, SİLAH10, SARİH10, SAHRE10, SAHİL10, DORSE9, HAİLE9, İHALE9, İLAHE9, RAHLE9, ASİDE8, ADRES8, DOLAR8, LODER8, LADES8, SEDİR8, DAİRE7, İRADE7, İDEAL7, İDARE7, LİDER7, İRSAL6, İSALE6

İRSAL (Kelime Kökeni: Arapça irsāl)

[isim]

[eskimiş]

  • Gönderme

İSALE (Kelime Kökeni: Arapça isāle)

[isim]

[eskimiş]

  • Akıtma

DAİRE (Kelime Kökeni: Arapça dāʾire)

[isim]

  • Konut olarak kullanılan bir yapının bölümlerinden her biri, kat

    Bu koskoca binanın, pasajın arka tarafında bir kısım daireleri ayrıca kiraya verilmiş. - Halit Fahri Ozansoy

  • Belirli devlet işlerini çevirmekle görevli kuruluşlardan her biri

    Eskiden hem bir dairede beraber bulunmuşlar hem de silah arkadaşlığı etmişlerdi. - Refik Halit Karay

  • Bu kuruluşların içinde çalıştıkları yapı
  • Bir yapı veya gemide belli bir işe ayrılmış bölüm

    Yemeği, selamlık dairesinin üst katındaki yemek salonunda yediler. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]

  • Soyut kavramlarda belli sınır, ölçü

    Serkeşliklerden vazgeçerek edep ve itaat dairesine dönünüz! - Necip Fazıl Kısakürek

[matematik]

  • Bir çemberin içinde kalan düzlem parçası

[müzik]

  • Saz takımında usul vurmaya yarayan tef

Birleşik Kelimeler: daire kesmesi, daire parçası, dubleks daire, fasit daire, uçan daire, yarım daire, arz dairesi, askerlik dairesi, enlem dairesi, hareket dairesi, harp dairesi, istihbarat dairesi, kalorifer dairesi, kaza dairesi, kazan dairesi, lojistik dairesi, saat dairesi, vergi dairesi

İRADE (Kelime Kökeni: Arapça irāde)

[isim]

  • Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü, istenç

    Korkunç bir irade kuvveti sarfıyla baş ucundaki lambayı yaktı. - Sait Faik Abasıyanık

[ruh bilimi]

[felsefe]

  • İstenç

[eskimiş]

  • Buyruk

    Görülünce vurulması için irade bile var. - Sermet Muhtar Alus

[eskimiş]

  • İstek, dilek

    Ölüme, yaşama irademizin bir çeşit tükenişi diye bakıyoruz. - Ahmet Muhip Dranas

Birleşik Kelimeler: irade beyanı, irade dışı, irade kaybı, irade yitimi, millî irade

İDEAL (Kelime Kökeni: Fransızca idéal)

[isim]

[felsefe]

  • Ülkü

    Büyük ideal sahiplerinin ilk kudretleri ketum oluşlarıdır. - Aka Gündüz

[sıfat]

  • Düşüncenin tasarlayabileceği bütün üstün nitelikleri kendinde toplayan

    Bu ideal kocalar, eşref saatleri tıkır tıkır işletmesini bilen kadınların kocalarıdır. - Şevket Rado

[sıfat]

  • Uygun

    Söyle şunlara, biz burayı münasip bulduk. Tek taraflı asma köprü için ideal bir yer. - Ayşe Kulin

İDARE (Kelime Kökeni: Arapça idāre)

[isim]

  • Yönetme, yönetim, çekip çevirme

    Bu zat, propagandayı tertip ve idareye memur imiş. - Atatürk

  • Ülke işlerinin yürütülmesi, kamuya ilişkin hizmetlerin bütünü
  • Bir kurum veya kuruluşun yönetildiği yer veya makam

    Meğer Gazi Paşa gelecekmiş. İdare her sınıfa Afet Hanım'ın Yurt Bilgisi kitabından üçer nüsha dağıttı. - Haldun Taner

