HESAPLATTIRMAK Harflerini İçeren 9 Harfli Kelimeler
HESAPLATTIRMAK harflerini içeren 9 harfli 30 kelime bulunuyor. 9 harfli HESAPLATTIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
HIRPALAMA19,
ARATILMAK
- Aratma işine konu olmak
ARTIKLAMA
- Artıklamak işi
ARIKLATMA
- Arıklatmak işi
AKTARMALI
-
Aktarma gerektiren
Aktarmalı tren.
- Aktarma yaparak
AKTARILMA
- Aktarılmak işi
RASTLAMAK
-
Bir kimse ile karşı karşıya gelmek, karşılaşmak, rast gelmek, tesadüf etmek
Hava kararmaya başladığında, mezarlıkta sadece bir kişiye rastladı. - İhsan Oktay Anar
-
Herhangi bir şeyle karşı karşıya gelmek
Birbirini bütün tedaileriyle karşılayan iki kelimeye ne aynı dilde rastlarsınız ne iki ayrı dilde. - Cemil Meriç
-
Atılan şey hedefi bulmak, rast gelmek
Taş cama rastladı.
TERASLAMA
- Sekileme
TARTILMAK
- Tartma işi yapılmak veya tartma işine konu olmak
- Kendini tartmak
AKSATILMA
- Aksatılmak işi
SIRALATMA
- Sıralatmak işi
SIRALAMAK
-
Birbiri ardı sıra veya yan yana koyarak sıra durumuna getirmek
İskemleleri sıralamak.
-
Art arda söylemek, sayıp dökmek
Kendisini tüm bu bilgileri biriktirmeye iten nedenleri sıraladı. - Lâtife Tekin
-
Belirli bir düzene göre yerleştirmek veya düzenlemek, sıraya koymak
Herkesin onu dinlediğini görünce, arkasına yaslanıp kendinden gayet emin bir tavırla elindeki verileri sıraladı. - Elif Şafak
- Söylenecek, yazılacak, yapılacak şeylere zihinde gerekli düzeni vermek
-
Aynı davranışı birbiri ardınca birçok kez yapmak
Bize karşı bir sürü itiraz sıraladı.
-
Aynı davranışı birçok şey üstünde tekrarlamak
Bekçi bütün kapıları sıraladı.
- Küçük çocuk tutunarak yürümeye başlamak, tutunarak yürümek
SIRTLAMAK
-
Sırtına alıp yüklenmek
Balığı sırtlayınca soluğu ninesinin kulübesinde aldı. - Halikarnas Balıkçısı
-
Birinin, bir şeyin sorumluluğunu, yükünü veya geçimini üzerine almak
Gazete satan Babuş daracık omuzlarıyla bir aileyi sırtlayacak. - Peyami Safa
SATTIRMAK
- Satma işini yaptırmak veya satma zorunda bırakmak
HARLATMAK
-
Ateşi kuvvetlendirmek, alevlendirmek
Şerefimize sobaya bir iki odunla bir kucak çalı atıp harlattılar. - Reşat Nuri Güntekin
-
Coşkunluk vermek, canlandırmak
Millî Mücadele'de aç ve çıplak insanlarımızın yüreğinde alevler harlatmak için tek bir kıvılcım yetmişti. - Aydın Boysan
PARLATMAK
- Bir yüzeyi düzgün ve parlak duruma getirmek, parlamasını sağlamak
-
İçki içmek
Piyaz, köfte, yarım şişeyi parlatayım, dedim. - Muzaffer İzgü
- Güzel, etkili, alışılmamış söz söylemek
- Birini gereğinden fazla övmek