HESAPSIZCA Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
HESAPSIZCA harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli HESAPSIZCA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
CEZP14,
ASES (Kelime Kökeni: Arapça ʿases)
- Osmanlı Devleti'nde Yeniçeri Ocağının kaldırılmasından önceki güvenlik görevlisi
- Gece bekçisi
Birleşik Kelimeler: asesbaşı
ESAS (Kelime Kökeni: Arapça esās)
- Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel
-
Bir iş veya sözde doğru biçim
Bu işin esası böyle değil.
-
Ana, temel olarak alınan, başlıca, asal, esasi
Esas düşünce. Esas görev.
Ata Sözleri ve Deyimler
- esasa bağlamak
- esasına bakarsan
- esası olmamak
Birleşik Kelimeler: esas duruş, esas vaziyet
SASI
- Küf ve çürük gibi kokan
- Kokuşmuş
- Tatsız
Ata Sözleri ve Deyimler
- sası kokmak
SEZA (Kelime Kökeni: Farsça sezā)
-
Uygun, yaraşır, bir şeye değer
Hele Topaç dedikleri o mollanın hâli görülmeye seza. - Sermet Muhtar Alus
ASAP (Kelime Kökeni: Arapça aʿṣāb)
-
Sinir
Bu büyük ızdırap, asabına uyuşukluk getirdi. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
Ata Sözleri ve Deyimler
- asabına dokunmak
APSE (Kelime Kökeni: Fransızca abcès)
- Çıban
Ata Sözleri ve Deyimler
- apse yapmak
HASA
- Patiska
SAPA
-
Merkezden uzak, kıyıda köşede kalmış
Eskiden sapa semtlerde küçücük dükkânlar görünürdü. - Sait Faik Abasıyanık
-
Gidilen yol üzerinde olmayan, sapılarak varılan
Dar ve sapa yollardan hızla yürümeye çalışıyorduk. - Ahmet Hamdi Tanpınar
-
Düzgün olmayan, yolundan sapmış
Kimileri sert çıkışlarda, karşı koymalarda, sapa ilişkilerde çözüm arıyor. - Tomris Uyar
SAHA (Kelime Kökeni: Arapça sāḥa)
-
Alan
Futbol sahasının kenarında düşmanlarını seyrediyordu. - Sait Faik Abasıyanık
- Takım oyunlarında karşılaşmaların yapıldığı yer
Ata Sözleri ve Deyimler
- sahaya çıkmak
Birleşik Kelimeler: saha amiri, saha avantajı, saha komiseri, dış saha, halı saha, iç saha, orta saha, yabancı saha, yarı saha, yeşil saha, ceza sahası, hava sahası, oyun sahası, penaltı sahası, tenis sahası, tensil sahası
AZCA
- Oldukça az
ECZA (Kelime Kökeni: Arapça eczāʾ)
- Canlılardaki rahatsızlıkların bozuklukların ve çeşitli hastalıkların tanısı, önlenmesi veya tedavisi için yararlanılan doğal veya sentez yoluyla hazırlanmış madde
-
Çeşitli amaçlarla kullanılan kimyasal madde
Burada musluklar, mermer teşrih masaları, antiseptik eczalar yok! - Falih Rıfkı Atay
Birleşik Kelimeler: ecza çantası, ecza dolabı, ecza kutusu, eczane
SIPA
- Eşek yavrusu
-
Çocuk için sevgi ve şefkat duygularıyla kullanılan bir söz
Sıpanın aklı karıştı. - Muzaffer İzgü
Birleşik Kelimeler: eşek sıpası
CEZA (Kelime Kökeni: Arapça cezāʾ)
-
Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım
O, olası ihanetim için cezalardan ceza beğenirken, ben de elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyordum. - Elif Şafak
-
Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı yasaların öngördüğü yaptırım
Cezasını tamamlayana kadar tek kişilik bir koğuşta kalmış. - Ahmet Ümit
Ata Sözleri ve Deyimler
- ceza almak
- ceza çekmek
- ceza görmek
- ceza kesmek
- cezasını bulmak
- cezasını çekmek
- ceza vermek
- cezaya çarptırmak
- ceza yazmak
- ceza yemek
Birleşik Kelimeler: ceza alanı, ceza atışı, cezaevi, ceza hukuku, ceza reisi, ceza sahası, ceza vuruşu, ağır ceza, nakdî ceza, ağır ceza mahkemesi, ağır hapis cezası, ağır para cezası, beden cezası, disiplin cezası, hafif hapis cezası, idam cezası, kınama cezası, kürek cezası, ölüm cezası, para cezası, pranga cezası
APAZ
- Avuç
- Çok az
AZAP (Kelime Kökeni: Arapça ʿaẕāb)
-
Büyük sıkıntı, eziyet, ezinç
Azabın, biliyorum, ölümden daha derin / Baba, isyan etmesin gökyüzüne kederin - Faruk Nafiz Çamlıbel
- İslam inanışına göre dünyada günah işlemiş olanlara ahirette verilecek ceza
Ata Sözleri ve Deyimler
- azap çekmek
- azap duymak
- azap vermek
Birleşik Kelimeler: cehennem azabı, kabir azabı, vicdan azabı
-
Anadolu'nun birçok bölgesinde çiftlik uşağı
Ertesi sabah bahçede gezinirken Mehmet, emektar azaplarından birini gördü. - Emine Işınsu
-
Yeniçeriler zamanında gerektikçe sancaklardaki gençlerden toplanıp ordu ve donanmaya katılan asker
Kocası ve büyük oğlu azap olarak orduya gitmişler, azap olarak ölmüşlerdi. - Nihal Atsız