HİDROKARBON Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

HİDROKARBON harflerini içeren 5 harfli 52 kelime bulunuyor. 5 harfli HİDROKARBON kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Hidrokarbon ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Hidrokarbon olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

HODAN12, HODRİ12, BORDO11, BAHRİ11, BAHİR11, HİDRA11, HORON11, HARBİ11, İHBAR11, BORDA10, BİDON10, BANDO10, BARDO10, DOBRA10, HANOİ10, BİDAR9, BADİK9, HAKİR9, HARİR9, İKRAH9, KAHİN9, KAHİR9, NİKAH9, BORİK8, BORAN8, BORAK8, BANKO8, BARON8, BAROK8, DONRA8, KOBRA8, KADRO8, RADON8, BAKİR7, DİNAR7, İDRAK7, İDRAR7, KORNO7, KİBAR7, KADİR7, KABİN7, KABİR7, KOROR7, NAKDİ7, NADİR7, ORİON7, KORNA6, NOKRA6, RAKOR6, İNKAR5, İKRAR5, KARNİ5

İNKÂR (Kelime Kökeni: Arapça inkār)

[isim]

  • Yaptığını, söylediğini, tanık olduğunu saklama, gizleme, yadsıma
  • Kabul etmeme, tanımama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • inkârdan gelmek
  • inkâr etmek

İKRAR (Kelime Kökeni: Arapça iḳrār)

[isim]

[eskimiş]

  • Saklamayıp doğruca söyleme, açıkça söyleme
  • Bildirme
  • Benimseme, onama, kabul, tasdik

    Sükût ikrardan gelir.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikrar etmek
  • ikrar vermek

KARNİ (Kelime Kökeni: Fransızca cornue)

[isim]

[kimya]

  • Laboratuvarda damıtma işlerinde kullanılan, geniş karınlı, dar ve eğri boyunlu cam kap

KORNA (Kelime Kökeni: İtalyanca corna)

[isim]

  • Motorlu taşıtlarda, bisikletlerde sesle işaret vermek için kullanılan ve içinden hava geçirilerek çalınan boru, klakson

    Saat on iki olur olmaz, apartmanın önünde kornayı öttürdüm. - Aka Gündüz

NOKRA (Kelime Kökeni: Arapça nuḳra)

[isim]

  • Büveleğin sebep olduğu, genellikle davar ve sığırlarda, seyrek olarak insanlarda rastlanan, ortası delik şişkinliklerle tanınan hastalık

RAKOR (Kelime Kökeni: Fransızca raccord)

[isim]

  • Sıhhi tesisatta iki boruyu döndürmeden birbirine bağlanmasını sağlayan bağlantı parçası

Birleşik Kelimeler: rakorlu musluk

BAKİR (Kelime Kökeni: Arapça bākir)

[sıfat]

  • Cinsel ilişkide bulunmamış (erkek)
  • El değmemiş, kullanılmamış
  • İşlenmemiş (toprak)
  • Eskimemiş, yıpranmamış, yeni

DİNAR (Kelime Kökeni: Arapça dīnār)

[isim]

  • Bahreyn, Cezayir, Irak, Karadağ, Kuveyt, Libya, Sırbistan, Tunus ve Ürdün kullanılan para birimi
  • Eski Yugoslavya'da kullanılan para birimi

[eskimiş]

  • Altın liranın yaklaşık dörtte biri değerinde olan eski bir para

[isim]

  • Afyonkarahisar iline bağlı ilçelerden biri

İDRAK (Kelime Kökeni: Arapça idrāk)

[isim]

  • Anlama yeteneği, anlayış, akıl erdirme

    Kişilik idraklerle doğar, diyenler de var. - Çetin Altan

  • Erişme, ulaşma

[ruh bilimi]

  • Algı

[ruh bilimi]

  • Algılama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • idrak etmek

İDRAR (Kelime Kökeni: Arapça idrār)

[isim]

  • Böbreklerde kandan süzülerek idrar yolları aracılığıyla dışarıya atılan sıvı, sidik, küçük abdest, hacet

    Kan, idrar, bilmem ne tahlilleri filan bile bize esaslı bir şey söylemez. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: idrar kesesi, idrar torbası, idrar yolu, idrar zoru

KORNO (Kelime Kökeni: İtalyanca corno)

[isim]

[eskimiş]

  • Savaşlarda çağrı aracı olarak kullanılan boynuz veya fil dişi boru

[müzik]

  • Bir ağızlık, kendi üzerine dolanmış koni biçiminde uzun bir boru ve ağzı genişçe açılan bir kulaklıktan oluşan üflemeli bakır çalgı

KİBAR (Kelime Kökeni: Arapça kibār)

[sıfat]

  • Davranış, düşünce, duygu bakımından ince, nazik olan (kimse)

    İşte senin bu kibar, bu efendi hâllerine bayılıyorum. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Soylu, köklü (kimse, aile)

    Telefona giderek kibar ve varlıklı insanlara has bir şive ile köşkten otomobili istetti. - Haldun Taner

[isim]

[eskimiş]

  • Büyükler, ulular

Birleşik Kelimeler: kibar düşkünü, kibar lokması, kibarzade, kibarlar âlemi, kelamıkibar, orman kibarı

KADİR (Kelime Kökeni: Arapça ḳadr)

[isim]

[eskimiş]

  • Değer, kıymet, itibar

[gök bilimi]

  • Bir yıldızın parlaklık bakımından bulunduğu basamak

    Birinci kadirde on dokuz, ikincide elli yedi, üçüncüde yüz yetmiş dört yıldız bulunur.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kadrini anlamak
  • kadrini bilmek

Birleşik Kelimeler: kadirbilir, kadirbilmez, Kadir Gecesi

[sıfat]

  • Güçlü, gücü yeter, erkli

    Binaya yakışacak mobilyayı satın almaya kadir babayiğit çıkmadı. - Reşat Nuri Güntekin

[din bilgisi]

  • Her şeye gücü yeten (Tanrı)

    Evlerinin önü yüksek çevirme / Kadir Mevla'm bugünlük de ayırma - Halk türküsü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kadir olmak

KABİN (Kelime Kökeni: Fransızca cabine)

[isim]

  • Küçük, özel bölme

    Az sonra asansör kabininin çıkardığı sesi yeniden duydu. - Osman Aysu

  • Gemilerde, uçaklarda, uzay gemilerinde küçük bölme
  • Uçakta yolcuların oturduğu bölüm
  • Plajda soyunma yeri

    Sonra kabinini gösterdi Özer'e. Hadi giyin, kabinimin kapısından gel al beni. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: kabin amiri, banyo kabini, duş kabini, pilot kabini, telefon kabini

KABİR (Kelime Kökeni: Arapça ḳabr)

[isim]

  • Mezar

    Ve serin serviler altında kalan kabrinde / Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: kabir azabı, kabir suali, Anıtkabir