  • Bir kurumun işlerini yürüten kurul

    Gazete idaresi tarafından zarf kazara açılmış. - Peyami Safa

  • Tutum

    Birdenbire, elindeki suyu günlerce idareye mecbur bir kazazede hâline geldim. - Necip Fazıl Kısakürek

  • İdare kandili veya lambası
  • Hoş görme, göz yumma
  • Yetinme

    Bu son hatıralarla sonuna kadar idareye çalışıyorum. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • idare etmek
  • idaresini bilmek

Birleşik Kelimeler: idare amiri, idarehane, idare hukuku, idareimaslahat, idare kandili, idare lambası, idare mahkemesi, idare meclisi, mahallî idare, merkezî idare, mülki idare, örfi idare, sivil idare, amme idaresi, kamu idaresi

LİDER (Kelime Kökeni: Fransızca leader)

[isim]

  • Önder, şef

    İhtilal partisinin liderini yakından ilk defa tanıyacaktım. - Falih Rıfkı Atay

  • Bir partinin veya bir kuruluşun en üst düzeyde yönetimiyle görevli kimse

    Politika kargaşalarına gömülmüş liderler, ufukta bekleyen tehlikeyi göremiyorlardı. - Samiha Ayverdi

[spor]

  • Bir yarışmada başta bulunan takım veya yarışmacı

ASİDE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣīde)

[isim]

[eskimiş]

  • Un, et ve bamya ile yapılan bir Arap yemeği

ADRES (Kelime Kökeni: Fransızca adresse)

[isim]

  • Bir kimsenin oturduğu yer, bulunak

    Mektuplar gelir adreslerine / Şenyuva Apartmanı bodrum katı - Orhan Veli Kanık

  • Kurum veya kuruluşun bulunduğu yer

[mecaz]

  • Bir kimsenin sık olarak gittiği yer

[mecaz]

  • Hedef gösterilen yer

    Mühim hadiselerin yanı sıra, acil durumların da şaşmaz adresiydi Celâl. - Elif Şafak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • adres bırakmak (veya vermek)
  • adres göstermek

Birleşik Kelimeler: adres defteri, adres kartı, adres kitabı, adres makinesi, adres rehberi

DOLAR (Kelime Kökeni: Fransızca dollar)

[isim]

  • Amerika Birleşik Devletleri, Kanada vb. devletlerin para birimi

LADES (Kelime Kökeni: Farsça yād + dest)

[isim]

  • Tavuğun lades kemiğini iki kişinin birer ucundan tutarak kırmasından sonra birinin bir şeyi `aklımda` veya `hatırımda` demeden ötekinden almasıyla yenik sayılması kuralına dayanan bir oyun, lades oyunu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lades tutuşmak

Birleşik Kelimeler: lades kemiği, lades oyunu

SEDİR (Kelime Kökeni: Arapça ṣadr)

[isim]

  • Arkalıksız, üstü minderli ve yastıklı olabilen, oturmaya veya yatmaya yarayan ev eşyası, divan

    Bizi geniş sedirlerle çevrilmiş keten örtülü bir büyük odaya aldılar. - Burhan Felek

[isim]

[bitki bilimi]

  • Kozaklılardan, çiçekleri sarı veya açık yeşil renkli, boyu 40 metre kadar olabilen ve kerestesi yapı işlerinde kullanılan bir orman ağacı, dağ servisi (Cedrus)

Birleşik Kelimeler: aksedir

DORSE (Kelime Kökeni: İngilizce dorsal)

[isim]

  • Kara taşıma araçlarındaki kasa

HAİLE (Kelime Kökeni: Arapça hāʾile)

[isim]

[eskimiş]

  • Çok acıklı olay

    Beni öldürmek için birisi fazla bile / Ancak onun elinden çıkar böyle haile - Faruk Nafiz Çamlıbel

[edebiyat]

  • Manzum biçimde yazılmış trajedi

İHALE (Kelime Kökeni: Arapça iḥāle)

[isim]

[ticaret]

  • İş, mal vb.ni birçok istekli arasından en uygun şartlarla kabul edene verme, eksiltme veya artırma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ihale etmek
  • ihaleye çıkarılmak