HAZIRLANIŞ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
HAZIRLANIŞ harflerini içeren 5 harfli 29 kelime bulunuyor. 5 harfli HAZIRLANIŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
HIZIR14,
ANALI
- Anası olan
Ata Sözleri ve Deyimler
- analı kuzu, kınalı kuzu
Birleşik Kelimeler: analıkızlı
NAZAL (Kelime Kökeni: Fransızca nasal)
- Genizsil
NAZAR (Kelime Kökeni: Arapça naẓar)
- Belli kimselerde bulunduğuna inanılan, kıskançlık veya hayranlıkla bakıldığında insanlara, eve, mala mülke hatta cansız nesnelere kötülük verdiğine inanılan uğursuzluk, göz
-
Bakış, bakma, göz atma
İlk nazarda mağrur, azametli tesirini veriyor. - Sermet Muhtar Alus
Ata Sözleri ve Deyimler
- ... nazarıyla bakmak
- nazara gelmek
- nazar değmek
- nazarı değmek
Birleşik Kelimeler: nazar boncuğu, nazarıdikkat, nazarıitibar, noktainazar, sarfınazar
RANZA (Kelime Kökeni: İtalyanca rancio)
- Gemi, tren, kışla, yatılı okul vb. yerlerde üst üste yapılan yatak yeri
ARIZA (Kelime Kökeni: Arapça ʿāriża)
- Aksama, aksaklık, bozulma
- Engebe
- Bir notanın sesini yarım ton yükseltmek, alçaltmak veya eski durumuna getirmek için notanın soluna konulan diyez, bemol ve bekar işaretlerinin ortak adı
Ata Sözleri ve Deyimler
- arıza yapmak
ARŞIN
-
Yaklaşık 68 santimetreye eşit olan uzunluk ölçüsü
Bu duvarlar yerden bir arşın kadar yüksek, üstünde güzel bir parmaklığı olan duvarlardı. - Memduh Şevket Esendal
NAZLI
-
Kolayca gönlü olmayan, kendini ağır satan, ısrar bekleyen, işveli, edalı
Nazlı mı nazlı, süzüm süzüm süzülen bir kız çocuğuydu. - Tarık Buğra
- Özen isteyen, nazik
- Sağlığını, dayanıklılığını çabuk yitiren
-
Üstüne titrenilerek, değer verilerek
Ben çocukluğumdan beri gayet nazlı büyüdüm. - Peyami Safa
NAZIR (Kelime Kökeni: Arapça nāẓir)
-
Bir yere doğru bakan (ev, oda vb.)
Küçük fakat çok şirin bir oda, gölgelik, denize nazır. - Haldun Taner
-
Bakan
Eski nazırlardan birisine ilk defa burada rastladım. - Aka Gündüz
Birleşik Kelimeler: hariciye nazırı, telaşe nazırı
ŞANLI
-
Tanınmış, ünlü
O gün bu şanlı fırka kumandanını görebilmek hepimiz için bir emeldi. - İbrahim Alâeddin Gövsa
-
Yüce, ulu, büyük
Milletimin büyük ve şanlı mazisi hatıramda uyanıyordu. - Hüseyin Cahit Yalçın
Birleşik Kelimeler: şanlı şöhretli, anlı şanlı, namlı şanlı
ZANLI
- Şüpheli
AZILI
-
Gözü bir şeyden yılmayan, azgın
Kahveci hem kulampara hem de azılı bir katil olarak şöhretli biri olduğundan bu mekâna ayak basan pek olmuyordu. - Yusuf Atılgan
-
Çok şiddetli, korkunç
En azılı küfürler kalın bir argo kabuğu içinde saklı. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
AŞIRI
-
Alışılan veya dayanılabilen dereceden çok daha fazla, taşkın
Ticaret az gelişmiş toplumlarda aşırı bir gelişme gösterir. - Oktay Rifat
- Bir şeye gereğinden çok fazla bağlanan, önem veren, müfrit, ekstrem
-
Gereğinden fazla, çok
Talihin aşırısı da insanı eninde sonunda aptallaştırdığından sonuç aynı kapıya çıkardı. - Elif Şafak
-
Ötede, ötesinde
İki ev aşırı.
-
Gereğinden fazla olarak, çokça
Kadın aşırı boyanmıştı, adamın yüzü solgundu. - Yusuf Atılgan
Ata Sözleri ve Deyimler
- aşırı gitmek
Birleşik Kelimeler: aşırı akım, aşırı bellem, aşırı besi, aşırı doyma, aşırı duyarlık, aşırı duyu, aşırı erime, aşırı etkin, aşırı gerilim, aşırı şiddetli fırtına, aşırı taşırı, aşırı uç, aşırı yük, denizaşırı, günaşırı, yılaşırı
AŞILI
- Herhangi bir hastalığa karşı aşılanmış olan (kimse)
- Aşı yapılmış (bitki)
HARIN (Kelime Kökeni: Arapça ḥarūn)
- Bir şeyden huylanıp yürümeyen, geri geri giden (hayvan)
- Hain, huysuz
- Obur
HARLI
-
Kuvvetli bir biçimde
Yüreğimizdeki uygarlaşma ateşi öylesine harlı yanıyordu ki hatalarımızı görmüyorduk. - Ayşe Kulin