HEMATOLOG Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

HEMATOLOG harflerini içeren 4 harfli 31 kelime bulunuyor. 4 harfli HEMATOLOG kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

LOGO10, GATO9, HAMT9, ATEH8, AGEL8, GALE8, HELA8, HALE8, HALT8, ATOM6, LOME6, MOLA6, OLMA6, ATOL5, ALEM5, ALTO5, AMEL5, ETOL5, ELMA5, LOTA5, LAME5, META5, MALT5, MEAL5, MALE5, OTEL5, OLTA5, TEMA5, ATEL4, ALET4, TELA4

ATEL (Kelime Kökeni: Fransızca attelle)

[isim]

  • Kırılmış kemiklerin düzgün bir biçimde sarılabilmesi için kullanılan türlü malzemelerden yapılmış destek

ALET (Kelime Kökeni: Arapça ālet)

[isim]

  • Bir el işini veya mekanik bir işi gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne
  • Bir sanatı yapmaya, uygulamaya yarayan özel araç

[teknik]

  • Bir makineyi oluşturan ve işlemesine yardım eden parçalardan her biri

[mecaz]

  • Maşa

    Birtakım teşebbüslerini gerçekleştirmesi yolunda onu bir alet gibi kullanıyor. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alet etmek
  • alet işler, el övünür
  • alet olmak

Birleşik Kelimeler: alet edevat, tansiyon aleti, çalgı aleti, kondisyon aleti, ses aleti, suç aleti, tesviye aleti

TELA (Kelime Kökeni: İtalyanca tela)

[isim]

  • Kumaşla astar arasına konularak giysinin dik durmasını sağlayan kolalı bez

ATOL

[isim]

[denizcilik]

  • Mercan adası

ÂLEM (Kelime Kökeni: Arapça ʿālem)

[isim]

[gök bilimi]

  • Evren
  • Dünya, cihan

    İnsan âlemde, hayal ettiği müddetçe yaşar. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Aynı konu ile ilgili kimseler
  • Bu kimselerin uğraşlarının bütünü

    Geçen kışın tiyatro, cambazhane âlemlerini uzun uzun tasvir ediyordu. - Osman Cemal Kaygılı

  • Belli bir grupraki canlıların bütünü

    Hayvanlar âlemi.

  • Durum ve şartlar

    Evlilik âlemi.

[zamir]

  • Herkes, başkaları

    Bu yaptığından dolayı âleme rezil oldun.

  • Ortam, çevre

    Fakat onun Türk ve Müslüman dostları hep alafranga ve zengin bir âlemde yaşarlardı. - Halide Edip Adıvar

  • Kendine özgü birçok niteliği bulunan şey
  • Farklı davranış içinde bulunan kimse

[mecaz]

  • Eğlence

    O gün evde iki gün önceki araba âlemlerini düşünüyordu. - Osman Cemal Kaygılı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • âleme verir talkını (veya telkini), kendi yutar salkımı
  • âlemin ağzı torba değil ki büzesin
  • âlemi var mı?
  • âlem yapmak

Birleşik Kelimeler: bir âlem, cümle âlem, devriâlem, dış âlem, dünya âlem, el âlem, harcıâlem, ibretiâlem, içki âlemi, kibarlar âlemi, masal âlemi, oturak âlemi, rakı âlemi

[isim]

  • Bayrak
  • Minare, kubbe, sancak direği vb. yüksek şeylerin tepesinde bulunan, madenden yapılmış ay yıldız veya lale biçiminde süs, ayça

[mecaz]

  • Simge

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alem olmak

ALTO (Kelime Kökeni: İtalyanca alto)

[isim]

[müzik]

  • Viyola
  • Kontralto

AMEL (Kelime Kökeni: Arapça ʿamel)

[isim]

  • Yapılan iş, edim, fiil

[din bilgisi]

  • Bir kimsenin dinin buyruklarını yerine getirmek için yaptıkları

[mecaz]

  • İshal

Birleşik Kelimeler: aksülamel

ETOL (Kelime Kökeni: Fransızca étole)

[isim]

  • Genellikle kürkten, gösterişli kumaşlardan veya yün örgüden yapılmış omuz atkısı

    Omuzlarına beyaz bir etol almayı da ihmal etmedi. - Ayşe Kulin

ELMA

[isim]

[bitki bilimi]

  • Gülgillerden, çiçekleri pembe veya beyaz bir ağaç (Pirus malus)
  • Bu ağacın kabuğu parlak, sert, kırmızı, sarı ve yeşil renkte, kokusu hoş, tadı ekşi veya tatlı, dokusu gevrek, ufak çekirdekli meyvesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elma da alma da demesini biliriz
  • elma gibi
  • elmanın dibi göl, armudun dibi yol
  • elmayı çayıra, armudu bayıra

Birleşik Kelimeler: elmabaş, elma çayı, elma hoşafı, elma kompostosu, elma sirkesi, elma suyu, elma şarabı, elma şekeri, elma şurubu, elma yanaklı, acı elma, çürük elma, ekşi elma, Kızılelma, âdemelması, Amasya elması, Amerikan elması, dağ elması, deveelması, ferik elması, fil elması, Japon elması, kabak elması, kiraz elması, misket elması, pamuk elması, şeytan elması, yer elması

LOTA (Kelime Kökeni: Latince)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Tatlı sularda yaşayan, bir tür gelincik balığı (Lota vulgaris)

LAME (Kelime Kökeni: Fransızca lamé)

[isim]

  • Dokusunda çoğunlukla gümüş ve altın renginde tel bulunan kumaş veya metal parlaklığı verilmiş deri

[sıfat]

  • Böyle bir kumaş veya deriden yapılan

    Zehra, lame balo pabuçlarından görünecek olan ayak tırnaklarını da cilaladı. - Cahit Uçuk

META (Kelime Kökeni: Arapça metāʿ)

[isim]

  • Mal, ticaret malı

[ticaret]

  • Sermaye

    Batı'dan aldığımız öteberi arasında en kıymetli meta kendi memleketimizi karış karış dolaşma arzusu olmalıdır. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

MALT (Kelime Kökeni: Fransızca malt)

[isim]

  • Bira yapmak için çimlendirilip kurutularak hazırlanmış arpa

MEAL (Kelime Kökeni: Arapça meʾāl)

[isim]

[eskimiş]

  • Anlam, kavram, mefhum

    Her cepheden tek mealde bir telgraf geliyor. - Aka Gündüz

  • Ortaya çıkan şey, sonuç, netice

OTEL (Kelime Kökeni: Fransızca hôtel)

[isim]

  • Yolcu ve turistlere geceleme imkânı sağlamak, bunun yanında yemek, eğlence vb. hizmetleri sunmak amacıyla kurulmuş işletme

    Selamlaşarak ayrılıyor ve masaların arkasından dönüp otelin kapısından dışarı çıkıyorlar. - Esat Mahmut Karakurt

Birleşik Kelimeler: otel faresi, otelgarni, apart otel, butik otel